Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/6393
Karar No: 2019/1762
Karar Tarihi: 13.02.2019

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/6393 Esas 2019/1762 Karar Sayılı İlamı

13. Hukuk Dairesi         2016/6393 E.  ,  2019/1762 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
    KARAR
    Davacı avukatlar, davalı ile 5.8.2009 tarihinde hukuk müşavirliği iş ve ücret sözleşmesi imzaladıklarını, 7.8.2009 tarihli vekaletname ile de vekil tayin edildiklerini, yeni yönetim kurulu tarafından azledildikleri 18.10.2012 tarihine kadar davalının icra takipleri ve dava dosyalarını takip ettiklerini, sözleşme gereğince davalının vekalet ücretlerini ödemediğini, ayrıca 24.9.2012, 4.9.2012 ve 8.8.2012 tarihli serbest meslek makbuzlarının davalıya süresi içinde teslim edilmiş olmasına rağmen bu makbuzlar karşılığı ödenmesi gerek hukuk müşavirliği ücretlerinin de ödenmediğini, yapılan azlin haksız olduğunu ileri sürerek; belirsiz alacak davası olarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalarak 2.940,00 TL"nin dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini istemişler, 2.10.2014 tarihli dilekçe ile taleplerini 198.627,75 TL olarak ıslah etmişlerdir.
    Davalı, davacıların haklı olarak azledildiğini, avukatların, birlikten aylık hukuk müşavirliği ücreti dışında ücret istemeyecekleri ve avukatların tahsil ettikleri dosyalardan alacakları karşı taraf vekalet ücretlerinin başarılı olunması halinde avukatlara ait olacağı hususunda davacı avukatlarla anlaşıldığını, bu anlaşmaya göre birlikten vekalet ücreti talep edilmesinin mümkün olmadığını, bu kapsamda da davacıların 4 yıl boyunca birlikten ücret istemediklerini, kendilerine düzenli olarak hukuk müşavirliği ücreti ödendiğini savunarak davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dava, vekalet ilişkisinden kaynaklı alacak istemine ilişkindir. Mahkemece; taraflar arasında düzenlenen sözleşmede davacı avukatların davalıdan alacakları vekalet ücreti konusunda bir açıklık olmadığı, 12. maddede yer alan düzenlemenin karşı taraftan tahsil edilecek vekalet ücretine ilişkin bir düzenleme olduğu, 13. maddenin ise açık bir düzenleme getirmediği, taraflar arasındaki anlaşmanın aylık hukuk müşavirliği ücreti ile karşı taraftan tahsil edilecek vekalet ücretine ilişkin olduğu, davacıların uzun bir süre davalıdan vekalet ücreti istemeyerek davalı tarafa güven verdiği, azilden sonra davalıdan vekalet ücreti istenmesinin dürüstlük kurallarına aykırı olduğu gerekçe gösterilmek suretiyle davanın reddine karar verilmiştir. O halde, uyuşmazlığın çözümünde öncelikle taraflar arasındaki sözleşme hükümleri incelenerek davacı avukatların davalıdan akdi vekalet ücretlerini talep edip edemeyecekleri hususunun açıklığa kavuşturulması gerekmektedir.
