11. Ceza Dairesi Esas No: 2017/11245 Karar No: 2017/6249 Karar Tarihi: 03.10.2017
Vergi usul kanununa muhalefet - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2017/11245 Esas 2017/6249 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen bir kararda; suçun maddi konusunun sahte fatura düzenlemek olduğu, vergi usul kanununa muhalefet suçu işlendiği belirtiliyor. Kanunun 227. maddesinde belirtilen faturaların zorunlu bilgileri taşıması gerektiği vurgulanarak, gerçeğin tespiti için 2006 yılına ait faturaların incelenmesi ve zorunlu bilgileri içerip içermediğinin tespiti gerektiği ifade ediliyor. Kararda ayrıca, sanıkların savunmalarının doğru olup olmadığının tespiti amacıyla şirket yetkilileri veya ilgili kişilerin dinlenmesi gerektiği belirtiliyor. Kararda geçen kanun maddeleri ise şunlardır: 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 227 ve 230. maddeleri, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 53. maddesi ve 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi.
11. Ceza Dairesi 2017/11245 E. , 2017/6249 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Vergi usul kanununa muhalefet HÜKÜM : Mahkumiyet
1-Sahte fatura düzenleme suçunda suçun maddi konusunun fatura olması ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu"nun 227. maddesinin 3. fıkrasındaki ""Bu Kanuna göre kullanılan veya bu Kanun"un Maliye ve Gümrük Bakanlığına verdiği yetkiye dayanılarak kullanma mecburiyeti getirilen belgelerin, öngörülen zorunlu bilgileri taşımaması halinde bu belgeler vergi kanunları bakımından, hiç düzenlenmemiş sayılır"" şeklindeki düzenlemeye göre de faturaların Vergi Usul Kanunu"nun 230. maddesinde öngörülen zorunlu bilgileri içermesinin gerekmesi karşısında, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek bir biçimde belirlenebilmesi için; 2006 takvim yılına ilişkin suça konu fatura asıllarından kanaat oluşturacak sayıda temin edilip dosya arasına konulmasından sonra incelenerek, kanunda öngörülen şekil şartlarını taşıyıp taşımadığının tespit edilmesi ve 2006 takvim yılında faturaları kullanan mükellefler hakkında karşıt inceleme yapılıp yapılmadığı araştırılarak yapılmış olması halinde haklarında düzenlenen vergi inceleme ve sair raporların onaylı suretleri getirtilerek incelenmesi, kamu davası açılıp açılmadığının sorulması, açıldığının tespiti halinde dava dosyasına intikali sağlanarak ayrıntılı özetinin tutanağa geçirilmesi ve bu davayı ilgilendiren bilgi ve belgelerin onaylı örneklerinin alınarak dosyaya konulması; sanıkların 01.12.2006 tarihinde şirketi ..."a devrettikleri, kendi dönemleri için 2006 Kasım ayı beyannamesinin 14.309,35 TL olarak verildiği halde şirketi devralan ... tarafından bu beyanname üzerinde düzeltme yapılarak 112.048,50 TL bedelle yeniden verildiği, kendi dönemlerinde sahte belge düzenlenmediğini savunmaları, şirketin KDV matrahlarının da 2006 Kasım döneminden sonra 10 kat arttığı hususunun bu savunmaları desteklediği de gözetilerek sanık savunmalarının doğru olup olmadığının tespiti ile gerektiğinde faturaları kullanan şirket yetkilileri veya kişiler de dinlenerek sözü edilen faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak aldıklarını ve sanıkları tanıyıp tanımadıklarının sorulması, faturaların gerçek alım-satım karşılığı olup olmadığının belirlenmesi yönünden mal ve para akışını gösteren sevk ve taşıma irsaliyeleri, teslim ve tesellüm belgeleri, bedelinin ödendiğine dair ticari teamüle uygun, kanıtlama yeterliliği olan banka hesapları ve kasa mevcuduyla uyumlu geçerli belgeler, faturaları düzenleyenlerin yeterli mal girişi veya üretimi olup olmadığı da dikkate alınarak faturaları düzenleyen şirketler ile sanığın ticari defter ve belgeleri üzerinde gerekli görülmesi halinde karşılıklı bilirkişi incelemesi yaptırılması, sonucuna göre sanıkların hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, 2-Kabule göre de; uzun süreli hapis cezası ertelenen sanıklar hakkında 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından hak yoksunluğuna hükmedilemeyeceğinin gözetilmemesi, Bozmayı gerektirmiş, sanık ... müdafii ile sanık ...’ın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 03.10.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.