10. Hukuk Dairesi Esas No: 2017/6314 Karar No: 2018/932 Karar Tarihi: 13.02.2018
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2017/6314 Esas 2018/932 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2017/6314 E. , 2018/932 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Davacı, 01.06.2012-01.12.2013 tarihleri arası ödenmeyen yaşlılık aylıklarının yasal faiziyle birlikte tahsilini istemiştir. Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde davanın reddine karar vermiştir. Hükmün, davacı avukatı temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen rapor okunup, dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 1974-1988 tarihleri arası yurtiçi SSK’lı çalışmalar ile askerlik borçlanması olmak üzere toplam 5.009 prim gün üzerinden ve 01.02.2003 tarihi itibarıyla SSK’dan bağlanan yaşlılık aylığı, 09.09.1992-29.02.2012 tarihleri arası yurtdışı çalışmaları nedeniyle mülga 506 sayılı Kanunun 63. ve 5510 sayılı Kanunun 30. madde hükümleri uyarınca 01.06.2012 tarihi itibarıyla durdurulması üzerine açılan iş bu davayla davacı; yurtdışı çalışmalarının yaşlılık aylığına engel olmadığını beyanla 01.06.2012-01.12.2013 tarihleri arası ödenmeyen yaşlılık aylıklarının yasal faiziyle birlikte tahsilini istemiştir. 506 sayılı Kanunun 62. maddesindeki, sigortalı olarak çalıştığı işten ayrıldıktan sonra yazılı istekte bulunan ve yaşlılık aylığına hak kazanan sigortalıya bu isteğinden sonraki aybaşından başlanarak yaşlılık aylığı bağlanır. Düzenlemesindeki, sigortalı deyimi 506 sayılı Kanunun 2. maddesinde tanımı yapılan sigortalıları kapsar. Dolayısıyla yaşlılık aylığı bağlanması için ayrılınması gereken işin, 506 sayılı Kanun kapsamında olan iş olduğu belirgindir. Öte yandan, 506 sayılı Kanunun 60. maddesi uyarınca yaşlılık sigortası kolundan bağlanan aylıkların kesilme koşulları, aynı Kanunun 63. maddesinde düzenlenmiştir. 506 sayılı Kanunun 63/A maddesindeki düzenleme, "bu Kanuna göre yaşlılık aylığı almakta iken, sigortalı olarak çalışmaya başlayanların yaşlılık aylıkları çalışmaya başladıkları tarihte kesilir.” düzenlemesini içermekte olup; Kanun uyarınca yaşlılık sigortasından aylık alanların bu aylıklarının kesilebilmesi, ancak 506 sayılı Kanun kapsamında sigortalı olarak çalışmaya başlamaları halinde mümkün bulunmaktadır. Yine, 01.10.2008 tarihi itibarıyla yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanunun 28. ve devamı maddelerinde, yaşlılık aylığından yararlanabilmek için öngörülen “çalıştığı işten ayrılma” şartından amacın, Türkiye’deki sigortalılık kapsamındaki işten ayrılma olarak anlaşılması gerekir. Öte yandan, Türkiye ile Federal Almanya arasında imzalanan Sosyal Güvenlik Sözleşmesinde, yukarıdaki ilkenin aksini öngören bir düzenleme de mevcut değildir. Yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde; 1974-1988 tarihleri arası yurtiçi SSK’lı çalışmalar ve askerlik borçlanması üzerinden 01.02.2003 tarihi itibarıyla bağlanan yaşlılık aylığının, 09.09.1992-29.02.2012 tarihleri arası yurtdışı çalışmaların varlığından bahisle iptali mümkün olmayıp, aksini öngören mahkeme yaklaşımı yerinde görülmemiştir. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O halde, davacı avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. S O N U Ç: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 13.02.2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.