11. Hukuk Dairesi 2016/5347 E. , 2017/7319 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 18/02/2016 tarih ve 2015/74-2016/23 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Asıl davada davacı vekili, müvekkilinin ticaret unvanının ayırt edici unusurunu da oluşturan "NAHİTA" ibaresini uzun yıllardır markasal anlamda da kullanarak tanınmış hale getirdiğini, ibarenin tescili için araştırma yapmakta iken davalının 2014/23295 sayı ile "NAHİTA" markasını 43. sınıfta tescil ettirdiğinin öğrenildiğini, dikiş ve overlok makine ve parçaları satan davalının restorancılık faaliyeti ile ilgisinin bulunmadığını, marka başvurusunun müvekkilinin itibarından yararlanmak, marka tacirliğinde bulunmak, haksız kazanç sağlamak maksadıyla kötüniyetle yapıldığını, ibare üzerindeki gerçek hak sahipliğinin müvekkiline ait olduğunu, restoran ve benzeri işletmecilik faaliyetlerinin müvekkilinin iştigal alanları arasında yer aldığını, davacının bu ibareyi başvurudan 2 yıl önce kullanmaya başladığını, ticaret unvanının sınai mülkiyet hakları kapsamında kaldığını, rüçhan hakkına, gerçek hak sahipliğine ve kötüniyete bağlı olarak davalı adına tescilli markanın hükümsüzlüğünün gerektiğini ileri sürerek 2014/23295 sayılı "NAHİTA" ibareli markanın 43. sınıfta yer alan hizmetler bakımından hükümsüzlüğünü talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davacı vekili, asıl davadaki iddialarını tekrar ederek davalı adına tescilli 2014/23296 sayılı "NAHİTASPECİAL" ibareli markanın 43. sınıf yönünden hükümsüzlüğünü talep ve dava etmiştir.
Asıl ve birleşen davanın davalısı vekili, makina sektöründe çalışan, davacıdan haberi dahi olmayan müvekkilinin halihazırda restoran işletmeciliği yapmamakla birlikte bu konuda yatırım yapmayı düşündüğünü, marka taciri iddiasının doğru olmadığını, sunulan faturaların restorancılık faaliyeti ile ilgisinin bulunmadığını, davacının "NAHİTA" ibaresini markasal olarak kullanmadığını, bu isimde bir restoran işletmediğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacının ticaret unvanının daha önce tescil edilmesi, yiyecek- içecek hizmetleri sağlanması ve catering hizmeti verilmesine dair davacı yanca sunulan fatura ve diğer deliller dikkate alındığında
davacının markayı daha önce kullandığı, davalıya nazaran üstün hakka sahip olduğu, davacının markayı ticari tanıtımında kullandığı gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne, davalıya ait 2014/23295 sayılı "NAHİTA" ve 2014/23296 sayılı "NAHİTASPECİAL" markalarının 43. sınıfta "yiyecek içecek hizmetleri sağlanması" hizmetleri yönünden hükümsüzlüğüne, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1-) Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-) Ancak, davacı şirket aynı zamanda tescilli ticaret unvanının ayırt edici unsurunu oluşturan "NAHİTA" ibaresi nedeniyle de 556 sayılı KHK"nın 8/5. maddesi uyarınca davalı adına tescil edilen markaların hükümsüzlüğünü istemiştir. 12.03.2012 tarihinde tescil edilen ve 16.03.2012 tarihli Ticaret Sicil Gazetesinde yayınlanan ana sözleşmeye göre "Turistik nitelikli her nevi otel, motel, kafeterya, restoran, yeme içme tesisleri, eğlence yerleri, plaj, yüzme havuzu, çocuk parkı, sportif tesisler, gerekli mercilerden izin almak kaydıyla bar kurmak ve işletmek" davacı şirketin maksat ve mevzuuları arasında sayılmıştır. Bu durumda, davacı şirketin ana sözleşmesi uyarınca tescilli ticaret unvanının kapsadığı faaliyetler arasında "geçici konaklama hizmetlerinin" de yer aldığı gözetilerek bu hizmet sınıfı bakımından da 556 sayılı KHK"nın 8/5 ve 42 nci maddeleri uyarınca hükümsüzlük kararı verilmesi gerekirken anılan hizmetler yönünden hükümsüzlük talebinin reddine karar verilmesi doğru olmamış, kararın bu yönden davacı yararına bozulmasını gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, aşağıda yazılı bakiye 33,60 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 18/12/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.