19. Hukuk Dairesi 2014/13295 E. , 2015/4950 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki ayıplı aracın misliyle değiştirilmesi - maddi ve manevi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı, davacı vekilince de duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı vek. Av. ... gelmiş, diğer taraftan kimse gelmemiş olduğundan onların yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten ve temyiz dilekçelerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-KARAR-
Davacı vekili, müvekkillerinin davalıdan 17.06.2011 tarihinde 41.341,10 TL bedelle satın aldığı 2011 model aracın, seyir halinde iken motorunun aniden stop ettiğini, yetkili servise götürülen araçta yapılan kontrollerde herhangi bir problem bulunmadığının belirtildiğini, ancak iadenin ertesi günü araçta aynı arızanın meydana geldiğini, sürekli servise götürülen araçtaki arızanın giderilemediğini, arızanın imalattan kaynaklanan gizli ayıp niteliğinde olduğunu, müvekkilinin kendisine ait nakliyeyi yapabilmek için aracı satın aldığını ancak uzun süre kullanmadığını, aracın misli ile değiştirilmesi amacı ile keşide edilen ihtarnamenin sonuçsuz kaldığını iddia ederek, ayıplı malın ayıpsız misli ile değiştirilmesini veya satım bedelinin satım tarihinden itibaren hesaplanacak ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline ayrıca 6.000,00 TL maddi, 10.000,00 TL manevi olmak üzere toplam 16.000,00 TL tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevabında, davanın 6 aylık zamanaşımı süresi içinde açılmadığını, süresinde ayıp ihbarının bulunmadığını, aracın tamir edilmemiş ve devam eden bir arızasının da olmadığını, araçtaki arızanın ayıp olarak nitelendirilemeyeceğini, davacının tazminat talebinin dayanağı bulunmadığını, müvekkilinin kusurlu olmadığı gibi, davacının da herhangi bir zararının olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, araçtaki imalat hatasının gizli ayıp olup, ayıbın dava tarihi itibarı ile yapılan tamir ve servis işlemlerine rağmen devam ediyor olması sebebi ile zamanaşımı süresinin dava tarihinde dolmadığı, araçtaki arızanın kullanım hatasından kaynaklanmadığı, imalat hatasından meydana geldiği, davacı tarafça satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme hakkının kullanıldığı, talebinde haklı olduğu, davacının maddi tazminat talebi yönünden, maddi zararların nelerden ibaret olduğu ve bunların miktarının ve dayanaklarının dava dilekçesinde ayrıntılı ve gerekçeli olarak belirtilmediği, bu konuda ayrıca herhangi bir delil de ibraz edilmediği, bu sebeple maddi tazminat koşullarının oluştuğunun ispat edilememiş olduğu, yine davacı tarafça talep edilen manevi tazminatın yasal koşullarının oluştuğunun da davacı tarafça iddia ve ispat edilemediği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile dava konusu aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesine, davacının maddi ve manevi tazminat istemlerinin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.2- 10.12.2013 tarihli bilirkişi raporunun 3. sahifesinde keşif sırasında araç üzerinde yapılan incelemede, araçta halihazırda herhangi bir arıza görülmediği belirtilmiş, sonuçta ise imalattan kaynaklanan gizli ayıplı olduğu yolunda görüş açıklanmış, ek raporda da aynı hususlar tekrarlanmıştır.
Bu durumda bilirkişi kök ve ek raporu kendi içinde çelişkili olduğundan hükme esas alınması doğru görülmemiştir.
Mahkemece yapılacak iş; konusunda uzman kişilerden oluşturulacak 3 kişilik bilirkişi heyeti vasıtası ile araç üzerinde yerinde inceleme yaptırılarak davalı vekilinin önceki raporlara itirazları da değerlendirilecek şekilde iddia ve savunma çerçevesinde ayrıntılı, Yargıtay denetimine elverişli rapor alınıp, deliller hep birlikte değerlendirilip, varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmekten ibarettir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı yararına takdir olunan 1.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 07.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.