11. Hukuk Dairesi 2016/5404 E. , 2017/7336 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 23/02/2016 tarih ve 2015/129-2016/160 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirketin mucur ocağı işletmeciliği yaptığını, davalının müvekkili şirket şantiyesinde yönetici olarak çalıştığını, müvekkilinin dava dışı ... Hazır Beton San. Tic. Ltd. Şti"ye sattığı mucur bedeli olarak Türk Ekonomi Bankası A.Ş. ait 21.250,00 TL bedelli bir adet çek aldığını, karşılığında ... Hazır Beton firmasına faturalar kesildiğini, söz konusu çekin şirket merkez ofisinde muhafaza edilirken kaybedildiğini, buna ilişkin çek iptali davası açıldığını, davalının söz konusu çekin kendisinde olduğunu belirterek müdahale talebinde bulunduğunu, müvekkilinin söz konusu çekin yetkili hamili olduğunu, davalının davaya konu çeki müvekkili şirketin bilgisi ve haberi dışında gizlice emniyete suistimal sureti ile aldığını, müvekkili şirket çalışanlarının davalının şirket çalışanı olması nedeniyle büroya rahatça girip çıkmasından şüphelenmediklerini, çekte müvekkili şirketin cirosunun olmamasının çekin davalı tarafından kötü niyetle gizli, hukuka aykırı olarak alındığını gösterdiğini iddia, ederek çekin istirdadına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin davacı şirkete 2008 yılında çalışmaya başlayıp 2011 yılında şantiye şefliği ve yönetim kurulu temsilcisi olarak atanıp, 01/07/2014 tarihinde işten çıkarıldığını, bu konuda iş mahkemesinde açılan davanın derdest olduğunu, davalı şirkette 6 yıl süre çalıştığı ve şantiye şefi ve yönetim kurulu temsilciliği yaptığını, şirkette çalışmakta iken şirket içerisinde bulunan maaş alacaklarına ve müvekkilinin davacı adına borçlandığı kişilere ödemek üzere cirolamaktan imtina ederek çeki müvekkiline verdiğini, davacı şirketin kötü niyetli olduğunu, iş mahkemesinde görülmekte olan dava sebebiyle koz olarak kullandığını, söz konusu çekin müvekkiline davacı şirket tarafından verildiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davalının öncesinde davacı şirket çalışanı olup, şirkette üst düzey pozisyonlarda görev yapmış olduğu, davalının, davaya konu çekin şirketteki alacaklarına karşılık ve şirket adına yaptığı borçlanmalar karşılığında kendisine verilmiş olması halinde mutlaka şirket yetkilisi tarafından ciro yapılmak suretiyle verilmesi gerektiğini bilmesi hayatın olağan akışına uygun olduğu, bu husus davalıdan beklenilebilecek bir durum olduğu, davalı tarafından dava konusu çekin ciro yapmaktan kaçınarak kendisine verilmiş olduğu beyanı ile davalının çekin iktisabının kötü niyetle en azından çeki iktisapta ağır kusuru bulunduğunun ispat edildiği gerekçesiyle davanın kabulü ile çekin davacıya istirdadına karar verilmiştir.
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, çek istirdatına ilişkin olup, mahkemece yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiştir. 6102 sayılı TTK"nın 792. maddesine göre ""çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı, ister ciro yoluyla devredilebilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790"ıncı maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlüdür."" hükmü doğrultusunda ispat yükü davacı taraftadır. Dava konusu çekin ciro olmadan davalı elinde bulunması çekin rıza dışında elden çıktığını ispat için yeterli değildir. Davacının öncelikle usulüne uygun delillerle çekin rızası dışında elinden çıktığını ispatlaması, bu iddiasını ispatlamasından sonra ise 6102 sayılı TTK"nın 792. maddesi uyarınca davalının bu çeki iktisabında ağır kusurlu veya kötüniyetli olduğunu ispatlaması gerekirken mahkemece belirtilen bu olgular üzerinde durulmadan eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın davalı yararına bozulmasını gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 18/12/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.