Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2014/25984 Esas 2015/6496 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/25984
Karar No: 2015/6496
Karar Tarihi: 26.03.2015

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2014/25984 Esas 2015/6496 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2014/25984 E.  ,  2015/6496 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi


    Davacı, 1973-2004 tarihleri arasındaki çalıştığı sürelerin hesaplanmasına karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
    Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

    K A R A R

    Dava, davacının 1973 yılı ile 2004 yılları arasındaki çalıştığı sürelerin hesaplanması istemine ilişkindir.
    Mahkemece, 10/04/2013 tarihli bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar vermiştir.
    Dava hakkı hukuki yarar ile sınırlıdır. Davacının dava açma hakkına sahip olması, dava açabilmesi için yeterli değildir. Davacının mahkemeden hukuki korunma istemesinde korunmaya değer bir yararı olmalıdır. Hukuki yarar bir dava şartı olup, mahkeme dava şartlarını resen incelemekle görevlidir. Dava açılmasında korunmaya değer bir hukuki yarar yok ise, davanın bu yönden esasa girilmeden reddi gerekir.
    Bu ilkeden hareketle, dava şartı olarak hukuki yararın varlığının, mahkemece, taraflarca dava dosyasına sunulmuş deliller, olay veya olgular çerçevesinde, kural olarak davanın açıldığı tarihe göre, kendiliğinden ve yargılamanın her aşamasında gözetilmesi gerekir. Bu sayede, iç hukukumuzun bir parçası olan ... İnsan Hakları Sözleşmesi (İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerin Korunmasına İlişkin Söileşme)"nin 6. maddesi ve 1982 Anayasası’nın 36. maddesinde düzenlenen "hak arama özgürlüğü" nün dürüstlük kuralına uygun kullanılması sağlanabilecek; bu durum, haksız davalar açmak suretiyle, dava hakkının kölüye kullanılmasına karşı bir güvence oluşturacaktır.
    Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının 1973 yılında 15 gün, 1974 yılında 243 gün, 1975 yılında 342 gün, 1976 yılında 51 gün, 1994 yılında 120 gün, 2004 yılında 180 gün olmak üzere toplam 951 gün 506 sayılı yasa kapsamında sigortalılığının bulunduğu ve bu hususta Kurum tarafından bir ihtilaf çıkartılmadığı anlaşılmaktadır.
    Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmaksızın davacının Kurumca kabul edilen 506 sayılı Yasa kapsamındaki sigortalı günlerinin tespitinde hukuki yararı bulunmadığından davanın reddine karar verilmesi yerine, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 26/03/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.






    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.