23. Hukuk Dairesi 2015/2481 E. , 2015/8540 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki banka teminat mektubunun hükümsüzlüğünün tespiti davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında güvenlik hizmetini kapsayan "" Özel Güvenlik Hizmet Alım Sözleşmesi "" imzalandığını, müvekkilinin, anılan sözleşmeye binaen 01.01.2013-31.12.2013 tarihleri arasında davalı şirkete güvenlik hizmeti verdiğini, 01.01.2014 tarihi itibariyle sözleşme ilişkisinin sona erdiğini, müvekkilinin sözleşme nedeniyle 17.04.2012 tarihli ve 40.000,00 TL bedelli kesin teminat mektubunu davalı şirkete verdiğini, teminat mektubunun sadece ... ödemeleri yükümlülüğünü garanti altına aldığını, müvekkilinin ... borcu bulunmadığını, teminat mektubunun iade şartlarının oluştuğunu, davalının teminat mektubunu iade etmediğini ileri sürerek, 40.000,00 TL teminat mektubunun hükümsüzlüğünün tespitini ve iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, taraflar arasındaki sözleşmenin sona erdiğini, ancak davacı ve davalının davacının işçilerinin haklarının ödenmesinden (kıdem, ihbar, ücret, ... primleri gibi) müteselsilen sorumlu olduklarını, riskin devam ettiğini, hatta rizikonun gerçekleştiğini, işçilerin ihbar tazminatlarının davacı tarafından ödenmediğini, kanundan ve sözleşmeden doğan yükümlülükler sona ermedikçe teminat mektubunun iadesinin mümkün olmadığını, sözleşmenin 9-k maddesinde ihbar tazminatından davacının sorumlu tutulduğunu, teminat mektubundaki sözleşmeden doğan taahhütlerin içinde bunun da kastedildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; teminat mektuplarının borçlunun muhataba karşı yüklendiği bir edimin yerine getirilmesini garanti etmek üzere, banka tarafından lehtara verilen mektup olduğu, her türlü borç veya fiilin garanti edilen riskin konusu olabileceği, bankaların teminat mektubu ile muhatabın zararını tazmin etmeyi taahhüt ettikleri, teminat mektubu ile garanti edilen riskin lehtar ile muhatap arasındaki ilişkiden tamamen bağımsız olduğu, fakat riski mektupta atıf yapılan sözleşmenin belirlediği, bu duruma göre taraflar arasındaki ilişkide teminat mektubu ile ... borcundan dolayı kanundan ve sözleşmeden doğan yükümlülüklerin teminat altına alındığı, sözleşmedeki diğer yükümlülüklerin bu teminat mektubu kapsamında olmadığı, davacının da ... borcu bulunmadığı gerekçesiyle, davanın kabulü ile iade şartlarının gerçekleştiğinin tespiti ile teminat mektubunun karar kesinleştiğinde iadesine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-Dava, teminat mektubunun hükümsüzlüğünün tespitine ilişkindir.
Dava konusu 17.04.2012 tarihli teminat mektubu, ""Şirketinizce yapılan ihale sonucunda Özel Güvenlik Hizmeti (... ödemelerine karşılık) işini taahhüt eden ... Güvenlik Koruma Eğitim Hizmetleri Limited Şirketi"nin kanun ve şartname hükümlerine göre vermek zorunda olduğu kesin teminat tutarı olan 40.000,00 TL (yalnız/kırkbin Türk Lirası)"nı...Bankası A.Ş. garanti ettiğinden, adı geçen taahhüdünü ilgili kanun, sözleşme ve şartname hükümlerine göre kısmen veya tamamen yerine getirmediği takdirde, protesto çekmeye, hüküm ve adı geçenin iznini almaya gerek kalmaksızın ve adı geçen ile Şirketiniz arasında ortaya çıkacak herhangi bir uyuşmazlık ve bunun akıbet ve kanun neticeleri nazarı itibara alınmaksızın, yukarıda yazılı tutarı ilk yazılı talebiniz üzerine nakden ve tamamen ve talep tarihinden ödeme tarihine kadar geçen günlere ait kanuni faiziyle birlikte ödeyeceğimizi...Bankası A.Ş."nın imza atmaya yetkili temsilcisi ve sorumlusu sıfatıyla ve...Bankası A.Ş. ad ve hesabına taahhüt ve beyan ederiz. Bu teminat mektubu 01.04.2013 tarihine kadar geçerli olup, bu tarihe kadar elimize geçecek şekilde tarafınızdan yazılı tazmin talebinde bulunulmadığı takdirde hükümsüz olacaktır." hükmünü içermekte olup, 21.03.2013 tarihinde geçerlilik süresinin 01.04.2014 tarihine kadar uzatıldığı anlaşılmıştır.
