Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/2047
Karar No: 2017/7350
Karar Tarihi: 18.12.2017

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2016/2047 Esas 2017/7350 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2016/2047 E.  ,  2017/7350 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen davada ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 15/09/2015 tarih ve 2012/473-2015/964 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, müvekkillerinden ..."nın davalı şirketin %12,4 pay sahibi ve aynı zamanda bir önceki genel kurulda seçilen yönetim kurulu üyesi, ..."ın %13.8 pay sahibi ve bir önceki genel kurulda seçilen şirket denetçisi, diğer davacı ..."nın ise 13,8 pay sahibi olduğunu, 21/05/2012 tarihinde yapılan genel kurul için usulüne uygun bir çağrı yapılmadığını, denetçi ..."ın katılımı sağlanmadığından hesapların denetimi ve kontrolünün yapılmadığını, her nasılsa hazirun cetvelinde ..."nın imzasının atıldığının görüldüğünü, genel kurul kararının 3.maddesinde denetçi raporlarının okunduğunu ve denetçi olarak ..."nın imzasının bulunduğunu, 2009 yılında yapılan genel kurulda denetçi olarak ..."ın seçildiğini, genel kurulun toplantı tutanağında iki hissedarın isminin bulunduğunu, bunların yönetim kurulu başkanı ve aynı zamanda 2009, 2010 ve 2011 yıllarında münferit imza ile şirketi temsil ve ilzama yetkili ...ve eşi ... olduğunu, kendi kendilerini ibra etmelerinin ve tutanağı imzalamalarının ibranın iptalini gerektirdiğini, geçmiş yıl kârlarının dağıtılmaması ve sermayeye ilave edilmesi konusunda oy çokluğu ile karar verildiğini, şirketin asıl amacın şirket gelirlerinden kâr payı almak olduğunu, müvekkillerinin 2003 yılından bu yana şirketten kâr payı alamadıklarını ileri sürerek, 21/05/2012 tarihli genel kurul kararlarının iptalini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, çağrının usulüne uygun yapıldığını, toplantının üye ve paydaş çoğunluğu ile icra edildiğini, faaliyet raporu ile detaylı bilgi verildiğini, denetim raporunun toplantının bir gündemi olarak okunup kabul edildiğini, genel kurul toplantısında denetim organı işlevi ika edildiğini, raporların müzakere edilerek oy birliği ile kabul edildiğini, ibra işleminin toplantıya katılan üyelerce oylama yolu ile yapıldığını, sermaye arttırımına karar verilmesinin usulsüz olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, 21/05/2012 tarihli olağan genel kurul toplantısına dair çağrının usulüne uygun yapıldığı, davacılardan ..."nın şirket yönetim kurulu üyesi, ..."ın şirket denetçisi olmaları nedeni ile genel kurul toplantısında alınan kararlar nedeni ile iptal davası açabilecekleri, asıl amacı kâr elde etmek olan anonim şirketlerde yıllarca kâr payının dağıtılmaması ve kâr dağıtım talebi hususunda gönderilen ihtarnameye rağmen dikkate alınmamasının şirketin amacına uygun düşmeyeceği, objektif iyi niyet kurallarına aykırı olduğu, kararın iptal edilebilir nitelikte olduğu, yönetim kurulu üyesinin kendi kendisini ibra etmesinin TTK m. 374’e aykırı olduğu, bu hususta gereken hesapların sağlanamaması nedeni ile alınan genel kurul kararının sakat olduğu, toplantının yapılacağından haberdar olduğu tespit edilen denetçi ..."ın denetçilik görevi gereği genel kurul toplantısında bulunması gerektiğinden görevinin gereği gibi yerine getirmediği, yönetim kurulu başkanı eş ..."nın denetçi olarak seçiminin TTK 349 ve 351 hükümlerine aykırı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne genel kurulda alınan kararların iptaline karar verilmiştir.
    Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
    1- Dava, genel kurul kararlarının iptali istemine ilişkin olup, davacı ... davalı şirkette % 13,8 pay sahibi olup, usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen genel kurul toplantısına katılmamıştır. Davacı, denetçi ya da yönetim kurulu üyesi de değildir. Bu durumda, yok hükmünde olduğu anlaşılan yönetim kurulu ve denetçilerin ibra kararı ile yönetim kurulu üyesinin eşinin denetçi seçilmesine ilişkin alınan karar yönünden aktif dava ehliyeti bulunmakta ise de bunun dışında kalan kararlar yönünden aktif dava ehliyetinin bulunmadığı gözetilmeksizin karar verilmesi doğru görülmeyip bozmayı gerektirmiştir.
    2- Davalı tarafın temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, genel kurulda alınan ibra kararında ibra edilen yönetim kurulu üyesinin de oy kullanmış olmasına, yönetim kurulu üyesinin sahip olduğu oy çıkartıldığında ibra için gerekli karar nisabı bulunmayıp ibra kararının yok hükmünde olduğunun anlaşılmasına ve yönetim kurulu üyesinin eşinin denetçi seçilmesi de yok hükmünde olup mahkemece iptale karar verilmesinin sonuca müessir olmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    3- Ancak, TTK"nın 381/1-3 maddesi gereğince idare meclisi azalarıyla murakıplar şahsi mesuliyetlerini mucip olduğu takdirde iptal davası açabilirler ise de, genel kurulda alınan kârın dağıtılmayıp sermayeye eklenerek şirket sermayesinin artırımına ilişkin kararın hangi suretle davacıların şahsi mesuliyetlerini doğuracağı konusunda bir değerlendirme yapılmaksızın karar verilmesi doğru görülmeyip, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle kararın resen BOZULMASINA; (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 18/12/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.








    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi