Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2009/7071
Karar No: 2010/2600
Karar Tarihi: 17.05.2010

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2009/7071 Esas 2010/2600 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2009/7071 E.  ,  2010/2600 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tapu İptali Ve Tescil

    ... ve müşterekleri ile Hazine aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair ...Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 26.06.2007 gün ve 94/23 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davalı Hazine temsilcisi tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

    KARAR

    Davacılar ..., ... ve ... birlikte verdikleri dava dilekçelerinde mevkii ve sınırlarını açıkladıkları taşınmaz bölümlerinin kendilerine ait olduğunu, mera olarak kadastro çalışmaları sırasında belirlendiğini belirtmişler ve kullandıkları taşınmazların adlarına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemişlerdir.
    Davalı Hazine temsilcisi, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Mahkemece, teknik bilirkişi ...ün 19.06.2007 günlü rapor ve eki krokisinde B harfiyle belirlenen yerin 1902 doğumlu ... C harfiyle işaretli yerin 1950 doğumlu ... ve D harfiyle belirlenen taşınmaz bölümünün ise 1939 doğumlu ... adlarına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi üzerine hüküm davalı Hazine temsilcisi Mal Müdürü vekili ...tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik, muristen intikal ve davacı ... bakımından ayrıca harici satın alma hukuksal sebeplerine dayalı olarak TMK. nun 713/1, 996 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesi gereğince açılan 116 ada 1 parsel sayılı yaylak sınırlandırmasının iptaline ilişkindir.
    Mahkemece, davanın açıklandığı şekilde kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmadığı gibi, taraf teşkili de sağlanamamıştır. 116 ada 1 sayılı parsel 4342 sayılı Mera Kanunu hükümleri uyarınca 14.7.2006 tarihinde yaylak olarak Mera Komisyonunca tespit edilmiş, buna ilişkin tutanak dosya arasında bulunmadığından kesinleşme tarihi belirlenememiştir. Ancak, mera kütüğünde tescil tarihi 14.7.2006 olarak yazılıdır. 4342 sayılı Mera Kanununun 4. maddesi gereğince mera, yaylak ve kışlakların kullanma hakkı bir veya birden çok köy veya belediyeye ait olduğu, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerler olarak nitelendirildiği görülmektedir. Bu saptama karşısında mülkiyetin Hazineye ait olduğu kabul edilmektedir. Yaylak; Ballıköy Köyü hudutları içinde bulunduğuna göre, kullanım hakkı da bu köye ait olduğunun kabulü gerekir. 4721 sayılı TMK. nun 713/3. fıkrası gereğince kamu tüzel kişisi niteliğinde bulunan Ballıköy köyü tüzel kişiliğine davanın yöneltilmesi, davaya katıldıkları taktirde tanıklarını ve delillerini bildirmek üzere kendilerine süre ve imkan tanınması, böylece taraf teşkilinin sağlanması, ondan sonra davanın yürütülmesi gerekmektedir.
    Öte yandan, davacılar dava dilekçesinde mevkii ve sınırlarını açıkladığı taşınmaz bölümlerinin adlarına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemişler, 13.12.2006 tarihli yargılama oturumunda ise, davacı ... babası .. adına, davacılardan ... ise, babası ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece de, bu celsedeki istek gözetilerek ölü kişiler adına hüküm kurduğu saptanmıştır. Dosya arasında bulunan ...’nun veraset belgesine göre, ’in 24.2.2001 tarihinde öldüğü, ...’in babası ...’un ise, sunulan veraset belgesiyle 1.1.1973 tarihinde öldüğü belirlenmiştir. Davacı ... ve ... dava konusu taşınmaz parçalarının babalarından ve dedelerinden kaldığını bildirmişler, 15.6.2007 günlü keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanıklar da krokide gösterilen, davacı ... ve ... tarafından kullanılan taşınmaz parçalarının babalarından kaldığını açıklamışlar, ancak, ... ve ...’un terekesinin paylaşımından söz etmemişlerdir. Davacı ...’ın ise dava konusu yaptığı yeri 35 – 40 yıl önce haricen Kurtoğullarından aldığını beyan etmiştir.
