3. Hukuk Dairesi 2014/2692 E. , 2014/4900 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İSTANBUL 3. SULH HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/05/2012
NUMARASI : 2011/759-2012/345
Taraflar arasında görülen menfi tespit davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı, annesi muris F.. Z.. B.."nın maliki olmadığı işyerlerine ilişkin sözleşmelerdeki imzaların murise ait olmayıp sahte olarak atıldığını, bu sözleşmelere dayanılarak davalı tarafından annesi adına 7.421,65 TL borç tahakkuk ettirildiğini, öne sürerek, davalıya anılan miktar borçlu olunmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, benimsenen bilirkişi raporuna göre, dava konusu sözleşmelerin muris adına vekaleten vekilce imza olunduğu, vekilinin imzasının asilin temsilcisi sıfatı ile konulması nedeni ile sözleşmeden doğan hak ve sorumlulukların asile ait olacağı, abonelik sözleşmesine konu olan işyerlerinde kullanılan enerji bedelinden abonenin ve mirasçının sorumlulukları bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacının aşağıdaki bendin dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
HMK 266.maddesi hükmüne göre, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren konularda bilirkişi oy ve görüşünün alınması zorunludur. Genel hayat tecrübesi ve kültürünün sonucu olarak herkes gibi hakimin de bildiği konularda bilirkişi dinlenmesine karar verilemeyeceği gibi, hakimlik mesleğinin gereği olarak hakimin hukuki bilgisi ile çözümleyebileceği konularda da bilirkişi dinlenemez. Her halde seçilecek bilirkişinin mesleği itibarıyla konunun uzmanı olması gerekir.
Elektrik Tarifeleri Yönetmeliği 01.03.2003 tarihinde yürürlükten kaldırılmış ve 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanununa dayanılarak hazırlanan ve 25 Eylül 2002 günlü Resmi Gazete’de yayınlanarak 01.03.2003 tarihinde Elektrik Tarifeleri Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği yürürlüğe girmiştir.
Somut olaya gelince; mahkemece yargılama sırasında bilgisine başvurulan hukukçu bilirkişinin raporu doğrultusunda karar verilmiştir. Raporda davacı tarafın sorumlu olduğunu belirtmiş, ancak davacının sorumlu olacağa bedele ilişkin bir hesaplama yapılmamıştır. Rapor düzenleyen bilirkişinin elektrik tüketim bedeli hesabı konusunda uzman olmadığı bu nedenle bilirkişi olarak dinlenemeyeceği kuşkusuzdur. Davacının sorumlu olduğu bedelin, tahakkuk tarihleri dikkate alınarak, 01.03.2003 tarihinden önceki tahakkuklar için Elektrik Tarifeleri Yönetmeliği hükümlerine, bu tarihten sonraki tahakkuklar için ise Elektrik Tarifeleri Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği hükümlerine göre ayrı ayrı yapılması gerekir.
Hal böyle olunca, mahkemece öncelikle dosyanın elektrik tüketim hesabı konusunda uzman olan mühendisi bir bilirkişiye verilmesi, davacının sorumlu olduğu bedelin dava konusu tahakkuk tarihleri dikkate alınarak 01.03.2003 tarihinden önceki tahakkuklar için Elektrik Tarifeleri Yönetmeliği hükümlerine, bu tarihten sonraki tahakkuklar için ise Elektrik Tarifeleri Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği hükümlerine göre ayrı ayrı hesaplanması konusunda denetime elverişli bir rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 27.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.