Esas No: 2018/1101
Karar No: 2022/625
Karar Tarihi: 13.09.2022
BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1101 Esas 2022/625 Karar Sayılı İlamı
T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/1101 Esas
KARAR NO: 2022/625
DAVA: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ: 18/09/2018
KARAR TARİHİ: 13/09/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;
Davacı vekili ---- tarihli dava dilekçesinde; müvekkili şirket sigortalısı dava dışı ---- adresindeki işyerinin su deposu ve tesisatının imalatı esnasında davalı tarafından uygulanan hatalı işçilik ve yanlış malzeme kullanımı sonucu su deposuna ait şamandıra ve temiz su hattı çevresindeki --------kopması/ayrılması nedeni ilc, şamandıra borusu dibinden ------- işyerine sirayeti ile hasar neden olduğunu. Söz konusu hasar hususunda ekspertiz incelemesi sonucu rapor tanzim edilmiş olup, raporda hasar miktarı ---- tutarının da hesaplandığını, müvekkili şirketin alacağının tahsili için davalı şirket hakkında ---- sayılı dosyasında icra takibi yapıldığını, davalının itiraz ederek takibi durdurduğunu öne sürerek, itirazım iptaline ve davalı aleyhine %20 icra inkar tazminalına hükmedilmesine, karar verilmesini istemişlir. Davalı şirket vekili ------ tarama tarihli cevap dilekçesinde özelle; Müvekkili şirket ile dava dışı sigortalı şirket arasında sözleşme akdedilerek, sigortalı şirkete ait iş yerinde yangın suyu deposu yapılmış olduğunu, Yapılan yangın suyu deposu işlerinde müvekkili şirket tarafınca eksik ve hatalı bir imalal yapılmadığı, su taşmasının sigortalı şirket kusurundan kaynakladığını. Sigortalı şirket tarafından su deposunda kısa aralıklarla rutin kontrollerin yapılmadığından, su taşması sebebiyle zarara neden olduğunu. Su depolarında depoya gelen su üzerinde depo içinde yalıtım yapılmasının gerekli bulunmadığını, bu nedenle izolasyon eksikliği bulunmadığı, su deposuna ait şamandıranın ise kısa aralıklar ile kontrolünün yapılmasının gerekli olduğu, tahliye odasında yapılmış bulunan terfi tahliye motorlarının bakımlarının eksik olması sebebiyle, tahliye odasında biriken suların dışarıya atılmadığını, bunun da sigortalı sorumluluğunda bulunduğunu, savunarak davanın reddine karar verilmesini, davacı alacağımın %20'sinde az olmama üzere kötü niyet tazminalına karar verilmesini vekaleten istemiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;
Davacının tek taraflı almış olduğu üstelik gerçeği yansıtmayan ekspertiz raporu delil vasfına sahip olmadığını, bu nedenle hukuki temeli olmayan haksız davanın reddi gerektiğini, dava konusu olayın gerçekleşmesinde davalının haksız fiil niteliğinde bir kusuru bulunmadığı, davalı tarafın eser sözleşmesindeki edinimleri gereği gibi ve tam olarak yerine getirdiğini, sigortalının kendisine teslim edilen su deposunun bakımını yapmamış olması ve gerekli tedbirleri almamış olmasından kaynaklı rizikonun gerçekleşmesi nedeniyle doğan zararlarına davacı ile sigortalının katlanması gerektiğini, davaya konu hasarlar su deposundaki şamandıranın devreye girmemiş olması nedeniyle, deponun taşarak tahliye odasına su dolması ve bu tahliye odasında bulunan tahliye motorlarının da sigortalı tarafından devre dışı bırakılmış olması nedeniyle meydana geldiğini, sigortalının kendisine çalışır halde teslim edilen su deposunun periyodik bakımını ihmal etmiş olması ve şamandıranın arızalanması nedeniyle günlerce taşan suyun sigortalı tarafından fark edilerek müdahale edilmemiş