3. Hukuk Dairesi 2014/2823 E. , 2014/4908 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANKARA 5. TÜKETİCİ MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/09/2012
NUMARASI : 2010/929-2012/793
Taraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin satın aldığı meskenine su aboneliği için davalı kuruma başvuru yaptığını, davalının kanal katılım payı ve şebeke hisse bedeli adı altında 1.896,00 TL talep ve tahsil ettiğini, bu talebin haksız olduğunu öne sürerek, yapılan ödemenin istirdadına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, abonelik yapılması için kanal şebeke hissesinin ödenmesi gerektiğini, 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu"nun 87 ve 88.madde hükümleri ve ASKİ Tarifeler Yönetmeliği 39.madde hükmüne göre bedel ödenmeden abonelik yapılmasının mümkün olmadığını savunmuştur.
Mahkemece, kanalizasyon katılım ve şebeke hissesi katılım payı talep ve tahsil edilmesinin ön koşulu olarak yeni tesis yapılması veya mevcut tesislerin ıslahının gerektiği, taşınmazın yapı kullanma izin belgesinin 14.06.2007 tarihinde alındığı, davacının 26.07.2007 tarihinde abone olduğu, taşınmazın bulunduğu yerde 2009 yılı içerisinde 06.05.2009 tarih ve B.754 sayılı yazı ile onaylanan uygulama projesine göre Kanal Yatırım Dairesi Başkanlığınca kanalizasyon hattının yapımına başlanıldığı, yapı kullanma ruhsatı verildikten sonra yeni şebeke tesisi yapılmadığı gibi mevcut tesislerinde iyileştirilip ihya edilmediği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Uyuşmazlık, davacının satın aldığı konuta su abonesi olmak için kanal katılım payı ödemekle yükümlü olup olmadığı konusundadır.
2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu"nun kanalizasyon harcamalarına katılma payı başlığı altındaki 87.maddesi “Belediyelerce ve belediyelere bağlı müesseselerce, aşağıdaki şekilde kanalizasyon tesisi yapılması halinde, bunlardan faydalanan gayrimenkullerin sahiplerinden kanalizasyon harcamalarına katılma payı alınır;
a) Kanalizasyon tesisi yapılması,
b) Mevcut tesislerin sıhhi ve fenni şartlara göre ıslah edilmesi iki ve daha fazla yol kenarında bulunan gayrimenkuller hangi yoldaki kanalizasyona bağlanmış ise, payın hesabında yola ait kanalizasyon giderleri nazara alınır,” düzenlemesini getirmiştir. Aynı yasanın 88.maddesi su tesisleri için 87.maddeye paralel bir düzenleme öngörmüştür.
Bu yasa maddesine dayalı olarak çıkarılan ASKİ Tarifeler Yönetmeliğinin 39.maddesinde de gerek yeni bir kanalizasyon tesisi yapılması ve gerekse mevcut tesisin ıslahı durumunda taşınmaz sahiplerinden katılma payı alınacağı öngörülmüş; bunun belli bir oranının inşaat ruhsatı alınma aşamasında avans olarak tahsil edileceği, bakiyesinin de su aboneliği aşamasında bina değeri esas alınmak ve %2 oranını geçmemek üzere tahsil edileceği belirlenmiştir.
Yukarıda belirtilen yasa ve tarifeler yönetmeliği hükümleri birlikte değerlendirildiğinde davalı tarafça yeni kanalizasyon ve içme suyu tesisleri yapıldığı veya mevcutların iyileştirilmesi yapıldığı taktirde davalının tesislerin hizmet edeceği saha dahilindeki gayrimenkul sahiplerinden yönetmelikte belirlenen ilkelere göre su ve kanalizasyon tesisleri katılım payını talebe hakkı vardır. Ancak, bu katılım payı davalı tarafça hizmet götürülmesi koşuluna bağlı olarak alınır. Bu durumda hizmet götürüldüğünün davalı tarafça kanıtlanması halinde davacı katılım payının yüklenici veya kendisi tarafından ödendiğini kanıtlamakla yükümlüdür.
Yargıtay’ın yerleşik uygulamasına göre, davalı tarafça hizmet götürüldüğü kanıtlanmış ise; iskan öncesi ve sonrası ayrımı yapılmaksızın hizmetten yararlanan davacı kanal katılım bedelinden sorumlu olur; aboneliğin iskan tarihinden sonra olmasının; iskan tarihinden sonra yeni hizmet sunulmasının bir önemi bulunmamaktadır.
Bu nedenlerle mahkeme, davacının kanal katılım payı ve şebeke hisse bedelinden sorumlu olduğunun kabulü ile dava konusunda uzman mühendis bir bilirkişiye talep edilen bedeller hesaplatılarak sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirme ile karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 27.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.