Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/9289
Karar No: 2018/3902

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2015/9289 Esas 2018/3902 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2015/9289 E.  ,  2018/3902 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki, trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın kabulüne ilişkin verilen hüküm, davalı ... vekili tarafından süresi içinde; temyiz isteminin reddine ilişkin 06.01.2015 tarihli mahkeme ek kararı ise, davalı ... vekili tarafından süresinden sonra temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    -K A R A R-
    Davacı ..., davaya konu kaza tarihi itibariyle trafik sigortası bulunmayan araç ile davalı ... tarafından trafik sigortalı aracın karıştığı kazada yaralandığını, hakkında düzenlenen raporla % 12 kalıcı sakatlığı olduğunun saptandığını, sakatlığı nedeniyle kazanç kaybına uğradığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL. maddi tazminatın kaza tarihinden işleyecek faiziyle birlikte davalılardan tahsilini talep etmiş; 20.10.2014 tarihli ıslah dilekçesiyle, taleplerini 50.993,41 TL"ye yükseltmiştir.
    Davalı ... vekili, poliçe limitiyle sınırlı biçimde ve sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında zarardan sorumlu olduklarını, davadan önce temerrüde düşürülmediklerini belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Davalı ... vekili, davaya konu kazadaki kusur oranlarının belirlenmesi ve davacının maluliyeti olup olmadığı konusunda uzman heyet raporu alınması gerektiğini, davacı sigortasız araçta yolcu olduğu için hatır taşıması ve ayrıca müterafik kusur nedeniyle tazminattan indirim yapılması gerektiğini, ... tarafından yapılmış ödeme bulunması halinde bunun da tazminattan düşülmesi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davanın kabulü ile 50.993,41 TL. tazminatın davalıların kusur oranları gözetilerek 35.695,38 TL"lik kısmının davalı ..."ndan ve 15.298,02 TL"lik kısmının davalı ..."nden dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Davalı ..."nin temyiz talebi yönünde; mahkemece verilen 05.11.2014 tarihli kararın, davalı vekili tarafından HUMK"nun 432. maddesinde öngörülen 15 günlük yasal sürede temyiz edildiği; ancak temyiz karar harcı maktu yatırıldığı için, eksik harcın 7 günlük kesin sürede tamamlanması konulu muhtıranın 21.01.2015 tarihinde tebliği üzerine, davalı vekili tarafından 30.01.2015 tarihinde (kesin süreden sonra) harcın tamamlandığı; eksik harç verilen kesin sürede tamamlanmadığından, 09.02.2015 tarihli ek karar ile davalı vekilinin temyiz talebinin reddine karar verildiği; ek kararın davalı vekiline 25.02.2015 tarihinde tebliği üzerine, 12.03.2015 tarihli dilekçeyle, yasal 7 günlük süre geçirildikten sonra ek kararın temyiz edildiği görülmektedir.
    Temyiz tarihi itibariyle uygulanmakta olan HUMK"nun 432. maddesi yollamasıyla 426/F maddesinin 1. fıkrasında "İstinaf dilekçesi, yasal süre geçtikten sonra verilir veya kesin olan bir karara ilişkin olursa, kararı veren mahkeme istinaf dilekçesinin reddine karar verir" düzenlemesine; aynı maddenin 2. fıkrasında ise "Bu ret kararına karşı tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde istinaf yoluna başvurulabilir" düzenlemesine yer verilmiştir.
    Yine, HUMK"nun 159. maddesinde "Müddetleri kanun veya hakim tayin eder. Kanunda gösterilen müstesna hallerden başka hakim kanunen tayin edilen müddetleri tezyit veya tenkis edemez" şeklinde düzenleme yapılmış; paralel düzenleme, 6100 sayılı HMK"nun 90/1. maddesinde "Süreler, kanunda belirtilir veya hâkim tarafından tespit edilir. Kanunda belirtilen istisnai durumlar dışında, hâkim kanundaki süreleri artıramaz veya eksiltemez" denilmek suretiyle de aynen benimsenmiştir.
    İfade olunan bu yasal düzenlemeler karşısında; temyiz isteminin reddine ilişkin mahkeme ek kararının tebliğinden sonraki 15. günde ek karara ilişkin temyiz isteminde bulunulduğu; temyiz isteminin reddine ilişkin ek karar ile bu
    kararın da 15 gün içinde temyiz edilebileceği yönünde verilen mahkeme kararının, kanunla belirlenen sürelerin hakim tarafından artırılıp azaltılamayacağı düzenlemesi gözönünde tutulduğunda, davalı taraf için kazanılmış hak oluşturmayacağı; davalı vekilinin, temyiz isteminin reddine ilişkin mahkeme ek kararını yasal 7 günlük süreden sonra temyiz ettiği ve istemin süresinde olmadığı gözetilerek; davalı vekilinin ek karara ilişkin temyiz isteminin süreden reddine karar vermek gerekmiştir.
    2-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; davacının kazadaki yaralanmasından kaynaklanan kalıcı maluliyeti bulunup bulunmadığı hususuna ilişkin, kaza tarihi itibariyle yürürlükte olan mevzuat hükümlerine uygun biçimde ve kazadaki yaralanma ile illiyet bağı içinde bulunan durumlar irdelenmek suretiyle değerlendirme yapan raporla saptanan maluliyet oranının tazminat hesabına esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre; davalı ... vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    3-Dava, trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle, 818 sayılı BK"nun 46. maddesi gereği, işgöremezlik tazminatı istemine ilişkindir.
