Esas No: 2020/565
Karar No: 2022/770
Karar Tarihi: 13.09.2022
BAM Hukuk Mahkemeleri Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/565 Esas 2022/770 Karar Sayılı İlamı
T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/565 Esas
KARAR NO : 2022/770
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/09/2020
KARAR TARİHİ : 12/09/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 07/10/2022
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davalı taraftan kağıt emtia ürününden alacaklığı olduğunu davalının fatura bedelini ödemediğini, alacağının tahsili amacıyla davalı tarafa karşı Bakırköy .... İcra Dairesi 'nün ..... esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, davalı-borçlunun dosya borcuna itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek itirazın iptaline, takibin devamına davalının %20 icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Takip konusu alacağa temel gösterilen faturanın içeriğinin davalı tarafından onaylanmadığını, davacı tarafından afaki bir alacak yaratmak amacıyla düzenlendiğini, söz konusu faturanın tebliğ edildiğine dair herhangi bir mazbatanın dosyaya sunulmadığını, davacı tarafa herhangi bir borç bakiyesinin olmadığını bu nedenlerle, davanın reddine, davacı tarafın aleyhine takip miktarı alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yüklenilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : Bakırköy ..... İcra Dairesi ’nün ..... esas sayılı dosyası, faturalar, ticari defterler ve belgeler, muavin defter kayıtları, bilirkişi incelemeleri, tüm dosya kapsamında toplanan deliller.
Taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından TTK'nun 83 ilâ 85 ve HMK'nun 222. maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde konusunda uzman mali müşavir bilirkişi marifetiyle bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Bilirkişi SMM ...... 22/02/2021 tarihli raporunda; davacı tarafın 2019 yılına ait ticari defter ve kayıtlarını usulüne uygun tuttuğunu ve sahibi lehine delil niteliği taşıdığını, inceleme gün ve saatinde davalı taraf defterlerini sunmadığı için inceleme yapılamadığını,18.07.2019 tarihli, ...... numaralı faturanın, açıklama kısmına 2 satır olarak “.....” diye yazıldığı, her 2 satırın miktar ve birim fiyatının belirtildiği, faturanın KDV dâhil 111.522,15 TL (KDV hariç 94.510,30 TL) tutarlı olduğu, faturanın davacı tarafın yasal defterlerine usulüne uygun olarak işlendiği, davalı tarafın yasal defterlerine usulüne uygun olarak işlenip işlenmediğinin tespit edilemediği, davacı tarafın iş bu faturayı davalı tarafa tebliğ/teslim ettiğine dair dosya muhteviyatına belge sunmadığı, davacı tarafın takip tarihi itibariyle alacak talebinin nihai takdirinin mahkemeye bırakıldığı, davacı tarafın ticari defter ve kayıtlarına göre takip tarihi itibariyle 111.522,15 TL alacaklı olduğu, davacı tarafın takip tarihinden itibaren asıl alacağa talep ettiği yıllık %19,50 oranındaki ticari faizin takdirinin mahkemeye bırakıldığını bildirmiştir.
Mahkememizin 26/02/2021 tarihli ara kararı ile davalı taraf ticari defterleri üzerinde yerinde inceleme yapılmak üzere bilirkişiye yetki verilerek bilirkişiden ek rapor aldırılmasına karar verilmiştir.
Bilirkişi SMM ...... 15/03/2021 Tarihli Ek Raporunda: davalı tarafın dosya muhteviyatına sunduğu cari hesap ekstresinde, 2019 yılı: 01.01.2019 ve 31.12.2019 tarihinde davalı tarafın davacı tarafa 2.524,58 TL borçlu, davacı tarafın davalı taraftan ticari defter ve kayıtlarına göre takip tarihi itibariyle 111.522,15 TL alacaklı olduğu, davalı tarafın davacı tarafa ticari defter ve kayıtlarına göre takip tarihi itibariyle 2.524,58 TL borçlu olduğu, davacı tarafın davalı tarafa düzenlediği ve takibe konu ettiği, 111.522,15 TL tutarlı faturayı davalı tarafın 30.07.2019 tarihinde tebliğ aldığı, 02.08.2019 tarihinde ihtarname ile itiraz ettiği ve bağlı bulunduğu vergi dairesine üst yazı ile itiraz ettiğini bildirdiği, davalı tarafın ticari defter ve kayıtlarına işlemediği ve BA FORMU ile beyan etmediği, davacı tarafın takibe konu ettiği 111.522,15 TL fatura alacağını ispat etmesi gerektiğini bildirmiştir.
