11. Ceza Dairesi Esas No: 2015/3781 Karar No: 2017/6275 Karar Tarihi: 04.10.2017
Resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2015/3781 Esas 2017/6275 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen resmi belgede sahtecilik davasında, sanık ...'in beraatine ve sanık ...'in mahkumiyetine karar verildi. Ancak, katılan vekilinin temyiz itirazları incelenerek, sanık ...'in suç kastıyla hareket etmediği için beraatine karar verildiği ve sanık ...'in özel belgede sahtecilik suçundan mahkumiyetine dair verilen hükmün bozulmasına karar verildi. Bu kararda, resmi belgede sahtecilik suçuna ilişkin kanun maddesi olan 5237 sayılı TCK'nın 204. maddesi ve özel belgede sahtecilik suçuna ilişkin kanun maddesi olan 207. maddesi açıklanmıştır. Ayrıca, Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararı sonrasında TCK'nın 53. maddesi hakkında yeniden değerlendirme yapılması gerektiği ifade edilmiştir.
11. Ceza Dairesi 2015/3781 E. , 2017/6275 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Resmi belgede sahtecilik HÜKÜM : Sanık ... hakkında; beraat Sanık ... hakkında; mahkumiyet
I- Sanık ... hakkında verilen beraat hükmüne yönelik katılan vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde; Yapılan yargılamada, sanığın suç kastı ile hareket ettiğine dair delil bulunmadığı dosya içeriğine uygun şekilde gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, II- Sanık ... hakkında verilen mahkumiyet hükmüne yönelik katılan vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde ise; 1-Ayrıntısı Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 30.03.1992 gün ve 80/98 sayılı kararında da belirtildiği üzere, belgede sahtecilik suçlarında, önceden verilen rıza üzerine borçlu yerine onun imzasının atılmasında zarar verme bilinç ve iradesi ile hareket edilmediğinden suç kastından söz edilemeyeceği, rızanın açık veya zımni olabileceği cihetle; somut olayda sanığın savunmasında, keşideci ..."un kayınpederi olduğunu ve birlikte iş yaptıklarını, işyerinde olmadığı zamanlarda kendisinin çek keşide etmesi konusunda rızasının ve bilgisinin olduğunu, çeki tanzim ettikten sonra ekonomik durumları bozulduğu için çek bedelini ödeyemediklerini savunması; suça konu çekte keşideci olan diğer sanık ..."un da sanığın savunması doğrultusunda, damadı ve aynı zamanda iş ortağı olduğunu, çek karnesi kendi adına olsa da damadı olan sanığın bilgi ve rızası dahilinde çeki keşide ettiğini beyan ettiği, çekin karşılıksız çıkması üzerine yapılan şikayet neticesinde alınan beyanlarda çekteki imzaya itiraz edilmediği gibi sanık ... ve keşideci..... tarafından da borcun inkar edilmemesi karşısında; çekin, sahibi tarafından rıza dahilinde verilip daha sonra düzenlenerek keşide edilmesi eyleminde sanığın sahtecilik kastıyla hareket ettiğinden söz edilemeyeceği ve bu halde suçun manevi unsurunun gerçekleşmediği gözetilerek beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi, 2- Kabule göre de; a)5271 sayılı CMK"nın 225. maddesi uyarınca hükmün konusu, duruşmanın neticesine göre iddianamede gösterilen fiilden ibaret olup, iddianamede sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nın 204. maddesinde düzenlenen resmi belgede sahtecilik suçundan dava açılmasına ve mahkemece eylemin resmi belgede sahtecilik olduğu belirlenmesine rağmen, özel belgede sahtecilik suçunun düzenlendiği aynı yasanın 207. maddesi uyarınca hüküm tesisi, b)5237 sayılı TCK’nın 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 04.10.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.