olmasından sigortalının kendi ihmal eve tedbirsiz davranışından kaynaklandığı eksper raporu ile anlaşılmaktadır. Davalı ile sigortalı arasında imzalanmış olan eser sözleşmesi kapsamında davalı taraf su deposunu sözleşmeye uygun olarak ve çalışır vaziyette ayrıca tahliye odasını da ---- adet tahliye motoru ile birlikte inşa etmiş, makinelerin montajını yapmış ve makinelerin çalıştırma işlem de ilgili üretici firmalar tarafından yapıldıktan sonra geçici kabul tutanağı düzenlenerek sigortalıya teslim edilmiştir. Bu aşmadan sonra sigortalı şirketin su deposu ve aksamlarını motorların bakımını her gün günde en az ------ defa gözlemlenmesi bakımın yapılması gerekirken yapılmamış olması sebebiyle su taşma olayı meydana geldiği, sigortalı şirket hasarın tazmini için davacı sigortaya başvurmuş sigortalı şirket davalının sorumlu olabileceğine dair bir kanaat getirmiş olsaydı, doğrudan davalı şirkete arızaya ihbar ederdi ve tüm zararların giderilmesini talep ederdi, zira inşaat teslim edilmiş ise de de davalının halen garanti süresi devem ettiğini, su deposunun izolasyon çalışma sadece su seviyesine kadar yapılır, depoda bulunan suyun duvarlardan sızmasını önlemek için yapılır raporda belirlenen temiz su tesisat borusu çevresindeki izolasyon uygulanmasında ayrılma kopma meydana geldiği tespitinin hatalı olduğunu beyan ederek davanın reddi ile yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini vekaleten talep, etmiştir.
-----Tarihli Bilirkişi Raporunda Özetle;
--- tarihinde---- adresinde bulunan -----yerinin yangın su deposunda meydana gelen su taşması olayında yukarıda yapılan değerlendirmeler neticesinde dava konusu olayın oluşumunda ---- ait inşaatın yüklenici ---- imalatının hatalı ve ayıplı olduğu, dava konusu olay nedeni ile --- yerinin yangın makine dairesinin ----- tutarında toplam hasar oluştuğu görüş ve kanaatine varılmıştır.
------Tarihli Bilirkişi Raporunda Özetle;
Somut olayda depoya su sağlayan------- şamandıra arizası sebebiyle kapanma yatak, depo içinde fazladan biriken suların tahliye odasına bir şekilde taşması sonucu, tahliye odasında bulunan tahliye motorları ve ------- verilen zarar olduğu, Dava dışı sigortalı şirket, yangın suyu deposunda, sistemin, eksiksiz ve kusursuz şekilde çalışması için gerekli bakım ve takibi yapmadığı kanaatine varıldığından müterafik kusurlu olduğu; Buna göre kusur oranının %50-%50 olarak hesap ve takdir edildiği, Buna göre de: Davalı şirketin, meydana gelen hasarının % 50'sinden sorumlu olduğu, Ekspertiz raporunda hasarların giderilmesi için hesaplanan --- Giderlerinin, hasar tarihindeki serbest piyasa malzeme ve işçilik giderlerine uygun olduğu,------ mürtehin olarak yer aldığı, Ancak dosya münderecatında; rehin alacaklısı----, sigorta tazminatının sigortalıya ödenmesi konusunda muvafakat ettiğine dair herhangi bir yazısının bulunmadığı, 6101 sayılı TTK 1456/1 maddesi söz konusu olduğundan hasarın poliçe kapsamında olduğu ve buna bağlı olarak davacı---- sigorta teminatı sunma yükümlülüğünün mevcut olduğu, Poliçede dain-i mürtehin olarak gösterilen ---- sigorta tazminatırın sigortalıya ödenmesine muvafakat ettiğinden (yazı cevabının, muvafakat ettiği yönünde olduğu varsayımı ile) Davacı --------sigortalısına yaptığı ödeme poliçe kapsamında olmakla, Davacı ----- TTK 1472 maddesine göre kanuni halef olduğu ve aktif husumet ehliyeti kazandığı, Hasar için davacı---- alacağının; ------ olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.