    Saptanan bu somut olgu karşısında ...in babası ... ve ...’nın babası ...’in terekesi TMK. nun 701 ve 702. maddeleri gereğince elbirliği mülkiyet hükümlerine tabi olup, her mirasçının payı terekenin tamamı üzerinde söz konusudur. Yani mirasçıların belirlenmiş payları yoktur. Veraset belgelerine göre, her iki murisin davacılar dışında mirasçıları olduğu görülmüştür. Davacı ... ve ...’nın 13.12.2006 günlü celsedeki beyanı gözetilerek muris adına tescil isteği; tüm mirasçılar adına istenildiği kabul edilmek suretiyle dava dışı kalan ... ve ...mirasçılarının yöntemine uygun bir biçimde davacı safhında yer almalarının sağlanması ya da açılmış bulunan davaya karşı olurlarının alınması, veya TMK.nun 640. maddesi gereğince terekelerine temsilci atanmak suretiyle davanın yürütülmesi ve taraf teşkilinin sağlanması zorunluluğu vardır. Bundan ayrı, TMK. nun 28. maddesi gereğince kişilik ölümle son bulur. 4.5.1978 tarih ve 4/5 sayılı YİBK. uyarınca da ölü kişiye karşı dava açılamayacağı gibi, ölü kişi adına iptal ve tescile ya da tescile de karar verilmez. Muris ... ve ... dava tarihinden çok önce ölmüş oldukları veraset belgeleriyle bilindiği halde davacıların yargılama oturumundaki beyanları gözetilerek ölü kişiler adına tescile karar verilmesi anılan madde ve YİBK’na aykırılık oluşturur.
    Tüm bunlardan başka, 15.6.2007 tarihinde yapılan keşifte dinlenen teknik bilirkişi ... 19.6.2007 tarihli raporunda; davacıların çayır olarak kullandıkları krokide B, C ve D harfleriyle gösterilen taşınmaz bölümlerinin mera olarak tespit edilen 116 ada 1 nolu parsel kapsamında kaldığını açıklamıştır. Getirtilen mera kütüğüne göre ise, bu parselin yaylak olduğu saptanmıştır. Taşınmazın mera veya yaylak olup olmadığının yöntemine uygun bir biçimde araştırılıp belirlenmesi gerekmektedir. Öncelikle 116 ada 1 sayılı parsele ait tutanak ve ekleri ile Mera Komisyonunca yapılan çalışmalar sırasında sözü edilen parsele revizyon gören tapu ve vergi kaydı varsa, bunlar da getirtilerek dosyaya eklenmesi, öte yandan sözü edilen parsele komşu parsellere ait kadastro tutanak ve ekleri ile kadastro sırasında bu parsellere revizyon gören tapu ve vergi kayıtlarının getirtilerek dosyaya konulması, yaylağın sınırları içinde bulunduğu köye ait tahsisli yaylak karar ve belgelerinin olup olmadığının, aynı biçimde kadim yaylaka ilişkin kayıt ve belgelerin bulunup bulunmadığının İlçe Özel İdare Müdürlüğü ile Tapu Sicil Müdürlüğünden sorulması, varsa bu belgeler de getirildikten sonra yeniden yapılacak keşifte yaylaktan yararı bulunmayan komşu köyler halkı arasında seçilecek yaşlı yerel bilirkişi ve tanıklar aracılığıyla zemine uygulanması, teknik bilirkişinin de ayrıca dinlenmesi, komşu kayıt ve belgelerin dava konusu taşınmaz yönünü ne şekilde gösterdiği üzerinde durulması, getirtilecek tahsisli veya kadim yaylak ya da meraya ait kayıt ve belgelerin uygulanması sonucu dava konusu yerin bu kayıt ve belgeler kapsamında kalıp kalmadığının aynı şekilde belirlenmesine çalışılması, teknik bilirkişiden bu konularda gerekçeli, denetime açık rapor alınması, komşu kayıt ve belgeler ile tahsisli ya da kadim yaylak veya meraya ait belgelerin sınırlarının teknik bilirkişiye krokisinde işaret ettirilmesinin sağlanması, taşınmazın mera veya yaylak ya da kültür arazisi niteliğinde bulunup bulunmadığının hiçbir duraksamaya yer vermeyecek biçimde saptanması, bu konuda aynı zamanda uzman bilirkişi ziraat mühendisinden rapor alınması, ondan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken dava koşulu yerine getirilmeden eksik araştırma ve inceleme sonucu hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
    Davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulü ile usul ve kanuna aykırı olan yerel mahkeme hükmünün açıklanan nedenlerle ve HUMK.nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA, 17.05.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi