2. Ceza Dairesi 2017/4176 E. , 2017/13209 K.
"İçtihat Metni"Hırsızlık suçundan sanıklar ..., ... ve ...’ın, 765 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 493/1-son ve 522. maddeleri gereğince 10 yıl hapis cezası ile cezalandırılmalarına ilişkin Kütahya 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 18/02/2004 tarihli ve 2003/357 esas, 2004/36 sayılı kararının, Yargıtay 10. Ceza Dairesinin 09/07/2004 tarihli ve 2004/7954 esas, 2004/8253 karar sayılı ilamı ile onanarak kesinleşmesini müteakip infazı sırasında, 01/06/2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu hükümleri çerçevesinde yapılan uyarlama yargılaması sonucunda, 5237 sayılı Kanun"un sanığın lehine olduğundan bahisle, sanıkların üzerlerine atılı hırsızlık suçundan, anılan Kanun’un 142/1-b ve 143. Maddeleri uyarınca 5 yıl hapis cezası ile cezalandırılmalarına dair aynı Mahkemenin 29/06/2005 tarihli ve 2005/498-624 sayılı kararının temyizi üzerine, Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 16/11/2006 tarihli ve 2006/1869 esas, 2006/11479 karar sayılı ilamı ile lehe değerlendirmenin duruşma açılarak yapılması gerektiğinden bahisle bozulması üzerine yeniden yapılan yargılama sonunda sanıkların hırsızlık, konut dokunulmazlığını ihlal ve mala zarar verme suçlarından, 5237 sayılı Kanun"un 142/1-b, 143, 116/2-4 ve 151/1. maddeleri uyarınca 5 yıl, 1 yıl 6 ay ve 6 ay hapis cezaları ile cezalandırılmalarına dair aynı Mahkemenin 07/05/2008 tarihli ve 2007/92 esas, 2008/281 sayılı kararının temyizi üzerine, Yargıtay 22. Ceza Dairesinin 04/04/2016 tarihli ve 2015/12721 esas, 2016/5187 karar sayılı ilamı ile bozulması üzerine, sanıklara isnad edilen eylem için öngörülen olağanüstü zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle kamu davasının zamanaşımı sebebiyle ortadan kaldırılmasına dair Kütahya 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 14/07/2016 tarihli ve 2016/294-488 sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 21.08.2017 gün ve 3769-2017 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 12.09.2017 gün ve 2017/50716 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un “Lehe hükümlerin uygulanmasında usul” kenar başlıklı 9. maddesinin 4. fıkrasında yer alan; “Kesin hükümle sonuçlanmış olan davalarda, sonradan yürürlüğe giren bir kanunla ilgili olarak lehe hükmün belirlenmesi ve uygulanması amacıyla yapılan yargılama bakımından dava zamanaşımına ilişkin hükümler uygulanmaz.” şeklindeki düzenleme karşısında; sanık hakkındaki kesinleşmiş hükümle sonuçlanmış olan davanın zamanaşımı sebebiyle ortadan kaldırılmasına karar verilemeyeceği gözetilmeksizin, yazılı biçimde karar verilmesinde isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
1- Hükümlüler ..., ... ve ... hakkında uyarlama yargılaması yapılarak verilen 29.06.2005 tarih ve 2005/498 E., 2005/624 K. sayılı ek kararın hükümlü ... tarafından temyiz edilmeyerek kesinleştiği, dosya kapsamındaki diğer hükümlü ...’ın ise hakkında verilen kararı temyiz etmesi üzerine Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 16.11.2006 tarih ve 2006/1869 E., 2006/11479 K. sayılı ilamı ile bozulmasından sonra, daha önce hakkındaki karar kesinleşen hükümlü ...’ın da yargılamaya dahil edilerek karar verildiği belirlenmiş olup, hükümlü ... hakkında verilen 29.06.2005 tarih ve 2005/498 E., 2005/624 K. sayılı ek kararın kesinleşmesinden sonra yapılan tüm işlemler ve verilen kararların hukuken geçersiz olduğu, hükümlü ... hakkında hukuken geçersiz olan (KÜTAHYA) 2. Asliye Ceza Mahkemesinden verilip kesinleşen 14.07.2016 tarihli ve 2016/294 E., 2016/488 K. sayılı kararına yönelik kanun yararına bozma isteminin REDDİNE,
2- Hükümlü ... hakkında uyarlama yargılaması yapılarak verilen 29.06.2005 tarih ve 2005/498 E., 2005/624 K. sayılı ek kararın hükümlü tarafından temyiz edilmeyerek kesinleştiği, dosya kapsamındaki diğer hükümlü ...’ın ise hakkında verilen kararı temyiz etmesi üzerine Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 16.11.2006 tarih ve 2006/1869 E., 2006/11479 K. sayılı ilamı ile bozulmasından sonra, daha önce hakkındaki karar kesinleşen hükümlü ... de yargılamaya dahil edilerek karar verilmiş ise de; yokluğunda uyarlama yargılaması yapılarak verilen 29.06.2005 tarihli ek kararın hükümlü ...’ya bilinen son adresinde Tebligat Kanunu’nun 35. maddesine göre tebliğ edildiği, ancak bu adrese daha önce usulüne uygun yapılmış bir tebligat yapılmadığından tebliğ işleminin usulsüz olduğu ve kararın usulüne uygun kesinleşmediği belirlenmekle, kesinleşmemiş kararlara karşı kanun yararına bozma isteminde bulunulamayacağından, 29.06.2005 tarih ve 2005/498 E., 2005/624 K. sayılı ek kararın hükümlü ...’e tebliğ edilip, usulüne uygun olarak kesinleştirildikten sonra yeniden kanun yararına bozma isteminde bulunulması mümkün olup, (KÜTAHYA) 2. Asliye Ceza Mahkemesinden verilip kesinleşen 14.07.2016 tarihli ve 2016/294 E., 2016/488 K. sayılı kararına yönelik kanun yararına bozma isteminin REDDİNE.
3- Hükümlü ... hakkında verilen Kütahya 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 18.02.2004 tarihli ve 2003/357 E.- 2004/36 K. sayılı mahkûmiyet hükmünün kesinleşmesinden sonra, uyarlama yargılaması sırasında, 5252 sayılı Yasa"nın 9/4. maddesine aykırı olarak dava zamanaşımının gerçekleştiğinden bahisle davanın ortadan kaldırılmasına karar verilmesi nedeniyle kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden, (KÜTAHYA) 2. Asliye Ceza Mahkemesince verilip kesinleşen 14.07.2016 tarihli ve 2016/294 E., 2016/488 K. sayılı kararın, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 309. maddesinin 3.fıkrası uyarınca BOZULMASINA, infaz aşamasındaki lehe uygulamaların kazanılmış hak oluşturmayacağı dikkate alınarak, sonraki işlemlerin, aynı maddenin 4. fıkra (b) bendi uyarınca mahkemesince yerine getirilmesine, 06.12.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.