14. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/1172 Karar No: 2017/9724 Karar Tarihi: 26.12.2017
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/1172 Esas 2017/9724 Karar Sayılı İlamı
14. Hukuk Dairesi 2016/1172 E. , 2017/9724 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 02.12.2014 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 09.09.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davacı vekili, dava dilekçesinde dava konusu 99 parsel sayılı taşınmazda paydaş olduğunu, davalının 03.03.2014 tarihinde 3/8 pay satın aldığını, beyan ederek önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil isteminde bulunmuştur. Davalı vekili dava konusu taşınmazda fiili taksim olduğunu, belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.Önalım hakkı paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda bir paydaşın taşınmaz üzerindeki payını kısmen veya tamamen üçüncü bir kişiye satması halinde diğer paydaşlara bu satılan payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır. Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve satışın yapılmasıyla kullanılabilir hale gelir.Önalım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim edilip her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, satıcı zamanında bu yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda yapılan satış nedeniyle önalım hakkını kullanması TMK’nın 2. maddesinde yer alan dürüst davranma kuralı ile bağdaşmaz. Kötüniyet iddiası 14.2.1951 tarihli ve 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de kendiliğinden nazara alınması gerekir. Bu gibi halde savunmanın genişletilmesi söz konusu değildir. Eylemli paylaşmanın varlığı halinde davanın reddi gerekir.Somut olaya gelince; dosya kapsamına toplanan delillere ve dinlenen tanık beyanlarına göre dava konusu 99 parsel sayılı taşınmazda pay satışından önce davacının ve davalıya pay satan... "nın zeminde ayrı ayrı kullandıkları yerlerin bulunmadığı, dolayısıyla fiili taksimin mevcut olduğu ispatlanamadığından mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26.12.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.