Mahkememizin 28/07/2021tarihli ara kararı ile davacı vekilinin itirazları doğrultusunda resen seçilecek yeni bir mali müşavir bilirkişiden rapor aldırılmasına karar verilmiştir.
Bilirkişi SMM ...... 13/10/2021 Tarihli Raporunda: Davalının davacıya, rapor muhteviyatındaki açıklamalar ışığında (tamamıyla davalı yanın sunduğu açık cari hesap ilişkisinden hareketle) .... numaralı ...... Yayıncılık San.ve Tic.A.Ş. hesabında açık cari hesap bakiyesi tutarı olan 2.524,58 TL kadar borçlu gözüktüğü, Tarafların ticari defter bakiyelerinde 108.997,57 TL farklılığın bulunduğu, bu farklılığın nedeninin; davacı defterinde kayıtlı olup, davalı defterinde kayıtlı olmayan, davacı - defterinde 18.07.2019 tarih ..... numaralı yevmiye maddesinde - kayıtlı ...... seri sıra numaralı 111.522,15 TL tutarlı faturadan, davalı defterinde kayıtlı olup, davacı defterinde kayıtlı olmayan, davalı defterinde 01.01.2019 tarih numaralı yevmiye maddesinde kayıtlı 2018 yılından gelen 2.524,58 TL bakiye tutardan kaynaklandığı, davacının, davalıya 18.07.2019 tarih .... seri sıra numaralı 111.522,15 TL bedelli fatura düzenlediği, davalı tarafın dosyaya kargo taşıma belgesi ibraz ederek, takip konusu cari hesap alacağının dayanağı faturanın tarafına kargo aracılığıyla 30.07.2019 tarihinde teslim edildiğini beyan ettiği, kargo taşıma belgesinde bir evrak teslimatının yapıldığı belirtilmiş ise de teslimatın içeriğine ilişkin bir bilgi bulunmadığı, bu nedenle de davalı yana 30.07.2019 tarihinde yapılan teslimatın takip konusu cari hesap alacağının dayanağı fatura olup olmadığının anlaşılamadığı, davacının takibe konu cari hesap alacağının dayanağı faturada belirtilen malların davalıya teslimine ilişkin olarak dosya içerisine herhangi bir belge ibraz etmediği, mevcut haliyle takibe konu cari hesap alacağının dayanağı fatura muhteviyatı malların davalıya teslim edildiği hususu ispata muhtaç olduğu, davalı defterlerinde, dava konusu alacağın dayanağı faturanın kayıtlı olmadığı, davacı lehine bir alacak kaydı bulunmadığı, buna karşılık, davacının faturası defterlerinde kayıtlı ise de, bu kaydın davacı lehine delil oluşturup oluşturmayacağının mutlak takdiri mahkeme'ye ait olduğu, tarafların bağlı bulundukları vergi dairelerine verdikleri 2019 yılı Form Ba Form Bs Bildirimleri yönünden birbirlerini teyit etmediği, aralarında | adet belge karşılığında K.D.V. hariç 94.510,00 TL farklılık bulunduğu, faiz ve icra inkar tazminatı taleplerinin mahkemenin takdirinde bulunduğu bildirmiştir.
Mahkememizin 22/03/2022 tarihli 3 nolu celsesinde verilen ara karar ile raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi için dosyanın bilirkişi listesinde yer olan ....... ya tevdine karar verilmiştir.
