11. Hukuk Dairesi 2016/5332 E. , 2017/7311 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada... 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 12/11/2015 tarih ve 2014/316-2015/389 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkili şirketin ABD’de mukim, özellikle restoran sektöründe dünyada öncü ve tanınmış bir şirket olduğunu, 1980 yılların başında beri tanınmış olan “Olive Garden” ibareli marka ile dünyanın birçok ülkesinde restoran hizmeti verdiğini, ayrıca www.olivegarden.com adlı internet sitesinin de sahibi olduğunu, “Olive Garden” ibareli markanın OHIM, ABD ve Paris Sözleşmesi’ne üye ülkelerin birçoğunda tescilli olduğunu, davalının müvekkili markasının piyasada edindiği yerden ve bilinirliğinden faydalanmayı amaçlayarak kötüniyetli olarak 2013/74561 sayılı “Kabak The Olive Garden” ibareli markayı adına tescil ettirdiğini, davalı markasının müvekkili markası ile birebir aynı olduğu, müvekkilinin marka üzerinde önceye dayalı hak sahibi olduğunu, davalının basiretli bir tacir gibi davranmayarak müvekkili markasını kendi adına tescil ettirmesinin aynı zamanda haksız rekabet teşkil ettiğini ileri sürerek davalı adına tescilli söz konusu markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; müvekkilinin..."nin Kabak Koyu’nda faaliyet gösteren “Kabak The Olive Garden” isimli işyerinin sahibi olduğunu, bu işyerinin zeytin bahçesinin içerisinde yer alması sebebiyle bu ismin verildiğini, ayrıca müvekkili tarafından bu ismin marka olarak tescil ettirildiğini, savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre; dava konusu “Olive Garden” ibareli davacı markasının Türkiye’de herhangi bir kullanımının bulunmadığı, davacının 556 sayılı KHK’nin 8(3) maddesi yönünden öncelik hakkının olmadığı, davacı markasının tanınmış marka olduğunun ispatlanamadığı, 556 sayılı KHK"nin 8(4) maddesindeki risklerin ve davalının kötüniyetli olduğunun ispatlanamadığı, dolayısı ile dava konusu markanın hükümsüzlüğü koşullarının oluşmadığı ve davalının marka hakkını ihlal ettiğinin ispatlanmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 2,20 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 18/12/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.