MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 16.10.2012 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın açılmamış sayılmasına dair verilen 05.09.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, ortaklığın giderilmesi isteğine ilişkindir.
Davacı 43190 ada 3 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki ortaklığın giderilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
Davacı vekilinin dava dilekçesinde husumet yönelttiği kişilerden paydaş ........."un dava açılmadan önce öldüğü yargılama sırasında anlaşıldığından davacı vekili tarafından ........."un mirasçıları davaya dahil edilmek suretiyle taraf teşkili sağlanmak istenmiştir. Davacı vekili, ........."un 29.05.2013 tarihli mirasçılık belgesinde belirtilen mirasçılardan ........."ün T.C. kimlik numarası belirtilerek UYAP üzerinden tespit edilen adresine dava dilekçesinin tebliğini istemiştir. Mahkemece, ........."ün MERNİS sistemindeki adresine ulaşılamadığından tebligata elverişli adreslerinin bildirilmesi için HMK"nın 119/2. maddesi uyarınca davacı vekiline 1 haftalık kesin süre verilmiştir. Söz konusu ihtaratı içeren belge davacı vekiline 21.08.2013 tarihinde tebliğ edilmiş, davacı vekili ........."ün adresini mahkemeye 02.09.2013"de bildirdiği anlaşılmıştır.
Mahkemece, davacının dava dilekçesindeki zorunlu unsurları eksiksiz bildirmediği, verilen kesin süre içinde de tamamlamadığı gerekçesiyle HMK"nın 119/2 maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Ancak, kendisine tebligat yapılamayan dahili davalı ... Yaşamtürk adlı şahsın adresinin bildirilmesi için davacı vekiline meşruhatlı davetiye ile verilen kesin süre içinde bu kişinin T.C. kimlik numarasını bildirdiği anlaşılmaktadır. Bu durumda davalının adresi belirlenemediği takdirde kendisine ilanen tebligat yapılmak suretiyle taraf teşkilinin sağlanması gerekir.
Ayrıca, dava konusu taşınmazın bir kısım paydaşları ile bu paydaşların bazı mirasçıları ölü olduklarından bunların mirasçılık belgeleri temin edilmek suretiyle taraf teşkilinin sağlanıp sağlanmadığının denetlenmesi gerektiği halde mirasçılık belgelerinin alınmadığı görülmektedir.
Diğer taraftan dava konusu taşınmazın tapu kayıtlarında paylı maliklerden ...."ın tapuda soyadının hatalı şekilde ....olarak yazıldığı anlaşıldığından ileride hükmün infazında tereddüte neden olunmaması için bu yanlışlığın idari yoldan düzeltilmesi, mümkün olmadığı takdirde bu konuda dava açmak üzere davacıya yetki ve makul bir süre verilerek gerekli düzeltme işlemleri yapılarak tapu sicilinde de infazı sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerekir.
Mahkemece, belirtilen hususlar gözetilmeden kesin süreye uyulmadığı gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 11.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.