Bilirkişi SMM ....... 26/04/2022 Tarihli Raporunda: Taraflar arasında yazılı bir cari hesap sözleşmesi ve/veya sözleşme - bulunmadığı Davacının davalıdan; takip ve dava konusu yaptığı faturadan dolayı alacağı olduğunu iddia ediyorsa bu faturalarda belirtilen mal/hizmet satışlarını davalıya teslim ettiğini yasaya uygun deliller ile ispata mecbur olduğu, davacı yukarıdaki bölümlerde ifade edilen ispat yükümlüklerinin herhangi birisini yapabiliyorsa; Davacının ticari defterlerinde davalıdan faturaya dayalı 111.522,15 TL alacağının olabileceği ve bu alacağına takip tarihinden itibaren yıllık %19,50 oranından başlayacak değişen oranlarda avans faiz uygulanması gerekeceğini bildirmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, davacının, taraflar arasında ticari ilişkiden kaynaklı faturanın tahsiline yönelik başlatılan Bakırköy .... İcra Müdürlüğü'nün ..... sayılı icra takibine vaki itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Davalı icra dosyasına yapmış olduğu itirazında müvekkillinin alacaklı olarak gözüken tarafa herhangi bir borcu bulunmadığını, alacak iddiasının en geniş şekli ile ispata muhtaç olduğunu, bu sebeple iş bu takibe, borcun tamamına, faize, faiz oranına, yetkiye ve borcun tüm ferilerine itiraz ettiklerini beyan etmiştir.
Bakırköy ... İcra Dairesi’nün ...... esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacı şirketin davalı aleyhinde dayanak 111.522,15 TL asıl alacak ile asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %19,50 ticari faizi ile birlikte tahsili için cari hesaba dayalı olarak ilamsız icra takibine geçildiği, borçluya ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun süresinde, borca itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiği, İcra Müdürlüğü'nce takibin durdurulmasına karar verildiği, davanın yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re'sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemeleri yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
6102 sayılı TTK'da fatura tanımlanmamıştır. 213 sayılı Vergi Usul Kanunu (VUK)’nun 229. maddesinde yer alan tanımlama ise: "Fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari bir vesikadır." Şeklindedir.
Ticaret Kanunu’nda ve Vergi Usul Kanunu’nda fatura ile ilgili başkaca düzenlemeler de bulunmaktadır.
Nitekim, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 232. maddesinde; fatura düzenlenmesinin hangi hallerde ve kimler için mecburi olduğu hususunda düzenleme yapılmıştır.
Diğer taraftan, 6102 Türk Ticaret Kanunu'nun 21. maddesinin birinci fıkrasında; "Ticari işletmesi icabı bir mal satmış veya imal etmiş veyahut bir iş görmüş yahut bir menfaat temin etmiş olan tacirden, diğer taraf kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir." Denilmekte; ikinci fıkrasında da; "Bir faturayı alan kimse, aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde münderecatı hakkında bir itirazda bulunmamışsa münderecatını kabul etmiş sayılır." hükmü yer almaktadır.
Bu yasal düzenlemelerden çıkan sonuç; fatura düzenlenmesi için öncelikle taraflar arasında akdi bir ilişkinin bulunmasının gerekli olduğu olgusudur.
Ticari işletmeye ilişkin olarak ve belli faaliyetlerde bulunma halinde tacirler tarafından o faaliyetle ilgili olan karşı taraf adına düzenlenmesi gereken ticari bir belge niteliğindeki fatura, sözleşmenin yapılması ile ilgili değil; taraflar arasında yapılmış bir satım, hizmet, istisna ve benzeri sözleşmenin ifa safhası ile ilgili bir belgedir. Öyle ki, taraflar arasında bu tür bir sözleşme ilişkisi yoksa düzenlenen belge fatura olmayıp, olsa olsa icap mahiyetinde kabul edilebilecek bir belgedir ve elbette bu belgeye itiraz edilmemesinin TTK’nun 21/2. maddesi anlamında sonuç doğurması da beklenemez.
