17. Hukuk Dairesi 2015/8607 E. , 2018/3879 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı ve davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; 07/12/2004 tarihinde dava dışı ... sevk ve idaresindeki ... plaka sayılı zorunlu mali sorumluluk sigortası bulunmayan aracın, davacının yolcu olarak bulunduğu motorsiklete çarpması sonucu davacıda %19 oranında tüm vücut fonksiyon kaybının oluştuğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin haklarını saklı kalmak kaydı ile, 1.000,00 TL geçici iş göremezlik ve maluliyet tazminatının temerrüt tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 02/09/2014 tarihli ıslah dilekçesiyle talebini 12.041,34 TL"ye yükseltmiştir.
Davalı vekili; zamanaşımı itirazında bulunup, sorumluluklarının kaza tarihi itibariyle geçerli olan zorunlu mali mesuliyet sigortası poliçe limiti olan 40.000,00 TL ile sorumlu olduğunu, savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; bilirkişi raporuna dayanarak davanın kabulü ile; davacının %13 oranında malül olduğu kabul edilip, 12.041,34 TL tazminatın temerrüt tarihi olan 29/06/2010 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına göre davacı ... vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle iş göremezlik tazminat istemine ilişkindir.
818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 41. maddesinde haksız fiil tanımlanmış, 60. maddesinde de haksız fiilden zarar görenin bundan kaynaklanan zararın tazmini istemi ile açacağı davaların, zararı ve faili öğrendiği tarihten itibaren 1 ve herhalde haksız fiil tarihinden itibaren 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi bulunduğu belirtilmiştir.
Buna karşılık, 2918 sayılı ....nun 109/1. Maddesinde "Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve her halde, kaza gününden başlayarak 10 yıl içinde zamanaşımına uğrar." hükmüne, yine aynı kanunun 109/2 maddesinde ise, "dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve Ceza Kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş ise, bu süre maddi tazminat talepleri için de geçerlidir." hükmüne yer verilmiştir.
2918 sayılı Kanunun anılan madde hükmünde, gözden kaçırılmaması gereken husus, ceza kanununda öngörülen daha uzun zamanaşımı süresinin, tazminat talebi ile açılacak davalar için de geçerli olabilmesinin, sadece eylemin Ceza Kanununa göre suç sayılması koşuluna bağlanmış bulunmasıdır. Bu düzenlemenin iki ayrı sonucu bulunmaktadır. Söz konusu yasa hükmü, ceza zamanaşımının uygulanabilmesi için sadece eylemin aynı zamanda bir suç oluşturmasını yeterli görmekte; bunun dışında, fail hakkında mahkumiyet kararıyla sonuçlanmış bir ceza davasının varlığı, hatta böyle bir ceza davasının açılması ya da zarar görenin o davada tazminat yönünden bir talepte bulunmuş olması koşulu aranmamaktadır.Dahası, söz konusu hükümde, ceza zamanaşımının uygulanması bakımından sürücü ve diğer sorumlulular (örneğin işleten) arasında bir ayrım da yapılmamış, böylece kuralın bunların tümü için geçerli olduğu, hepsi için aynı zamanaşımı süresinin uygulanacağı öngörülmüştür. Ayrıca, ceza davasında şahsi hak talebinde bulunmak şartıyla davaya müdahil olarak katılma halinde de dava zamanaşımı süresinin kesileceği gözardı edilmemelidir. (..."nun 10.10.2001 gün 2001/19-652-705, 16.04.2008 gün 2008/4-326-325, 09.10.2013 gün 2013/4-36-1457 sayılı kararları)
Açıklanan ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında; dava 14/07/2010 tarihinde açılmış, davalı Türkiye Sigorta Ve Reasürans Şirketler Birliği ... Müdürlüğü vekili, süresinde zamanaşımı def"inde bulunmuştur. Davaya konu kaza, 07/12/2004 tarihinde gerçekleşmiştir. Kaza sonucunda davacı yaralanarak, ceza dosyasında davaya müdahil olarak katılmış, ancak şahsi hak talebi saklı tutulmamıştır. Eylem için kaza tarihinde yürürlükte bulunan 765 Sayılı TCK"nın 102/4. maddesinde öngörülen ceza zamanaşımı süresi 5 yıldır. Buna göre davada, kaza tarihiyle uzamış ceza zamanaşımı süresi de dolmuştur. Hal böyle iken, mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde ceza zamanaşımının 8 yıl kabul edilip eksik inceleme ile ve yanılgılı gerekçe ile karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacının tüm temyiz itirazlarının reddine,(2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hüküm tesisi isabetsiz, davalı vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK"nun 428.maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, aşağıda dökümü yazılı 8,20 TL kalan harcın temyiz eden davacıdan alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 05.04.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.