----- Tarihli Bilirkişi Ek Raporunda Özetle;
--- tarihinde, ---- adresinde bulunan ----yangın su deposunda meydana gelen su taşması olayında, yukarıda yapılan inceleme ve değerlendirmeler neticesinde, Mahkemenize daha önce sunduğumuz kök raporumuzda bir değişiklik olmayacağı, Dava konusu olayın oluşumunda--- yüklenicisi ---- deposu duvar izolasyonu imalatının hatalı ve gizli ayıplı olduğu, Dava konusu olay nedeni ile ---- işyerinin yangın makine dairesinde ----- tutarında toplam hasar oluştuğu görüş ve kanaatine varılmıştır.
DELİLLER:
------- sayılı icra dosyasının mahkememize celp edildiği anlaşıldı.
----- tarihli yazısı ile tazminatın ---- ödenmesinde muvafakat verdiğinin bildirildiği anlaşıldı.
----- Asliye Ticaret Mahkemesinden mahallinde inceleme yapılarak düzenlenen bilirkişi raporunun dosyaya sunulduğu görüldü.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava, zarar sigortası kapsamında gerçekleşen rizikodan kaynaklanan zararın ödenmesi nedeniyle sigortacının açtığı halefiyet sebebiyle rücu alacağına dayalı itirazın iptali davasıdır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun zarar sigortalarında halefiyeti düzenleyen 1472. Maddesi uyarınca "(1) Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder. Sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacı, mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilir. (2) Sigortalı, birinci fıkraya göre sigortacıya geçen haklarını ihlal edici şekilde davranırsa, sigortacıya karşı sorumlu olur. Sigortacı zararı kısmen tazmin etmişse, sigortalı kalan kısımdan dolayı sorumlulara karşı sahip olduğu başvurma hakkını korur."
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 475. Maddesi uyarınca "(1)Eserdeki ayıp sebebiyle yüklenicinin sorumlu olduğu hâllerde işsahibi, aşağıdaki seçimlik haklardan birini kullanabilir: (...) (2)İşsahibinin genel hükümlere göre tazminat isteme hakkı saklıdır."
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 112. Maddesi uyarınca "Borç hiç veya gereği gibi ifa edilmezse borçlu, kendisine hiçbir kusurun yüklenemeyeceğini ispat etmedikçe, alacaklının bundan doğan zararını gidermekle yükümlüdür."
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 114. Maddesi uyarınca "(1)Borçlu, genel olarak her türlü kusurdan sorumludur. Borçlunun sorumluluğunun kapsamı, işin özel niteliğine göre belirlenir. İş özellikle borçlu için bir yarar sağlamıyorsa, sorumluluk daha hafif olarak değerlendirilir. (2)Haksız fiil sorumluluğuna ilişkin hükümler, kıyas yoluyla sözleşmeye aykırılık hâllerine de uygulanır."
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 51. Maddesi uyarınca "(1)Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler. (...)"
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 52. Maddesi uyarınca "(1)Zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hâkim, tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir."
Mahkememizce yapılan değerlendirmede, davanın belirtildiği gibi, zarar sigortası kapsamında gerçekleşen rizikodan kaynaklanan zararın ödenmesi nedeniyle sigortacının açtığı halefiyet sebebiyle rücu alacağına dayalı itirazın iptali davası olduğu, davacının dava dışı sigortalı ----- numaralı poliçe kapsamında gerçekleşen rizikodan dolayı ------ ödediği hususunun sabit olduğu, bu sebeple yukarıda atıf yapılan TTK 1472 maddesi uyarınca hukuken sigortalının yerine geçtiği, bu sebeple sigortalı dava dışı şirketin davalıya karşı ileri sürülebileceği bütün talepleri davacı sigortacının da davalıya karşı ileri sürebileceği, yine davalının da dava dışı şirkete karşı ileri sürebileceği bütün savunmaları dava dışı şirketin halefi olan sigorta şirketine ileri sürebileceği, davanın temelinin "dava dışı şirket ile davalı arasında akdedilen eser sözleşmesinde davalının ayıplı ifada bulunması nedeniyle yukarıda atıf yapılan TBK'nun 475/2 maddesi atfıyla TBK 112 vd maddelerine dayalı borcun gereği gibi yerine getirilmemesinden doğan olumlu zararların tazmini" olduğu, bu sebeple yukarıda atıf yapılan yasa hükümlerine göre sorumluluğun ve zarar miktarının değerlendirilmesi ve hesaplanması gerektiği, dosya kapsamında alınan tüm teknik bilirkişi raporlarında tespit edildiği üzere davalının eser sözleşmesinden kaynaklanan borcunu ayıplı bir şekilde ifa ettiği, dava dışı üçüncü şahıs tarafından seçimlik haklar kullanılmamış olsa da ayıplı ifadan kaynaklanan zarar nedeniyle (halefiyet nedeniyle davacı sigortacının da) tazminat taleplerinin saklı olduğu, bu sebeple davalının borcun gereği gibi yerine getirilmemesinden kaynaklı (TBK 112 temelli) olarak tazminat ödeme yükümlülüğü bulunduğu, tazminat miktarının yukarıda atıf yapılan TBK 114 maddesi uyarınca haksız fiil hükümlerine göre belirlenmesi gerektiği, buna göre zararın miktarı tespit edilirken tarafların kusur durumlarının da önem arz ettiği, yine dosya kapsamında bulunan bilirkişi ---- tarihli bilirkişi heyeti raporunda da belirtildiği üzere gerçek zararın ---- olduğunun tespit edildiği, ancak dava dışı sigortalı şirketin zararın doğmasında gerekli bakım ve gözetim yükümlülüğüne aykırı davranması nedeniyle yarı oranda kusurlu olduğu, bu sebeple tazminatın bu oranda indirilmesi gerektiği, tüm bu sebeplerle sigortacının takipte halefiyet nedeniyle davalıdan ancak ----asıl alacak ve ödeme tarihinden itibaren işlemiş faiz ----- olmak üzere toplam ------ talep edebileceği, alacağın varlığı ve miktarının tespit edilmemesinin yargılamayı gerektirmesinden dolayı alacağın likit olmaması nedeniyle davalının icra inkar tazminatına mahkum edilemeyeceği, yine aynı sebeple fazla talep edilen tutar yönünden kötüniyetli olduğu kabul edilemeyeceğinden davacının kötüniyet tazminatına mahkum edilemeyeceği kanaatine varılmış, tüm bu gerekçelerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile, davalı borçlunun ---- sayılı takibine yaptığı itirazın --- asıl alacak ve --- geçmiş gün faizi olmak üzere toplam -----alacak yönünden İPTALİNE, takibin takip tarihi itibariyle --- asıl alacak ve -----geçmiş gün faizi olmak üzere toplam ----- yönünden DEVAMINA, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2-Davacının, davalı tarafın icra inkar tazminatına mahkum edilmesi talebinin REDDİNE,
3-Davalının, davacı tarafın kötüniyet tazminatına mahkum edilmesi talebinin REDDİNE,
4-Harçlar Kanunu uyarınca kabul edilen dava değeri (13.803,05 TL) üzerinden hesaplanan ve alınması gereken 942,88 TL karar ve ilam harcından dava açılırken peşin olarak alınan 336,27 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 606,61 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafça yapılan 377,37 TL dava açma masrafı ve 6.124,75 TL bilirkişi/posta masrafından ibaret 6.502,12 TL yargılama giderinin kabul/ret oranına -----davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafça yapılan bilirkişi masrafından ibaret 2.550,00 TL yargılama giderinin kabul/ret oranına----- davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
6-Artan gider avansının HMK'nun 333. Maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra resen ilgilisine iadesine,
7-Davacı yapılan yargılamada kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri (13.803,05 TL) üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı yapılan yargılamada kendisini vekille temsil ettirdiğinden reddedilen dava değeri (13.803,05 TL) üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Dava açıldığı tarihte zorunlu arabuluculuğa tabi olmadığından ve arabuluculuk sürecinden geçilmediğinden arabuluculuk ücreti hususunda karar verilmesine yer olmadığına,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine sunulacak dilekçe ile --------------nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 13/09/2022
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.