14. Hukuk Dairesi 2020/3176 E. , 2021/1070 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 25.02.2020 gün ve 2016/15446 Esas, 2020/2187 Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde davalı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar vekili, davacının dava konusu 2647 ada 4 parselde 84 m²"lik bölüm için 10.12.1984 tarihinde verilen tapu tahsis belgesine istinaden anılan parselde 84 m²"lik hissenin tapu kaydının iptali ile davacılar adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili; davanın açılabilmesi için gerekli şartların oluşmadığını, davacının taşınmazın bedelinin tamamını ödemediğini, idarece tespit edilen bedelin ödenmesi gerektiğini ve Düzenleme Ortaklık Payına ilişkin kesinti yapılması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece davanın kabulüne dair verilen ilk kararın davalı tarafından temyizi üzerine Dairemizin 27.11.2014 tarih ve 2014/7613 Esas, 13460 Karar sayılı ilamı ile ".. Mahkemece, belirlenen arsa bedelinin güncelleştirilmiş değeri olan 18.148,00TL"nin depo edildiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de tapu tahsis belgesine konu taşınmaz için bedel ödendiği ispatlanamadığından Dairemizin yukarıda açıklanan ilkeleri gereğince dava konusu taşınmazın dava tarihindeki rayiç değerinin hükümden önce mahkeme veznesine veya belirlenecek tevdi mahalline depo ettirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş..." gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyularak davanın kabulüne karar verilmiş, davacı vekili ve davalı vekilinin temyizi üzerine Dairemizin 25.02.2020 tarih ve 2016/15446 Esas ve 2020/2187 Karar sayılı ilamı ile onanmıştır.
Davalı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Dava, tapu tahsis belgesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 04.12.1996 tarihli ve 1996/14-763- 864 sayılı kararında da belirtildiği gibi, tapu tahsis belgesi bir mülkiyet belgesi olmayıp yalnızca fiili kullanmayı belirleyen ve ilgilisine kişisel hak sağlayan bir zilyetlik belgesidir. Tapu tahsis belgesinin varlığı tahsis edilen yerin adına tahsis yapılan kişi veya mirasçıları adına tescili için yeterli değildir. Tahsis kapsamındaki yerin hak sahibi adına tescil edilebilmesi için;
-Hukuki yönden geçerliliğini koruyan bir tapu tahsis belgesinin bulunması,
-Tahsise konu yerde 3194 sayılı Yasanın 18. maddesi uyarınca imar planı veya 3290 sayılı yasa ile değişik 2981 sayılı yasa uyarınca ıslah-imar planlarının yapılmış olması,
-İlgilisine, tapu tahsis belgesi gereğince bir başka yerden tahsis yapılmamış olması,
-Tahsise konu yerin kamu hizmetine ayrılmamış ve imar planına göre konut alanında kalmış olması,
Tahsise konu yer ile tescili istenilen taşınmazın aynı yer olup olmadığı ve taşınmazın niteliklerinin belirlenmesi amacıyla mahallinde uzman bilirkişiler aracılığı ile keşif yapılması,
-Tahsise konu arsa bedelinin ödenmiş olması, ödenmemiş ise taşınmazın dava tarihindeki rayiç değerinin uzman bilirkişiler aracılığı ile saptanarak hükümden önce mahkeme veznesine veya belirlenecek tevdi mahalline depo edilmiş olması.
-İmar parsellerinin oluşturulması sırasında, şuyulandırmaya tabi tutulan parselden 3290 sayılı yasa ile değişik 2981 sayılı yasanın 18/b-c maddesi uyarınca düzenleme ortaklık payı kesilip kesilmediğinin, kesilmiş ise uygulanan oranın saptanması gerekir,
-Mahkemece, yukarıda belirtilen koşullar doğrultusunda yapılacak inceleme sonucunda, tescil isteğinin kabulü için yasal koşulların oluştuğu kabul edildiği takdirde, 3290 sayılı yasa ile değişik 2981 sayılı yasanın 10/C-2 maddesi gereğince tahsise konu yerde uygulanan düzenleme ortaklık payının (DOP) davacıyı da bağlayıcı nitelikte olduğu dikkate alınarak tahsis miktarından bu oranda yapılacak indirimden sonra kalan miktarın tesciline karar verilmelidir.
Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında; mahkemece davanın kabulü ile tapu iptali ve tescil hükmü kurulmasında bir isabetsizlik bulunmamakta ise de, davacı adına verilen tapu tahsis belgesindeki miktarın 84 m² olduğu, dava konusu parselde imar uygulaması sonucu %34 oranında DOP kesintisi yapıldığı anlaşılmaktadır.
O halde, mahkemece öncelikli olarak dava konusu taşınmaza ait güncel tapu kaydı getirtilmek suretiyle, tapu tahsis belgesinde yazılı 84 m²"den %34 oranında DOP kesintisi yapılarak, dava konusu taşınmazda hisselendirme suretiyle davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, taşınmazda davalı adına kayıtlı payın tamamının tapu kaydının iptaline karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Kabule göre de; davacı tapu tahsis belgesine dayalı tapu iptali ve tescil talebinde bulunmakta ise de, dava tarihinden önce davalı idarenin 12.05.2011 tarihli yazısı ile dava konusu paya ilişkin bedelin 159.600,00TL olarak belirlendiği ve davacı tarafından bedelin ödenmesi durumda pay devrinin gerçekleştirileceğinin bildirildiği, ancak davacı tarafından herhangi bir ödeme yapılmadan eldeki davanın açıldığı, mahkemece dava konusu taşınmazın rayiç değeri olarak belirlenen 159.600,00TL bedelin idare lehine depo edilmesi üzerine tapu iptali ve tescil hükmü kurulduğu, karşılıklı edimleri içeren sözleşmede bir tarafın kendi edimini yerine getirmeden diğer tarafın edimini yerine getirmesi beklenemeyeceği gözetilerek davalı idarenin davanın açılmasına sebebiyet vermediği göz önünde tutularak aleyhine yargılama gideri ve vekaletine hükmedilmesi doğru değildir.
Açıklanan bu yönler gözetilmeden verilen mahkeme kararının belirtilen nedenlerle bozulması gerekirken onanması maddi hataya dayalı olduğundan davalı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 25.02.2020 tarih ve 2016/15446 Esas, 2020/ 2187 Karar sayılı onama ilamının KALDIRILMASINA, hükmün yukarıdaki gerekçe ile BOZULMASINA, peşin alınan harcın yatırana iadesine, 22.02.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.