17. Hukuk Dairesi 2015/9251 E. , 2018/3894 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki, ölümlü trafik kazası nedeniyle maddi tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın kabulüne ilişkin verilen hüküm, davalı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, davalının trafik sigortacısı olduğu aracın karıştığı kazada, araçta yolcu olarak bulunan davacı gerçek kişilerin oğlu ..."ın öldüğünü, bu davacıların ölen oğullarının desteğinden yoksun kaldıklarını, davacı şirketin ise tazminatın %20"si için temlik alacaklısı olduğunu belirterek belirsiz alacak davası olarak açtıkları davada fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak ve temlik de dikkate alınmak suretiyle, toplam 2.000,00 TL. destekten yoksun kalma tazminatının temerrüt tarihinden işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; 30.10.2014 tarihli artırım dilekçesiyle, toplam taleplerini 43.291,56 TL"ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, davaya konu kazaya ilişkin olarak yapılan başvuru üzerine, 5.870,00 TL. tazminatı 11.06.2013 tarihinde ödeyip poliçeden doğan sorumluluklarını yerine getirdiklerini, kabul anlamına gelmemek üzere poliçe limitiyle sınırlı biçimde ve sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında zarardan sorumlu olduklarını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davanın kabulü ile davacı ... için 16.717,87 TL, ... için 17.915,38 TL. ve davacı şirket için 8.658,31 TL. olmak üzere toplam 43.291,56 TL. tazminatın, temerrüt tarihi olan 07.06.2013"ten işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; davacılar desteğinin, davalı tarafından trafik sigortalı araçta yolcu olduğu ve kazanın oluşumunda herhangi bir kusuru olmasının mümkün olmadığı gözetildiğinde, kusur raporu alınmayışında bir usulsüzlük bulunmamasına; davalı tarafından trafik sigortalı aracın, araç kiralama şirketinden davacılar desteği tarafından kiralandığı ve davalının yargılama sırasında hatır taşımasına ilişkin savunmasının olmadığı dikkate alındığında, tazminattan bu nedenle indirim yapılmayışında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre; davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davalı vekili, davaya konu kazaya karışan karşı aracın trafik sigortacısı olduğunu ileri sürdüğü ... Sigorta A.Ş"ye davanın ihbarını talep etmiş olmasına rağmen, bu hususta herhangi bir karar verilmediği, davalıya ilgili kişilere davayı ihbar etme imkanı tanınmadığı görülmektedir. Davalı sigortacının dava sonunda ödeme yapması halinde, kazaya karışan karşı araç sürücüsünün kusuru oranında, o aracın trafik sigortacısına rücu hakkının bulunduğu gözetilmek suretiyle, 6100 sayılı HMK"nun 61. vd. maddelerindeki usule uygun ihbar dilekçesinin davalı tarafından sunulması halinde, davanın ihbarı yönünde işlem tesisi gerekirken, bu hususun yerine getirilmemiş olması, usul ve yasaya aykırı bulunmuştur.
3-Dava, trafik kazası sonucu ölüm nedeniyle, ölenin yakınlarının, 6098 sayılı TBK"nun 53/3. maddesi gereği, destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
818 sayılı Borçlar Kanunu"nun "tazminat miktarının tayini" başlıklı 43. maddesinde (6098 sayılı TBK 51. md); hakimin, tazminatın türü ve kapsamının derecesini, durum ve mevkiinin gereğine ve hatanın ağırlığına göre belirleyeceği belirtilmiş; "Tazminatın tenkisi" başlıklı 44. maddesinde (6098 sayılı TBK 52. md.) ise; zarar gören taraf, zarara razı olduğu veya kendisinin eylemi zararın doğmasına ya da zararın artmasına yardım ettiği ve zararı yapan kişinin durum ve mevkiini ağırlaştırdığı takdirde hakimin, zarar ve ziyan tutarını indirebileceği veya zarar ve ziyanı hüküm altına almaktan vazgeçebileceği açıklanmıştır.
Haksız fiile dayanan tazminat istemlerinde; haksız fiilin unsurlarından olan zarara ilişkin tüm tespitlerin doğru biçimde yapılması ile zarara etki eden tüm hususların dikkate alınması gerekir. Yukarıda anılan yasal düzenlemeler gereği,
tazminatı belirleme konusunda tek yetkili olan mahkemece, zararı doğuran ya da ağırlaştıran durumların (müterafik kusurun) re"sen dikkate alınması zorunlu olduğundan, bu hususta bir itiraz olup olmadığına bakılmaksızın gerekli incelemelerin yapılması şarttır.
Somut olayda; davacılar desteği ..."ın, dava dışı sürücü ..."ın sevk ve idaresindeki araçta yolcu olduğu, sürücünün kaza anında 1,52 promil alkollü olduğu, araç sürücüsü Serkan"ın, destek ..."ın da bulunduğu arkadaş grubu ile birlikte alkol aldıktan sonra dönüş yolunda kaza yaptığı yönünde beyanda bulunduğu görülmektedir.
Bu nedenlerle; davacılar desteğinin, alkollü sürücünün aracına bilerek binmekle müterafik kusurlu olup olmadığı üzerinde durulup BK"nun 44. maddesi (TBK 52. md.) uyarınca maddi tazminattan makul oranda, hakkaniyete uygun indirim gerekip gerekmediğinin irdelenip tartışılması, ondan sonra varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken; davalı tarafın müterafik kusur savunması olmadığı gerekçesiyle, bu yönle ilgili değerlendirme yapılmayışı doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE; (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 09/04/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.