Kısacası; TTK’nun 21. maddesinin 2. fıkrası uyarınca gönderilen faturaya sekiz gün içinde itiraz olunmaması halinde fatura içeriğinin kabul edilmiş sayılması için, faturayı düzenleyen kişinin aynı maddenin ikinci fıkrasına göre ticari işletmesi icabı mal satmış, imal etmiş yada iş görmüş bir tacir olması gerekir.
TTK’nun 21. maddesinin 2. fıkrası hükmü ile, fatura özellikle tacirler arasında ifaya yönelik bir ispat aracı olarak kabul edilip; süresinde itiraz edilmemekle mündericatından sayılan hususlar yönünden düzenleyen lehine, adına fatura düzenlenenin aleyhine, bir karine getirilmiştir. Bu karine faturanın ispat gücüne yönelik bir düzenlemeyi ortaya koymaktadır.
Eş söyleyişle, faturanın adına tanzim edilen aleyhine ispat vasıtası olması, yani, faturayı alan kişinin fatura kendinden sadır olmamakla birlikte aleyhine delil teşkil etmesi TTK’nun 21. maddesinin 2. fıkrasında düzenlenen ve yukarıda ayrıntısı açıklanan bu karineden kaynaklanmaktadır.
Buna göre; fatura düzenleyen tacirin anılan karineden yararlanabilmesi için fatura tanzim edenle, adına fatura tanzim edilen arasında akdi ilişki bulunması, faturanın akdin ifasıyla ilgili olarak düzenlenmesi gerekir. Fatura sözleşmenin kurulması safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin varlığı şarttır.
TTK’nun 21. maddesinin 2 ve 3. fıkrasındaki karine aksi ispat edilebilen adi bir karinedir. İkinci fıkra gereği sekiz gün içinde faturaya itiraz edilmesi durumunda fatura münderecatının doğru olduğunu faturayı düzenleyen tacirin ispat etmesi gerekir.( Bkz 27.06.2003 gün ve 2001/1 Esas, 2003/1 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararı, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 2011/15-472 E.,2011/608 K sayılı kararı)
Takip dosyası, Bilirkişi Raporu ve tüm dosya kapsamına nazaran; davacı tarafça davalıya ticari alım satımlarına dayalı düzenlenen fatura alacağının tahsili talebiyle takip yapıldığı, dava konusu edilen ve cari hesap alacağına dayanak faturaların ve faturaya dayalı alım satımın yapıldığı ve davalıya mal veya hizmetin teslim edildiğini ispat yükü davacı üzerinde olmakla, tarafların tacir olması ile yukarıda detaylı olarak açıklandığı üzere tarafların ticari defterlerinin delil olması ve davacının iddialarının ispatına yönelik hükme esas alınması için söz konusu faturaların, tarafların ticari defter ve kayıtlarında karşılıklı olarak bulunması gerektiği ve tek başına davacı tarafın defter ve kayıtlarına göre davanın ispat edilemeyeceği hususları birlikte değerlendirildiğinde, davacının ticari ilişkinin varlığı ve dava konusu faturalara ilişkin mal alım satımı veya hizmetin davalıya verildiğine ilişkin ispat vasıtası getiremediği, delilleri arasında açıkça yemin delilinin de bulunmadığı, ispatlanamayan davanın reddine karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmış, aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 80,70 TL harcın davacı tarafça yatırılan 1.346,91 TL harçtan mahsubuyla bakiye 1.266,21 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça posta / tebligat / bilirkişi gideri olarak yapılan (ayrıntısı uyapta kayıtlı) 2.709,00 TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-AAÜT gereğince hesap edilen 17.732,82 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL'nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
6-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair,6100 sayılı HMK'nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı ve davalı vekillerinin yüzünde açıkça okunup, usulen anlatıldı. 12/09/2022
Katip ...
e-imzalıdır
Hakim ...
e-imzalıdır
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.