Öte yandan taraflar arasındaki sözleşmenin 9.k maddesi, ""Çalışanların hak etmeleri durumunda ihbar ve kıdem tazminatları yüklenici tarafından ödenecektir. İşverenin bu hususta bir sorumluluğu yoktur. "", 10/o maddesi, ""Yüklenici özel güvenlik görevlilerinin maaş ve sosyal haklarını aylık olarak her ayın 20. gününe kadar tam olarak ödemek zorundadır. Çalışanların maaş, sosyal hak, prim, vergi vb. kalemlerin zamanında ve tam olarak ödenmemesi halinde işveren yüklenicinin hak edişinden ödenmeyen kalemi keserek re"sen ödeme yapabilir. "" hükmünü içermektedir. Davalı tarafça, davalının iş akitlerini feshettiği işçilerin ihbar tazminatlarını ödemediği ve işçilerin müvekkilinden ihbar tazminatlarını talep ettiği savunulduğuna göre, davacının taahhüdünü sözleşme ve şartname hükümlerine uygun olarak yerine getirmiş sayılamayacağı anlaşıldığından, dava tarihi itibariyle teminat mektubunun iadesi koşulları henüz gerçekleşmemiştir. Mahkemenin, teminat mektubunun sadece ... borcunu teminat altına aldığı gerekçesinde isabet bulunmamaktadır.
Ne var ki dosya kapsamından,...Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 29.01.2014 tarih ve 28 D. İş Esas ve Karar sayılı kararıyla, dava konusu edilen teminat mektubunun nakde çevrilmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verildiği, davalı tarafça teminat mektubunun nakde çevrilmesi yönünde bankaya başvurulduğuna ilişkin herhangi bir savunma ve delil sürülmediği anlaşılmıştır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 14.11.2001 tarih ve 11-996 E., 1026 K. sayılı ilamında da belirttiği gibi, ""Vadeli teminat mektuplarında, ihtiyati tedbir kararı sorun yaratabilecektir. Muhatap tarafından teminat mektubunun tazmininin istenmesinin ihtiyati tedbir kararı ile durdurulması ve tedbir devam ederken vadenin dolması halinde; tedbirin devam ettiği süre kadar vadenin uzatılmış olduğu kabul edilmelidir. Buna karşılık, sadece mektubun tazmini ihtiyati tedbir kararı ile durdurulmuş ise, muhatabın vade içinde tazmin talebinde bulunması gerekecektir. (Prof. Dr. Seza Reisoğlu"nun
Banka Teminat Mektupları Uygulamalarından Ortaya Çıkan Başlıca Sorunlar adlı çalışması)"".
Bu durumda mahkemece, karar tarihi itibariyle kesin ve süreli teminat mektubunun geçerlilik süresinin dolduğu, ihtiyati tedbir kararı sebebiyle davalının teminat mektubunun tazmini yönünde başka bir deyişle nakde çevrilmesi talebinde de bulunmadığı, teminat mektubunun hükümsüz hale geldiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle hüküm kurulması doğru olmamıştır.
Diğer yandan, HMK"nın 297/2. maddesi, ""Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir."" hükmünü içermektedir. Buna göre mahkemece, gerekçede yer alması gereken hususlara hüküm fıkrasında yer verilmesi doğru olmamıştır.
Mahkemece verilen karar sonucu itibariyle doğru olduğundan, HUMK"nın 438/son maddesi uyarınca gerekçesi değiştirilerek ve hüküm fıkrasının 1. bendindeki yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HUMK"nın 438/7. maddesi uyarınca aşağıda yazılı olduğu şekilde düzeltilerek onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile kararın gerekçesi değiştirilerek ve hüküm fıkrasının 1 numaralı bendindeki, ""Davacı ve davalı arasında yapılan sözleşmede teminat mektubunun iadesi için özel bir düzenleme bulunmadığı, 17.04.2012 tarihli teminat mektabunda, teminat mektubunun ... ödemelerine karşılık verildiği belirtilmiş olmakla dosyaya sunulan borcu yoktur yazısı ve mahkememizce yapılan araştırma cevabına göre de ... ödemeleri bakımından davacının bir sorumluluğu olmadığından açılan"" ibaresi hüküm fıkrasından çıkartılmak suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.