Hukuk Genel Kurulu 2008/57 E. , 2008/96 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki “tapu iptali, tesçil" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 25.Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 21.3.2006 gün ve 2004/52 E.2006/79 K.sayılı kararın incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 14.Hukuk Dairesinin 2.11.2006 gün ve 2006/11070 E.13549 K. sayılı ilamı ile, (...Dava, davalı Hazine adına kayıtlı taşınmazların 2981 sayılı İmar Affı Kanununun 10.maddesine dayanılarak, iptali ve tescil istemiyle açılmıştır.
Mahkemece dava kabul edilmiş, hükmü davalı Hazine vekili temyiz etmiştir.
Dava konusu taşınmaz, başlangıçta 8993 ada 1 parsel sayısı ile davalı Hazine adına kayıtlıdır. 1972 yılında Bakanlar Kurulu kararıyla park ve yeşil alan olarak kullanılmak üzere Ankara Belediyesi adına temlikine karar verilmiş, 1987 yılında ve daha sonraki zamanlarda yapılan imar planı tadilatları sonucu Hazinenin kısmen bütün olarak, kısmen de paylı biçimde malik olduğu değişik parsellere gitmiştir.
Davalı gerek davaya verdiği cevap dilekçesinde, gerekse bilirkişi raporunun düzenlenmesinden sonra taşınmaz üzerinde “6785 sayılı kanununun 31.maddesine göre” terk edilemez, satılamaz, amacı dışında kullanılamaz imar planı değişikliği ile başka amaca tahsis edildiği takdirde tapu kaydı ihyaen Maliye Hazinesine tescil edilir şerhi bulunduğunu, bu şerh uyarınca Belediyenin imar planına alsa da taşınmazı yeşil alan ve park dışında tasarruf edemeyeceğini açılan davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece öncesi 8993 ada 1 parselde veya bunun gittilerinde savunulduğu gibi bir şerh bulunup bulunmadığı hususu üzerinde durulmamıştır Gerçekten, dava konusu taşınmaz kaydı üzerinde savunulduğu gibi kısıtlayıcı bir şerh varsa ve bu şerh tapu kütüğünde mahsus hanesine yazılmış ise, taşınmaz malın tasarrufunu kısıtlayacaktır. Her ne kadar verilen şerh ayni hak niteliğinde değil ise de, kaydın maliki halen davalı Hazine olduğundan bunun sonuca etkisi yoktur. Ancak şerh o taşınmaz üzerinde imar değişikliği suretiyle de olsa, sonradan kazanılan hakların sahiplerine somut olayda davacı Belediyeye karşı ileri sürülebilir. Bunun sonucu olarak da davalı Hazine şerhin kendisine sağladığı hakları kullanabilir ve taşınmaz imar planı tadilatı suretiyle özel mülkiyete konu eşya haline getirilemez.
Bu durumda mahkemece davalının savunduğu gibi çekişme konusu taşınmazın öncesi veya gitti kayıtlarında kütüğün beyanlar hanesine kısıtlayıcı şerh konulup konulmadığı, kayıt ilk tedavülünden tüm gittileri ile birlikte getirtilerek incelenip araştırılmalı, böyle bir şerh varsa kayıt maliki tarafından mülkiyeti kısıtlandığından tahsis edilen amaç dışında kullanma olanağı bulunmadığından dava reddedilmelidir. Değinilen bu yön üzerinde durulmaksızın eksik inceleme ve araştırmayla davanın yazılı olduğu şekilde kabulü doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, tapu iptali, tesçil isteğine ilişkindir.
Davacı ... vekili, 8993 ada; 2,3,4,5,6,7,9,10,11,12,13,14,16 parsel sayılı taşınmazların 2981/3290 sayılı Yasa’nın 10/c maddesi hükmü uyarınca Mamak Belediyesi adına tesçiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Hazine vekili davanın reddini cevaben bildirmiş, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak kurulan hüküm Özel Dairece, yukarıda yazılı gerekçeyle bozulmuştur.
İddia, savunma, yapılan iki keşif ve alınan bilirkişi raporlarına göre, dava konusu taşınmazlar üzerinde 50 adet civarında gecekondu bulunduğu, davacı belediyenin taşınmazları gecekondu sahiplerine satmak üzere Hazineye ait tapu kayıtlarının iptalini ve kendi adına tesçilini istediği anlaşılmaktadır.
Hazineye Ait Taşınmaz Malların Değerlendirilmesi ve Katma Değer Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkındaki 4706 sayılı Kanunun 5 maddesi, 3.7.2003 tarihinde kabul edilen 4916 sayılı Kanunun 4.maddesi ile değiştirilmiş, “…Belediye ve mücavir alan sınırları içinde olup, Bakanlıkça tespit edilecek alanlarda bulunan Hazineye ait taşınmazlardan, 31.12.2000 tarihinden önce üzerinde yapılanma olanlar; öncelikle yapı sahipleri ile bunların kanuni veya akdi haleflerine satılmak yada genel hükümlere göre değerlendirilmek üzere ilgili belediyelere bedelsiz olarak devredilir. Bu şekilde devredilen taşınmazlar haczedilemez ve üzerinde üçüncü kişiler lehine herhangi bir sınırlı ayni hak tesis edilemez. Bu taşınmazlar belediyelerce öncelikle talepleri üzerine yapı sahipleri ile bunların kanuni veya akdi haleflerine, rayiç bedel üzerinden doğrudan satılır…” hükmü getirilmiştir. Bu hüküm Özel Dairece bozma hükmünün kurulduğu 2.11.2006 tarihinde de yürürlükte bulunmaktadır.
O halde, anılan hüküm de gözönünde bulundurularak dava konusu taşınmazların öncesi veya gitti kayıtlarında, kütüğün beyanlar hanesinde, 6785 sayılı Kanunun 31.maddesine göre, kısıtlayıcı şerh konulup konulmadığının araştırılmasına yönelik Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi, usul ve yasaya aykırıdır.Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ:Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile,direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, 6.2.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.