3. Hukuk Dairesi 2013/20220 E. , 2014/4932 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANKARA 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/05/2013
NUMARASI : 2013/30-2013/338
Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dava dilekçesinde; 25/05/2012 tarihinde ASKİ kaçak su görevlilerince yapılan denetimler sonucunda, apartmanda yapılan tespite istinaden fotoğraflarda çekilmek suretiyle dava konusu tutanak düzenlendiğini, davacı kurumca Tarifeler Yönetmeliği doğrultusunda kaçak olarak kullanıldığı tespit edilen su için ceza tahakkuk ettirildiğini, davalı hakkında Ankara 6.İcra Müdürlüğünün 2012/11596 Esas sayılı takip başlatıldığını, davalının takibe itiraz ederek takibi durdurduğunu ileri sürerek, itirazın iptaline, takibin devamına,%20"den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı apartman yöneticisi cevap dilekçesinde; kaçak su tutanağını kabul etmediklerini, bağlantının bilgileri dışında yüklenici müteahhid tarafından yapıldığını, bina sakinleri olarak su sayaçlarının bulunduğunu, bağlantının 2009 yılında tespit edilerek ASKİ tarafından söküldüğünü, ancak aradan zaman geçtikten sonra yeniden kaçak muamelesine maruz kaldıklarını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece; kat mülkiyeti veya kat irtifakı kurulan binalarda apartman yöneticiliğinin temsil yetkisi sınırlı olup, kat maliklerinin her birine ayrı ayrı husumet yönetilmesi gerektiğinden bahisle, davanın husumet yönünden reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davalı idare elemanlarınca düzenlenen 25.05.2012 tarihli kaçak su kullanma tutanağı incelendiğinde, ayrı bir hat çekmek suretiyle kaçak su kullanıldığı tespit edildiğinden, Apartman Yöneticisi S.. Ç.. adına tutanak düzenlenmiştir. Buna istinaden düzenlenen kaçak su fişi S.. Apartmanı adına yönetici S.. Ç.. adına düzenlenmiştir.
Davalı kurum tarafından S... Apartman Yöneticiliği"ne yazılan yazıda, kaçak su kullanıldığı tespit edildiğinden, Apartman Yöneticisi adına 25.05.2012 tarihinde tutanak düzenlendiği, düzenlenen tutanağın hesaplamasının binaya ait 044177 ana esas aboneliğin sayacının iptal edildiği, 26.02.2009 tarihi itibariyle tahakkukun yapıldığı belirtilmiştir.
634 Sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu"nun 35. maddesinde yöneticinin görevleri ayrı ayrı gösterilmiştir. Bu görevler ana gayrimenkulun yönetimi ile ilgili olup, yönetimin gerektirdiği ortak giderleri yapmak yetkisini de içermektedir. Yönetici, Yasadan aldığı temsil yetkisine dayanarak çeşitli sözleşmeler kurabilir. İşte bu sözleşmeden doğan uyuşmazlıklarda yönetici dava açabileceği gibi, yöneticiye karşı da dava açılabilir. Şu husus da belirtilmelidir ki yönetici, vekaletname ile tayin edilen bir vekil gibi değildir. Yasal bir temsilci olup yetkisini yasadan almaktadır. Bu sıfatla yaptığı sözleşmeden dolayı kendisine husumet yönetilebilir. Öte yandan kat malikinin veya kat malikleri kurulunun ayrı bir tüzel kişiliğinin bulunmaması, yöneticinin özel kanundan doğan temsil yetkisini ortadan kaldırmaz. Sonuç olarak denilebilir ki, yöneticinin temsil yetkisine giren işlerden dolayı üçüncü kişilerle yaptığı sözleşmelerden doğan uyuşmazlıklarda, aktif ve pasif dava ehliyeti bulunmaktadır. Aksinin benimsenmesi durumunda ise, bu kez üçüncü kişilerin yönetici ile sözleşme yapmaktan kaçınacakları ve bundan kat maliklerinin zarar görecekleri kuşkusuzdur.
Davaya konu kaçak su kullanma tutanağının ve kaçak tahakkukunun davalı apartman yöneticiliği adına düzenlendiği dosya kapsamından anlaşılmakta olup, bu durumda davalı yönetime 634 Sayılı Yasa"nın 35.maddesine göre husumet yöneltilebileceğinin kabulü gerekir. Öyle olunca, mahkemece işin esası incelenip oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, aksi düşüncelerle yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 27.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.