Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dilekçesinde; davacının 22 M 0075 ticari plakalı minibüsün sahibi olduğunu, davalı Belediye Meclisinin kararı üzerine davalıya 55.000 TL"si ödeyerek tek araç ile toplu ulaşım sistemine dahil olduğunu, ancak Edirne İdare Mahkemesinin 2007/201 E.- 2007/974 K.sayılı kararı ile anılan meclis kararının iptal edildiğini, bu karar ile tek araçla toplu ulaşım sistemine son verildiğini, böylece taraflar arasındaki sözleşmenin de sona erdiğini iddia ederek, sözleşme gereği ödediği bedelin iadesi amacıyla başlattığı takibe vaki itirazın iptali ile inkar tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili süresinde verdiği cevap dilekçesi ile, zamanaşımı itirazında bulunmuş, esasa yönelik de davanın reddini savunmuştur. Mahkemece; davacının sözleşmenin geçersiz hale geldiğini en geç 17.08.2011 tarihli taahhütnameyi imzaladığı gün öğrendiği kabul edilse dahi (ki kendisi daha önceki bir tarihte sistemin iptal edildiğini dilekçede belirtmiştir) çünkü yeni oluşan sisteme aracı ile katılması sözkonusudur, davacının öğrenme tarihi ile icra takibi yaptığı tarih arasında zamanaşımı süresinin geçtiği kabul edilerek davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Somut olayda, taraflar arasında davacının toplu ulaşım sistemine katılması konusunda sözleşme bulunduğunda uyuşmazlık yoktur. Sözleşme sonradan geçersiz olsa dahi sözleşmeden doğan uyuşmazlıkta TBK"nun sebepsiz zenginleşmeye ilişkin olan zamanaşımı sürelerinin burada uygulanması söz konusu olamaz. TBK.nun 146.maddesinde ( 818 sayılı BK md.125) sözleşmeye dayanan alacakların, başka türlü hüküm mevcut olmadığı takdirde 10 yıllık zamanaşımına tabi olduğu hükme bağlanmıştır. Dava konusu ihtilafta uygulanacak zamanaşımı süresi, taraflar arasında sözleşme ilişkisi bulunması nedeniyle TBK"nun 146. maddesi gereğince 10 yıl olup, dava tarihine kadar geçen sürede, zamanaşımı süresi dolmamıştır. Dairemizce tüm içtihatların da bu doğrultuda olduğu açıktır. (Yargıtay 3.H.D. 11.09.2003 gün ve 2003/10466 E.- 2003/9936 K.) Bu nedenle davanın esasına girilip, taraf delilleri toplanarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken mahkemece zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 27.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.