8. Hukuk Dairesi 2010/1903 E. , 2010/2610 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil
... ile ... ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair ...Asliye Hukuk Hâkimliğinden verilen 23.07.2008 gün ve 188/173 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, davalıların miras bırakanları ... adına tapuda kayıtlı bulunan 1 ada 49 parsel sayılı taşınmazın mirasçılar arasında taksim edildiğini, 16.6.1970 tarihinde düzenlenen senetle mirasçılardan ...’a bırakıldığını, onun da dava konusu taşınmazı 4.12.2003 tarihli senetle vekil edenine satıp bedelini aldığını açıklayarak tapu kaydının iptali ile vekil edeni adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... ve diğer bir kısım davalılar davayı kabul ettiklerini açıklamışlardır.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, miras taksim sözleşmesi ve harici satışa dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
Dava konusu 1 ada 49 parsel sayılı taşınmaz tapuya, tahsis suretiyle 322 m2 yüzölçümlü bahçeli kargir ev niteliğinde 6.12.1968 tarihinde davalıların miras bırakanı ... adına tescil edilmiştir.
Davacı, miras bırakan Muharrem’in ölümü üzerine mirasçılarının yaptıkları taksim sonucu dava konusu taşınmazın mirasçılardan davalı ...’a bırakıldığını, onun da 4.12.2004 tarihli harici senetle kendisine satıp zilyetliğini devrettiğini ileri sürerek iptal ve tescil istemiş, davalı ... ile davalılardan ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... usule uygun alınan imzalı beyanları ile davayı kabul ettiklerini bildirmişlerdir. Mahkemece, tapulu taşınmazların harici satışının geçersiz olduğu, TMK. nun 713/2 maddesi ile 3402 sayılı Kadastro Kanununun 13/B-b koşullarının oluşmadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir. Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Miras bırakan ... dosya arasında bulunan mirasçılık belgesine göre 17.4.1970 tarihinde ölmüş, o tarihte geriye ..., ..., ..., ..., ... ..., ..., ... ve ..."ı mirasçı olarak bırakmıştır. Miras bırakanın ölüm tarihinde 1 ada 49 parsel sayılı taşınmaz tapuda kayıtlı bulunmaktadır. Adı geçen tüm mirasçılar 16.6.1970 tarihinde yaptıkları taksim sözleşmesi ile miras bırakanın terekesindeki mallarını taksim etmişlerdir.
TMK.nun 676. maddesi hükmü uyarınca; mirasçılar arasında taksimin geçerliliği yazılı şekilde yapılmasına bağlıdır. Bu bakımdan mirasçılar arasında düzenlenen 16.6.1970 tarihli senet, HUMK.nun 297. maddesinde yazılı koşullara uygun olarak parmak izleri tanıklarca doğrulanarak, köy ihtiyar heyeti tarafından da onaylanmış olduğundan geçerlidir. Tarihi belirtilen taksim sözleşmesinde dava konusu taşınmazın parsel numarası yazılmamış, iskan dairesince inşa edilen Sağlık Mahallesindeki evin tamamının ...’a bırakıldığı belirtilmiştir. Mahkemece, davalı ...’e taksim sonucu bırakılan taşınmazın 1 ada 49 parsel olup olmadığı araştırılıp belirlenmemiştir. Diğer bir anlatımla, dava konusu taşınmazın, mirasçılar arasında düzenlenmiş olan 16.6.1970 tarihli taksim senedinin keşif yerinde yerel bilirkişi ve tanıklar marifetiyle uygulanarak davalı ...’e düşen yer olup olmadığının belirlenmesi gerekmektedir. Bundan ayrı, davalı ... ile 3. kişi durumunda bulunan davacı arasında düzenlenen 4.12.2003 tarihli harici satış sözleşmesi de Noterlikçe düzenlenmediğinden TMK.nun 677. Maddesi 2. fıkrası karşısında geçerliliği bulunmamaktadır. Bu belirlemeler karşısında mahkemece, usulüne uygun şekilde keşif kararı verilerek HUMK. nun 258. maddesi gereğince çağırılacak yerel bilirkişi ve tanıklardan 16.6.1970 tarihli taksim senedinin zemine uygulanıp, davalı ...’e verilen taşınmazın dava konusu taşınmaz olup olmadığının sorulup belirlenmesi, Melahat’e verildiğinin belirlenmesi durumunda taksim tarihinden sonra taşınmazın tereke malı olmaktan çıktığının nazara alınması, her ne kadar tapuda miras bırakan adına kayıtlı bulunan taşınmazın, 4.12.2004 tarihli haricen düzenlenen satış sözleşmesi ile davacıya satışının TMK.nun 706, BK. nun 213 ve TK.nun 26. maddesi hükümleri karşısında geçerliliği bulunmamakta ise de, davalı ...’ın 17.8.2007 tarihli mahkemeye ibraz ettiği ve kimlik tespiti yapılarak imzalı kabul beyanını içeren dilekçesinin HUMK. nun 95. maddesi kapsamında gözönünde bulundurulması, ondan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, dosya kapsamına aykırı biçimde yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
Davacı vekilinin temyiz itirazları bu bakımlardan yerinde olduğundan kabulüyle usul ve yasaya aykırı olan hükmün HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA ve 17,15 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine 17.5.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.