    Kaza tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu"nun "tazminat miktarının tayini" başlıklı 43. maddesinde (6098 sayılı TBK 51. md); hakimin, tazminatın türü ve kapsamının derecesini, durum ve mevkiinin gereğine ve hatanın ağırlığına göre belirleyeceği belirtilmiş; "Tazminatın tenkisi" başlıklı 44. maddesinde (6098 sayılı TBK 52. md)ise; zarar gören taraf, zarara razı olduğu veya kendisinin eylemi zararın doğmasına ya da zararın artmasına yardım ettiği ve zararı yapan kişinin durum ve mevkiini ağırlaştırdığı takdirde hakimin, zarar ve ziyan tutarını indirebileceği veya zarar ve ziyanı hüküm altına almaktan vazgeçebileceği açıklanmıştır.
    Somut olayda; davacı ..."in, dava dışı ..."nın sevk ve idaresinde bulunan motorsiklette yolcu olduğu, sürücü İsmail"in ehliyetsiz biçimde aracı sevk ve idare ettiği dosya kapsamı ile sabittir. Davalı ..."nın sunduğu tüm beyan dilekçelerinde, davacının yolcu olduğu motorsikletin tek kişilik olduğu ve istiap haddinin
    aşıldığı; ayrıca kask ve dizlik gibi koruyucu ekipmanları kullanmayan davacının zararı artırdığı ileri sürülmüştür. Davalı tarafça müterafik kusur yönünden inceleme yapılması gerektiği savunulmuş olmasına rağmen; mahkeme, bu yönde herhangi bir araştırma yapmadığı gibi, kararında bu yönü gerekçelendirmemiştir. Eksik inceleme ile karar verilemez.
    Bu durum karşısında; dosya kapsamında bulunmayan ceza dava dosyası örneği getirtilip, o dosya kapsamındaki ifade tutanakları ve belgeler de dikkate alınarak, davacının yolcu olduğu motorsiklet sürücüsünün kaza tarihi itibariyle ehliyeti olup olmadığının saptanması, ehliyetsiz olduğunun tespiti halinde bu sürücünün aracına binen davacı için bu durumun müterafik kusur teşkil edip etmeyeceği; araç istiap haddinin aşılması durumu bulunup bulunmadığı ve varsa bu durumun davacının uğradığı zararın doğumu ya da artmasında etkili olup olmadığı, davacının olayda müterafik kusurlu olup olmadığı, BK"nun 44. maddesi (TBK 52. md) uyarınca maddi tazminattan hakkaniyete uygun indirim gerekip gerekmediğinin irdelenip tartışılması, ondan sonra varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde, eksik incelemeyle karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    4-Davalı ..."nın sunduğu beyan dilekçelerinde, davacının, sigortasız araçta hatır için taşındığı ve bu nedenle de tazminattan indirim yapılması gerektiği savunulmuş olmasına rağmen; mahkemenin, bu savunma üzerinde durmadığı ve bu hususu da kararında gerekçelendirmediği görülmektedir.
    2918 sayılı ..."nun 87/1. maddesinde "Yaralanan veya ölen kişi, hatır için karşılıksız taşınmakta ise veya motorlu araç, yaralanan veya ölen kişiye hatır için karşılıksız verilmiş bulunuyorsa, işletenin veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibinin sorumluluğu ve motorlu aracın maliki ile işleteni arasındaki ilişkide araca gelen zararlardan dolayı sorumluluk, genel hükümlere tabidir" düzenlemesine yer verilmiş; aracın hatır için verildiği ya da hatır için taşıma yapılan durumda oluşacak zararlarla ilgili değerlendirmenin genel hükümlere tabi olduğu belirtilmiştir. Anılan kanun hükmünün atıf yaptığı genel hükümler, Türk Borçlar Kanunu"nun sorumluluğa ilişkin hükümleri olup, böylesi durumda 818 sayılı BK"nun 43. (6098 sayılı TBK"nun 51.) maddesi uygulama alanı bulacaktır.
    Bu durumda mahkemece; davacının, sigortasız araçta yolcu olduğunun tarafların kabulünde olduğu da dikkate
    alınmak suretiyle, davacının sigortasız araçta taşınma sebebinin tespiti bakımından yararlanılabilecek kaynak olan, davaya konu kazaya ilişkin yürütülen ceza soruşturması dosya örneğinin getirtilmesi; davacı ile sigortasız aracın malik/ sürücüsü arasındaki ilişki ve davacının araçta hatır için taşınıp taşınmadığının irdelenmesi, hatır için taşındığının anlaşılması halinde, 818 sayılı BK"nun 43. maddesinin (6098 sayılı TBK md. 51) uygulanıp uygulanmayacağının hükümde tartışılması ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı biçimde hüküm tesisi de bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı ... vekilinin, temyiz isteminin kesin sürede temyiz harçlarının tamamlanmaması nedeniyle reddine ilişkin 09.02.2015 tarihli mahkeme ek kararına yönelik temyiz isteminin süre yönünden REDDİNE; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE; (3) ve (4) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle, davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılara geri verilmesine 9.4.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi