Esas No: 2020/3081
Karar No: 2021/2397
Karar Tarihi: 29.03.2021
Silahlı terör örgütünü yönetme - silahlı terör örgütüne üye olma - silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüte yardım etme - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2020/3081 Esas 2021/2397 Karar Sayılı İlamı
16. Ceza Dairesi 2020/3081 E. , 2021/2397 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ceza Dairesi
Suç : Silahlı terör örgütünü yönetme, silahlı terör örgütüne
üye olma, silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte
örgüte yardım etme
Bölge Adliye Mahkemesince sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... hakkında Silahlı terör örgütüne üye olma suçuna ilişkin kesin olarak verilen hüküm, 24.10.2019 tarihinde Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 7188 sayılı Kanunun 29. maddesi ile 5271 sayılı CMK"nın 286. maddesine eklenen üçüncü fıkradaki düzenleme gereğince temyiz yolunun açılması üzerine anılan Kanuna eklenen geçici 5. maddenin 1/f bendinde belirtilen süre içinde temyiz edilmekle tüm sanıklar hakkındaki süresinde temyiz edilen hükümlere ilişkin olarak;
Temyiz edenlerin sıfatı, başvuruların süresi, kararların niteliği ve temyiz sebeplerine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
Sanık ... müdafinin duruşmalı inceleme isteminin, İlk Derece Mahkemesinde silahların eşitliği ve çekişmeli yargılama ilkesi doğrultusunda, savunmaya yeterli imkanın sağlanması ve bu hakkın etkin şekilde kullandırılmış
olması, istinaf aşamasında ve temyiz denetiminde sınırsız şekilde yazılı savunma imkanının kullanılabilme olanağının bulunması karşısında savunma hakkının kısıtlanması söz konusu olmadığından, 01.02.2018 tarihli ve 7079 sayılı Kanunun 94. maddesi ile değişik CMK’nın 299/1. maddesi uyarınca takdiren; sanıklar ... ve ... ile sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... müdafilerinin duruşmalı inceleme taleplerinin ise ceza süresi yönünden yasal şartları oluşmadığından CMK"nın 299. maddesi gereğince REDDİNE,
Sanıklar ... , ..., ..., ..., ...’in temyiz istemlerinin süresinde olmadığı belirlenmekle, sanıklar Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve tüm sanıklar müdafiinin temyiz taleplerinin incelenmesinde;
Sanık ... müdafiinin temyiz itirazının incelenmesinde;
Bölge Adliye Mahkemesinin 02.10.2019 tarihli kararının sanık müdafiine usulüne uygun olarak 12.10.2019 tarihinde tebliğ edildiği, sanık müdafiinin CMK"nın 291/1. maddesinde öngörülen 15 günlük süreden sonra, 07.01.2020 tarihinde temyiz başvurusu yaptığı anlaşılmakla, süresinden sonra yapılan temyiz başvurusunun CMK"nın 298. maddesi gereğince REDDİNE,
Diğer sanıklar yönünden temyiz taleplerinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
I) Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ..., hakkında yapılan incelemede;
Sanık ... ve müdafiine Bölge Adliye Mahkemesinin gerekçeli kararının tebliğ edilmediği, sanık müdafiinin 23.12.2019 tarihli temyiz dilekçesinde sanık hakkında verilen aleyhe hükmün tebliğ edilmediğini belirterek yapmış olduğu
temyiz başvurusunun usule uygun olduğu, yine sanıklar ... ve ... müdafilerinin göndermiş oldukları temyiz dilekçelerine temyiz nedenlerinin bulunduğu anlaşılmakla; bu temyiz istemlerinin reddini isteyen tebliğnamedeki düşünceye iştirak edilmemiştir.
Sanıklar ..., ... ve ...’nun Bylock kullanıcısı olduklarına dair ayrıntılı Bylock tespit ve değerlendirme tutanakları gelmeden karar verilmesi dosyadaki diğer delillerin atılı suçun sübutu açısından yeterli olduğu görülmekle sonuca etkili bulunmamıştır.
Sanık ... müdafiinin dosya içerisine göndermiş olduğu temyiz dilekçesinde; “sanığın SEGBİS yöntemi ile savunmasının alınmasının” savunma hakkını kısıtladığını ileri sürmüşse de, incelenen dosya kapsamından sanığın, yargılamanın hiçbir aşamasında bu hususta itirazda bulunmadığının anlaşılması karşısında, bu yöndeki itirazı sonuca etkili görülmemiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi Ceza Dairesince sanıklar; ..., ... ve ... hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması sonucu tayin olunan 2 yıl 6 ay hapis cezasından TCK’nın 62. maddesi gereği indirim yapılırken hesap hatası sonucu 2 yıl 1 ay yerine, 1 yıl 13 ay olarak belirlenmesi ve yine Bölge Adliye Mahkemesi Ceza Dairesince; 5271 sayılı CMK"nın 280/1-e maddesi gereğince duruşma açıp sonucuna göre aynı Kanun maddesinin 2. fıkrası gereğince İlk Derece Mahkemesi hükmünü kaldırarak yeniden hüküm kurması gerekirken, kanun maddesine yanlış anlam yüklenerek duruşma açmaksızın evrak üzerinde İlk Derece Mahkemesince sanıklar ..., ... ve ... hakkında belirlenen cezaların indirilmesi hukuka aykırı ise de; anılan uygulamaların sanıklar lehine olması ve aleyhe temyiz de bulunmaması hususları gözetilerek CMK"nın 290/1 maddesindeki emredici düzenleme kapsamında değerlendirilen iş bu hukuka aykırılık bozma nedeni yapılmamıştır.
Sanık ... hakkında İlk Derece yargılaması sonrası gelen İrfan Karabayık’ın beyanları dosya kapsamı ile birlikte değerlendirildiğinde; sanığın eylemlerinin, hiyerarşik yapısına dahil olmak suretiyle örgüte üye olma suçunu oluşturacağı, hukuki durumunun buna göre tayin ve takdiri gerekirken suç vasfında yanılgıya düşülerek silahlı terör örgütüne yardım etme suçundan yazılı şekilde hüküm kurulması, TCK’nın 314/3 ve 220/7. maddelerindeki atfın niteliği ve aleyhe temyiz bulunmaması karşısında bozma nedeni yapılmamıştır.
Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımların kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla; sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve sanıklar
müdafilerinin temyiz dilekçelerinde ileri sürdükleri nedenler yerinde görülmediğinden CMK"nın 302/1. maddesi gereğince temyiz davasının esastan reddiyle hükümlerin ONANMASINA,
II)..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında yapılan incelemede;
1)Sanıklar ..., ... ve ... hakkında yapılan değerlendirmede;
A)Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 15.05.2012 tarih ve 2011/1-872 esas, 2012/198 karar sayılı kararında ayrıntıları belirtildiği üzere; sanıklar ... ve ...’nin soruşturma ve kovuşturma aşamalarında birbirleri aleyhine beyanlarda bulundukları anlaşılmakla aynı müdafii tarafından temsil edilen sanıklar arasında savunmalarına zaafiyet yaratacak düzeyde zarar verebilecek menfaat çatışması oluştuğundan ayrı müdafilerce temsil edilmelerine imkan sağlaması gerekirken CMK"nın 152/1. maddesine aykırı şekilde yargılamaya devam edilerek hüküm kurulmak suretiyle sanıkların savunma haklarının kısıtlanması,
B)Sanık ...’nin temyiz aşamasında 20.07.2020 tarihli kollukta müdafii eşliğinde verdiği beyanda etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak istediğini bildirmesi karşısında, duruşmada hazır edilerek etraflıca beyanları alınıp, verdiği bilgilerin örgüt içerisindeki kaldığı süre, örgütsel faaliyet ve konumuna uygun faydalı bilgiler olup olmadığı, eldeki bilgilerle örtüşüp örtüşmediği ilgili birimlerden sorulup değerlendirilerek sonucuna göre hakkında 5237 sayılı TCK"nın 221/4-2. maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılmasında zorunluluk bulunması,
2)Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında yapılan değerlendirmede;
A)Çekişmeli yargılamanın gereği olarak, hükümden önce son sözün hazır bulunan sanığa, sanık yoksa müdafiine verilmesi gerekirken, sanık ...’ın hazır olduğu celsede sanık müdafiinin mütalaaya karşı savunması alındıktan sonra sanığa son sözü sorulmadan ve yargılamanın bittiği açıklanmadan yargılamaya son verilmek suretiyle 5271 sayılı CMK’nın 216/3. maddesine muhalefet edilmesi,
B)Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26.09.2017 tarih, 2017/16-956 Esas ve 2017/370 sayılı kararı ile onanarak kesinleşen, Dairemizin İlk Derece Mahkemesi sıfatıyla verdiği 24.04.2017 tarih, 2015/3 esas, 2017/3 sayılı kararında; "ByLock iletişim sisteminin FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarının kullanmaları amacıyla oluşturulan ve münhasıran bir suç örgütünün bir kısım mensupları tarafından kullanılan bir ağ olması nedeniyle örgüt talimatı ile bu ağa dahil olunduğunun ve gizliliği sağlamak için haberleşme amacıyla kullanıldığının her türlü şüpheden uzak kesin kanaate ulaştıracak teknik verilerle tespiti halinde kişinin örgütle bağlantısını gösteren delil olacağı"nın kabul edildiği gözetilmekle,
a)ByLock kullanıcısı olduğunu kabul etmeyen sanıklar ... ve ...’nin, ByLock uygulamasını kullandıklarının kuşkuya yer vermeyecek şekilde teknik verilerle tespiti halinde, ByLock kullanıcısı olduklarına dair delilin atılı suçun vasfı açısından belirleyici nitelikte olması karşısında, ilgili birimlerden ayrıntılı ByLock tespit ve değerlendirme raporlarının getirtilip, ByLock tespit değerlendirme tutanaklarının temin edilememesi halinde gerekirse teknik olarak programı kullandıklarını tespiti açısından HIS/CGNAT kayıtları ve HTS üzerinden uzman bilirkişi incelemesi yaptırılıp rapor alınması, ayrıca UYAP’ta oluşturulan örgütlü suçlar bilgi bankasında sanıklar hakkında herhangi bir beyan yahut ifade olup olmadığı araştırılıp bulunması halinde beyan ve ifadelerin onaylı örneklerinin dosya arasına getirilip, gerekirse tanık olarak dinlenildikten sonra tüm bu bilgi, belge ve beyanların CMK’nın 217. maddesi uyarınca duruşmada sanıklar ve müdafilerine okunarak yargılamaya devamla bir hüküm kurulması gerekirken sanıkların ByLock kullanıcısı olduklarına dair yetersiz ByLock sorgu tutanaklarına dayanılarak eksik araştırma neticesinde yazılı şekilde hüküm kurulması,
b)İlk Derece yargılaması sonrasında dosyaya gönderildiği anlaşılan ve sanıklar ..., ..., ..., ..., ... ve ...’ın ByLock kullanıcısı olduğunu bildiren tespit ve değerlendirme tutanakları ile yine temyiz aşamasında dosyaya gönderildiği anlaşılan sanıklar ... ve ...‘e ait dijital materyallere ilişkin bilirkişi raporlarının CMK’nın 217. maddesi uyarınca duruşmada sanıklar ve müdafilerine okunarak diyecekleri sorulduktan sonra değerlendirilerek yargılamaya devamla bir hüküm kurulması gerekirken, eksik araştırma neticesinde yazılı şekilde karar verilmesi,
Kanuna aykırı, sanıklar ..., ..., ... ve sanıklar müdafilerinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan bu sebeplerden dolayı hükümlerin BOZULMASINA, sanık ...’nin tutuklulukta geçirdiği süre, atılı suç için kanun maddelerinde öngörülen ceza miktarı, mevcut delil durumu ve bozma nedenleri gözetilerek tahliye talebinin reddi ile tutukluluk halinin devamına, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304. maddesi uyarınca dosyanın Denizli 3. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin bilgi için Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 29.03.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.