11. Hukuk Dairesi 2016/8378 E. , 2017/7315 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 16/09/2015 tarih ve 2014/968-2015/703 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi asıl ve ek kararı davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalıya Türkiye- Libya arası taşıma hizmeti verdiğini, varış yerinde çekilmeyen konteynırlar nedeniyle tahakkuk ettirilen ardiye ve demuraj ücretlerinin müvekkili tarafından ödendiğini, bu ücretler için davalıya kesilen fatura bedellerinin tahsili için davalıya aleyhine başlatılan icra takibine itiraz edildiğini ileri sürerek itirazın iptalini ve icra inkar tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, iddia, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacı tarafından sunulan fatura ve belgeler uyarınca davacının haklı olduğunun tespit edildiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiş, mahkemece, temyiz isteminin süresinde yapılmadığı gerekçesiyle temyiz isteminin reddine dair ek karar tesis edilmiştir.
Asıl ve ek kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
1-) Mahkemece, 16.03.2016 tarihli ek karar ile süresinde yapılmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin temyiz isteminin reddine karar verilmiş ise de, dava dilekçesi davalının Mernis adresine Tebligat Kanununun 21. maddesi uyarınca tebliğ edildiği halde, mahkeme kararı davalıya Tebligat Kanununun 35. maddesine göre tebliğ edilmiştir. Bazı maddeleri dışında 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 3. maddesi ile değişik 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 10/2. maddesine göre “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.”; Yine, 6099 sayılı Kanunun 5. maddesi ile 7201 sayılı Kanunun 21. maddesine eklenen ikinci fıkrasına göre de, “Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır.”; 6099 sayılı Kanunun 9. maddesi ile değişik 7201 sayılı Kanunun 35. maddesinin ikinci fıkrasına göre de, “Adresini değiştiren kimse yenisini bildirmediği ve adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi de tespit edilemediği takdirde, tebliğ olunacak evrakın bir nüshası eski adrese ait binanın kapısına asılır ve asılma tarihi tebliğ tarihi sayılır.” Tüm bu düzenlemeler gözetildiğinde, adres kayıt sisteminde yazılı adresi bulunanlara, 7201 sayılı Kanunun 35. maddesine göre tebligat yapılamayacak olup, bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, adres kayıt sisteminde yazılı adresine, 21. maddenin ikinci fıkrasına göre tebliğ yapılması gerekecektir. Dava dilekçesi, davalının Mernis adresine Tebligat Kanununun 21/2. maddesine göre tebliğ edildiğine göre, kararın Tebligat Kanununun 35. maddesine göre tebliğinin usulüne uygun olmadığı ve temyiz isteminin süresinde olduğunun kabulü gerekir. Bu halde mahkemece verilen temyiz isteminin reddine dair 16.03.2016 tarihli ek kararın kaldırılmasına ve davalının temyiz incelemesinin yapılmasına karar verilmiştir.
2-) Davalı vekilinin asıl karara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; 6100 sayılı HMK"nın 139/1. maddesine göre “mahkemenin, dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra, ön inceleme için bir duruşma günü tespit ederek taraflara bildireceği, çıkarılacak davetiyede, duruşma davetiyesine ve sonuçlarına ilişkin diğer hususların yanında, taraflara sulh için gerekli hazırlığı yapmaları, duruşmaya sadece taraflardan birinin gelmesi ve yargılamaya devam etmek istemesi durumunda, gelmeyen tarafın yokluğunda yapılan işlemlere itiraz edemeyeceği ve diğer tarafın, onun muvafakati olmadan iddia ve savunmasını genişletebileceği yahut değiştirebileceğinin ihtar edileceği” düzenlenmiştir. Dava dilekçesi, davetiyenin üzerine “Mernis adresi” olduğu da şerh edilmek suretiyle davalının “Yeni Mah. Kazım Karabekir Cad. No: 17D İç Kapı No: 7 İnegöl/Bursa” adresinde Tebligat Kanununun 21/2. maddesi uyarınca 08.09.2014 tarihinde tebliğ edilmiştir. Yukarıda belirtilen Tebligat Kanununun ilgili maddeleri uyarınca mahkemece, bundan sonraki tebligatların da gerçek kişi olan davalıya adres kayıt sistemindeki adresinde yapılması gerektiği halde, ön inceleme duruşması için çıkarılan davetiyenin ve bilirkişi raporunun “Turgut Özal Mah. Bursa Yolu No:36 Yenice İnegöl/ Bursa” adresinde Tebligat Kanunu"nun 35. maddesi uyarınca tebliği davalının savunma hakkını kısıtlar nitelikte olduğundan 16.09.2015 tarihli asıl kararın davalı yararına bozulmasını gerektirmiştir.
3-) Bozma sebep ve şekline göre, davalı vekilinin asıl karara yönelik sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle mahkemenin temyiz isteminin reddine ilişkin 16.03.2016 tarihli ek kararının kaldırılmasına, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile 16.09.2015 tarihli asıl kararın davalı yararına BOZULMASINA, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin asıl karara yönelik sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 18/12/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.