17. Hukuk Dairesi 2015/9275 E. , 2018/3896 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki, trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm, davacı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalıların işleteni ve sürücüsü olduğu aracın, davacının yolcu olarak bulunduğu araca çarpmasıyla oluşan kazada davacının yaralandığını, Almanya"da uzun süre tedavi gördüğünü ve uğradığı cismani zarar nedeniyle manevi açıdan da zarar gördüğünü, davacının kaza esnasında kaybolan şahsi eşyaları nedeniyle maddi zararı oluştuğunu belirterek 1.300 Euro maddi ve 15.000 Euro manevi tazminatın faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Davalı ... End. Mak. San. A.Ş. vekili, davaya konu kazanın lastik patlaması nedeniyle gerçekleştiğini, aracın bakım eksiği olmadığı ve teknik arıza kazaya neden olduğundan zarardan sorumlu olmadıklarını, karşı araç sürücüsünün de kazada kusurlu olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... vekili, davalının kazada kusuru olmadığını, istenen tazminatların fahiş olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davanın kısmen kabulü ile 325 Euro maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren, 3095 sayılı Yasa"nın 4/a maddesine göre Euro cinsinden açılacak bir yıl vadeli mevduata devlet bankaları tarafından uygulanan en ... faiz
oranı uygulanmak sureti ile davalılardan müteselsilen tahsiline; 7.500,00 TL. manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline, maddi ve manevi tazminata ilişkin fazla isteğin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; haksız fiil niteliği taşıyan trafik kazasında yaralanan davacının, bu yaralanmadan doğan üzüntü nedeniyle oluşan manevi zararının kaza anında doğduğu ve kaza yerinin ülke sınırları içinde olduğu; bu zararın giderimi için davacı tarafından aktif olarak yapılacak herhangi bir eylem vs. olmadığı; davacı yabancı ülke vatandaşı olduğundan, uğradığı maddi zararlarını gidermek için kendi ülkesinde yapmak zorunda kalacağı ödemeleri o ülkenin para birimi üzerinden yapacağından, maddi zararlarının yabancı para üzerinden hüküm altına alınması gerekmekte ise de, manevi zarar yönünden anılan tarzda bir durumun sözkonusu olmadığı dikkate alındığında, davacı lehine manevi tazminatın Türk Lirası üzerinden hüküm altına alınmasında bir usulsüzlük görülmemesine göre; davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar ve eşya zararı nedeniyle, maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davaya konu trafik kazandaki kusur oranlarının belirlenmesi bakımından alınan, makine mühendisi bilirkişinin 02.08.2011 tarihli raporunda; davalı sürücünün, araç lastiğinin havasının indiğini veya bittiğini farketmede geciktiği, mevcut hızıyla uzun süre seyredip önlem almadığı, davacının yolcu olduğu orta şeritteki araca sol yan kısmından çarptığı olayda %75 oranında asli kusurlu olduğu; lastik patlamasının olayda %25 oranında tali etken olduğu yönünde görüş bildirilmiştir. Anılan bu raporda, davalı sürücünün çarptığı diğer araç sürücüsüne atfedilmiş herhangi bir kusur bulunmadığı gibi, o araçta yolcu olan davacının kazanın oluşumunda kusurunun olamayacağı da izahtan uzaktır.
Olaya ilişkin kusur tespiti, mahkemenin kendi aldığı raporla anılan biçimde yapılmış olasına rağmen; mahkeme tarafından, delil tespiti dosyasında araç lastiklerinin durumuna ilişkin yapılan saptamalar ile ceza yargılamasında alınan kusur raporundaki tespitlerden hareketle, lastik
bakımlarının zamanında yapıldığı, sert cisme çarpma ile lastiğin patladığı ve lastik patlaması nedeniyle davalı tarafa kusur yüklenemeyeceği gerekçesiyle ve lastik patlaması mücbir sebep olarak kabul edilmek suretiyle, davalı sürücünün kazada 2/8 oranında kusurlu olduğu benimsenmiş olup mahkeme kabul ve gerekçesi yerinde değildir.
Davaya konu kazada kusur yüklenen tek kişinin davalı sürücü ve kazaya etken tek sebebin de onun idaresindeki araç lastiğinin patlaması olduğu, hem mahkemenin kendi aldığı rapor hem de ceza davasında alınan raporla belirlenmiştir. Kazada başka kusurlu kişi ya da kazaya etki eden başka sebep olmadığı; davalı sürücünün çarptığı araçta yolcu olan davacının kusursuz olduğu; Dairemiz"in yerleşik uygulamalarına göre, araç lastiği ya da freninin patlaması, rotun çıkması gibi durumların teknik arıza olduğu ve bu durumların yasanın öngördüğü anlamda mücbir sebep olarak nitelendirilemeyeceği hususları hep birlikte dikkate alındığında; kazaya etken hususları detaylı biçimde irdeleyen 02.08.2011 tarihli bilirkişi raporundaki % 75 davalı kusuru esas alınarak (davacı vekilinin temyiz talebi ile bağlı kalınmak suretiyle) hüküm tesisi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle, yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 09/04/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.