    Taraflar arasında 5.8.2009 tarihinde hukuk müşavirliği iş ve ücret sözleşmesi imzalandığı, bu sözlemenin azil tarihine kadar yürürlükte olduğu hususunda ihtilaf yoktur. İhtilaf sözleşmede akdi vekalet ücretine ilişkin bir hüküm bulunup bulunmadığı hususundadır. Bu kapsamda sözleşmenin 11. maddesine bakıldığında; davacı avukatların icra müdürlüğünce kendilerine takdir edilen icra vekalet ücretini düştükten sonra tahsil edilen miktarı bir liste halinde davalı kuruma teslim edeceği kararlaştırılmış olup, bu madde hükmü karşı taraftan tahsil edilecek vekalet ücretine ilişkin bir düzenleme içermektedir. Sözleşmenin 12. maddesindeki, her ay borçlulardan tahsil ve kuruma teslim edilen miktardan dosyaların masrafları düşüldükten sonra kalan kısım üzerinden Türkiye Barolar Birliği Asgari Ücret Tarifesine uygun olarak vekalet ücretinin kdv si ile birlikte davacı avukatlara ödeneceği düzenlemesi ise akdi vekalet ücretine ilişkin bir düzenlemedir. Çünkü 11. maddede karşı taraf vekalet ücreti düşüldükten sonra tahsil edilen miktarın kuruma teslim edileceği belirtilmiş, 12. madde ile de kuruma teslim edilen miktardan harç ve masraflar düşülüp bakiye kısımdan vekalet ücreti ödeneceği düzenlemesi getirilmiştir. Yine 13. madde düzenlemesi ise icra takipleri dışındaki dosyalara ilişkin ödenecek akdi vekalet ücretine ilişkin bir düzenlemedir. O halde taraflar arasında imzası itiraza uğramayan bir yazılı sözleşme olup sözleşme hükümleri değerlendirilerek sonuca gidilmesi gerekirken, mahkemece tanık beyanları de gözetilerek taraflar arasındaki anlaşmanın aylık hukuk müşavirliği ve karşı taraftan tahsil edilecek vekalet ücreti dışında davacıların davalıdan başkaca bir vekalet ücretinin istenemeyeceği hususunun kabulü yerinde değildir.
    Bununla birlikte davalı, davacıların bazı dosyaları uzun süre takipsiz bıraktığını, bazı dosyalarda alınan taahhütlerde işleyecek faizden feragat ederek birliği faiz gelirinden mahrum bıraktıklarını, ... 2. ve 7. İş mahkemelerinde görülen davalarda en temel itiraz olan görev itirazında dahi bulunmadıklarını, davacıların birliğin eski başkanı ...’ın da şahsi avukatlığını yaptıklarını, birlik ile ..."ın menfaatlerinin çatışmakta olduğunu, bu nedenlerle davacı avukatları haklı olarak azlettiğini ileri sürmüştür. Davacı avukatların, vekil olarak borçları TBK"nun 505 ve devamı maddelerinde gösterilmiş olup, öncelikle vekilin TBK.nun 506 maddesine göre müvekkiline karşı vekaleti sadakat ve özen ile ifa etme yükümlülüğü vardır. Vekil sadakat borcu gereği olarak müvekkilinin yararına olacak davranışlarda bulunmak, ona zarar verecek davranışlardan kaçınmak zorundadır. Şayet vekili görevini yerine getirirken gerekli özen ve dikkati göstermemiş sadakatle vekaleti ifa etmemiş ise, vekil edenin vekilini azli haklıdır. Avukatlık kanununun 174. maddesi hükmüne göre azil haklı ise avukatlık ücretinin ödenmesi gerekmez, haksız azil halinde ise ücretin tamamına avukat hak kazanır. Bu nedenle davacı avukatların azlinin haklı olup olmadığının değerlendirilmesi gerekir.
    O halde, mahkemece, davalının savunmaları üzerinde durularak azlin haklı olup olmadığı hususu değerlendirilerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    2-Davacı avukatlar eldeki davada ayrıca, 24.9.2012, 4.9.2012 ve 8.8.2012 tarihli serbest meslek makbuzlarının davalıya süresi içinde teslim edilmiş olmasına rağmen bu makbuzlar karşılığı ödenmesi gerek hukuk müşavirliği ücretlerinin de ödenmediğini ileri sürmüşler, mahkemece bu hususta bir inceleme ve değerlendirme yapılamamıştır. O halde davacıların aylık hukuk müşavirliği ücretine ilişkin talepleri değerlendirilip sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    3-Bozma nedenine göre davacıların sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda 1 ve 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün davacılar yararına BOZULMASINA, 3. bentte açıklanan nedenler ile davacıların sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13/02/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi