21. Hukuk Dairesi 2014/25102 E. , 2015/6678 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, davalı Kurum tarafından gönderilen ödeme emirlerinin iptaline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, bozmaya uyarak ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün dayandığı kanuni gerektirici nedenlere göre davalının sair temyiz itirazlarının reddine,
2-Davacı ...,... isimli kişiye ait işyerinde işçi olarak çalışmasına rağmen Kurum tarafından res’en işveren olarak kayıt edildiğini, adına gönderilen ödeme emirleri ile borç tahakkuk ettirildiğini beyanla hiçbir şahsi sorumluluğu olmadığı halde davalı Kurum tarafından işleme konmuş bulunan 2009/033192, 2009/033193, 2010/020193, 2010/020194 takip numaralı ödeme emirlerinin iptali ile davalı Kuruma karşı borçlu olmadığının tespiti talep etmiştir.Birleşen davanın davacısı... ise ...Mahallesi 16 nolu cadde No:83 ... adresindeki ... sigorta sicil nolu işyerinin kendisine ait olduğunu beyanla kendi adına olan işveren kaydının silinerek ..."nun işveren olarak tescil edilmesine ilişkin kurum işleminin iptali ile yeniden kendisinin işveren olarak tescil edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece asıl davanın kabulü ile davacının ... .İl Md.lüğü"nün 2009/033191 takip nolu dosyasındaki, 2009/033192 sayılı dosyasındaki, 2009/033193 sayılı dosyasındaki, 2010/020192 sayılı dosyasındaki, 2010/020193 sayılı dosyasındaki ve 2010/020194 sayılı dosyasındaki ödeme emirlerinin iptaline, davacının kuruma prim borcu bulunmadığının tesbitine, birleştirilen 2013/207 Esas sayılı dosya yönünden de davanın kabülü ile davacıya ait... sicil numaralı işyerindeki işverenin kaydının silinerek ... isimli üçüncü kişinin işveren olarak tescil edilmesi yönündeki kurum işleminin iptali ile işverenin davacı... olduğunun tespitine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, ... ... ... İl Müdürlüğü"de işlem gören..."e ait... Dekorasyon unvanlı 1054718 sigorta sicil nolu işyerinin 12.7.2008 tarihi itibarı ile kanun kapsamına alındığı, işyeri tescilinden itibaren
düzenli olarak bordro verildiği halde tahakkuk eden prim borçlarının ödenmemesi nedeniyle işyerinde kontrol memuru tarafından denetim yapıldığı, bu kapsamda kayıtlarda işveren görünen... ile çalışanların beyanlarının alındığı, 19.10.2011 tarihli raporda..."in işyerinin adresini bilmediği, işyerinde sermayesinin olmadığı, vekaletname ile işleri ..."nun takip ettiği, çalışanlarında işe kendilerini ..."nun alıp ücretlerini de ..."nun ödediğini beyan ettikleri, ..."nun da ifadesinde sermayenin yarısının kendisine ait olduğunu, işyerinde çalışanları kendisinin işe aldığını beyan etmesi karşısında işyerinin her ne kadar resmiyette... adına kayıtlı ise de gerçek işverenin ... olduğundan işyeri tescilinin ... adına düzeltilmesi gerektiğinin bildirildiği, kontrol memurunun raporuna istinaden tescilin ... adına yapılıp, işyerinin 2008/7. ay ile 2010/7. aylar arası ödenmeyen prim borçları nedeniyle davacı adına dava konusu ödeme emirlerinin gönderildiği, ... 6. Noterliğince 30.12.2010 tarih 47138 yevmiye sayı ile tasdiklenen vekaletname ile vekil eden... tarafından işlerini takip etme hususunda ..."nun vekil tayin edildiği, işyerinde 12.7.2008 tarihinde işe başladığı anlaşılan Mustafa Güneş"in asıl iş sahibinin... olduğunu, ..."nun ise... adına işyerindeki işleri idare ettiğini, işçi alıp çıkartabildiğini, işçi aylıklarını ödediğini beyan ettiği, komşu işyeri sahibi tanık Tahir Kurt"un da benzer beyanlarda bulunduğu anlaşılmaktadır.
506 sayılı Kanunun 4. maddesinde işveren, bu Kanunun uygulamasında sigortalıları çalıştıran gerçek veya tüzel kişiler olarak tanımlanmış, işveren nam ve hesabına işin yönetimi görevini yapan kimselerin işveren vekili olduğu, bu Kanunda geçen işveren deyiminin işveren vekilini de kapsadığı, işveren vekilinin bu Kanunda belirtilen yükümlülüklerinden dolayı aynen işveren gibi sorumlu tutulacağı belirtilmiş, 5510 Sayılı Kanun"un 12. maddesinde de aynı düzenleme yer almıştır.
506 sayılı Yasanın 80/12.fıkrası hükmüne göre, sigorta primlerini haklı sebepleri olmaksızın süresi içerisinde tahakkuk ve tediye etmeyen kamu kurum ve kuruluşların tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri mesul muhasip, sayman ile tüzelkişiliği haiz diğer işverenlerin üst düzeydeki yönetici veya yetkililerinin kuruma karşı, işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları bildirilmiştir.01.07.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Yasa"nın 88/20 maddesi ise, Kurumun sigorta primleri ve diğer alacakları haklı bir sebep olmaksızın bu Kanunda belirtilen sürelerde ödenmez ise kamu darelerinin tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri, tüzel kişiliği haiz diğer işverenlerin şirket yönetim kurulu üyeleri de dahil olmak üzere üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri ile kanuni temsilcileri Kuruma karşı işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olacağı hükmünü düzenlemiş olup, 506 sayılı Yasanın 80/13. maddesinde belirtilen şekilde yetkilere sahip olma şartını kaldırmıştır.
Somut olayda Mahkemece her ne kadar birleştirilen 2013/207 Esas sayılı dosya yönünden davanın kabülü ile davacıya ait... sicil numaralı işyerindeki işverenin kaydının silinerek ... isimli üçüncü kişinin işveren olarak tescil edilmesi yönündeki kurum işleminin iptali ile işverenin davacı... olduğunun tespitine dair verilen karar doğru ise de asıl dava yönünden, davacı ..."nun prim borçlarının ait olduğu dönemde işveren vekili olduğunun sabit olmasına göre prim borçlarından sorumlu olacağı gözetilerek hüküm kurulmalıdır.
Ayrıca birleştirilen 2013/207 Esas sayılı dava bilgilerinin gerekçeli karar başlığında gösterilmemesi de hatalı olmuştur.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 30/03/2015 gününde oybirliği ile karar verildi.