11. Hukuk Dairesi 2016/12713 E. , 2017/7356 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada... 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 18/02/2016 tarih ve 2015/399-2016/112 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava, 6100 sayılı Kanun"un geçici 3/2. maddesi delaletiyle uygulanması gereken HUMK 3156 sayılı Kanun ile değişik 438/1 maddesi hükmü gereğince miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteğinin reddiyle incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, borçlu şirkete 31/12/2013 tarihinde kıymet takdirinin tebliğ edildiğini, bunun üzerine borçlu şirketin 07/01/2014 tarihinde... 3. İcra Hukuk Mahkemesinin 2014/20 E. sayılı dosyası ile dava açtığını, davacının davayı 15 gün sonra açtığını, söz konusu davanın süresinde açılmadığını, zamanaşımı itirazında bulunulmasının 5 günlük itiraz ve 7 günlük şikayet sürelerine tabi olduğunu, 14/03/2012-01/10/2012, 07/10/2012- 24/04/2013 tarihleri arasında işlem yapılmayarak 6 aylık zamanaşımı süresinin geçtiğinin iddia edildiğini, buna göre zamanaşımı süresinin işlemeye başladığı tarihin 14/03/2012 olduğunu, çeklerde zamanaşımı süresinin 3 yıla çıkarıldığı tarihin ise 03/02/2012 olduğunu, bu kanunun yürürlüğe girmesinden sonra zamanaşımı süresinin işlemeye başladığını, bu nedenle yeni kanun hükümlerinin uygulanması gerektiğini ileri sürerek, zamanaşımının gerçekleştiği iddiasıyla icranın geri bırakılması kararının kaldırılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının çeke dayalı olarak açmış olduğu kambiyo takibinde, takibin davacının iki kere ayrı ayrı 6 aylık süre boyunca icra dosyasında işlem yapmamış olması nedeniyle zamanaşımına uğradığını, icranın geri bırakılmasının istenildiği, davanın kabulüne karar verilerek çekin zamanaşımına uğradığına ve icranın geri bırakılmasına karar verildiğini, söz konusu kararın kesinleştiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, takibe dayanak çekin keşide tarihinin 26.11.2011 olduğu, icra dosyasında, 14.03.2012-01.10.2012 ve 07.10.2012-24.04.2013 tarihleri arasında zamanaşımını kesen bir işlem yapılmadığı, alacaklının belirtilen tarihler arasında icra takibini sürdürme iradesini gösteren bir takip işlemine rastlanılmadığı, çek hakkında zamanaşımı süresinin ibraz süresinin bitmesi ile başlayacağı, zamanaşımı süresinin başladığı tarihte hangi yasa yürürlükte ise o yasada öngörülen zamanaşımı süresinin uygulanması gerektiği, bu nedenle uygulanması gereken zamanaşımı süresinin 6762 sayılı TTK"nun 726/1. maddesinde yazılı 6 aylık zamanaşımı süresi olduğu, 6762 sayılı TTK"nun 726/1. maddesinde yazılı 6 aylık zamanaşımı gerçekleştiğinden, icra mahkemesince icranın geri bırakılması kararında bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 2,20 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 18/12/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.