4. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/9141 Karar No: 2016/12393 Karar Tarihi: 20.12.2016
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2016/9141 Esas 2016/12393 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2016/9141 E. , 2016/12393 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ...tarafından, davalılar ... İnşaat Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi ( ... Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi) ve ... aleyhine 07/12/2007 gününde verilen dilekçe ile maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 24/02/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı ... vekili ile davalı ... vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, haksız fiil nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı ile davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, davalı belediyenin yüklenicisi olan diğer davalı şirketin yaptığı alt yapı çalışmaları sırasında, davacıya ait içme suyu şebekesine zarar verdiğini belirterek maddi tazminat isteminde bulunmuştur. Davalılar, davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuşlardır. Mahkemece, Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 11/09/2012 gün, 2011/5205 esas, 2012/5807 karar sayılı bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Bozma ilamından sonra mahkemece, 20/11/2013 ve 29/12/2014 tarihli bilirkişi raporları alınmıştır. Hükmün gerekçesinde; alınan bu raporlar uyarınca hüküm kurulduğu, davacının isteyebileceği miktarın 1.520,00 TL + 217,42 Euro + 438,40 TL olduğu bildirilmiş ve bu miktarlara hükmedilmiştir. Ancak mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporlarında tazminat miktarı; 1.532,07 Euro + 217,42 USD + 438,40 TL olarak hesaplanmıştır. Mahkemenin atıf yaptığı bilirkişi raporlarında hesaplanan tazminat miktarları ile hükümde tahsiline karar verilen miktarlar birbirinden farklıdır. Mahkemece hüküm altına alınan tazminat miktarlarının nasıl belirlendiği de gerekçeden anlaşılamamaktadır. Anayasanın 141/3. maddesi uyarınca bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olmak zorundadır. 6100 sayılı HMK 297. maddesi uyarınca hükmün "Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri" göstermesi gerekir. Oysa mahkemenin gerekçesi denetlenebilir değildir. Açıklanan nedenlerle hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen kararın, yukarıda gösterilen nedenlerle taraflar yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına ve davacı ile temyiz eden davalıdan peşin alınan harçların istekleri halinde geri verilmesine 20/12/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.