Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2009/6975
Karar No: 2010/2566
Karar Tarihi: 13.05.2010

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2009/6975 Esas 2010/2566 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2009/6975 E.  ,  2010/2566 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil, elatmanın önlenmesi, ecrimisil

    Davacı-karşı davalı ... ile davalılar-karşı davacılar ... ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil, elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair ...Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 13.11.2009 gün ve 113/188 sayılı ek kararın Yargıtay"ca incelenmesi davacı-karşı davalı mirasçısı ... tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
    K A R A R

    Davacı – karşı davalı ... vekili, kazanmayı sağlayan zilyetlik ve eklemeli zilyetlik nedeniyle davalılar – karşı davacılar adına tapuda kayıtlı bulunan taşınmazın tapu kaydının iptaliyle vekil edeni adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Davalılar – karşı davacılar ... ve arkadaşları vekili ise, dava konusu parselin hükmen vekil edenleri adına tapuya tescil edildiğini, uzun süren yargılama aşamasında taşınmazı davacı – karşı davalı ...’ün icar yoluyla ekip biçtiğini, icar ödemeyi durdurduğunu açıklayarak tapu iptali ve tescil davasının reddine, kendileri tarafından açılan elatmanın önlenilmesi davasının kabulüne, 5 yıllık ecrimisil karşılığı olan 10000 YTL"nin davacı – karşı davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece, esas davanın reddine, birleşen ve davalılar – karşı davacılar tarafından 2005/30 Esas sayılı dosyayla açılan elatmanın önlenmesi davasının kabulüne, 10000 YTL haksız işgal tazminatının davacı – karşı davalı ...’den tahsiline karar verilmesi üzerine davacı – karşı davalı vekili tarafından temyiz edilen hüküm Dairenin 20.2.2009 gün ve 2008/6434 Esas, 2009/960 Karar sayılı ilamıyla onanmıştır. Onama ilamının davacı – karşı davalı vekili ile davalılar – karşı davacılar vekiline tebliğ edilmesi üzerine her iki tarafça karar düzeltme yoluna gidilmeksizin 15 günlük karar düzeltme süresinin geçmesiyle ve son tebliğ tarihinin 16.3.2009 olduğu gözetildiğinde hükmün 1.4.2009 tarihinde kesinleştiği tebliğ hükümlerine göre belirlenmiştir.
    Hükmün kesinleşmesinden çok sonra 12.11.2009 tarihinde davacı ... mirasçılarından ... verdiği dilekçede babası tarafından açılan davadan haberi olmadığını, babasının davada vekille temsil edildiğini, davaya katılan Av....’ın babasının ölümünden haberi olmadığını, babasının ölümü ile verdiği vekaletin düştüğünü, ölü kişiye karşı son bulan vekaletle davanın sürdürülemeyeceğini, davanın kendisine ve babasının diğer mirasçılarına yönlendirilmesi gerektiğini, verilen kararın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiğini, verilen kararın bu nedenle hukuk usulüne aykırı olduğunu, babasının tüm mirasçılarının davaya dahil edilerek yargılamanın yeniden yapılması gerektiğini açıklayarak hükmün bozulmasına karar verilmesini istemiştir.
    Muris ...’ün mirasçısı ... tarafından verilen 12.11.2009 tarihli dilekçe üzerine Bismil Asliye Hukuk Mahkemesince yapılan inceleme sonunda “…davacı ...’ün sunulan nüfus kayıtlarına göre, yargılama safhasında ölmüş olduğu anlaşılmış ise de, bahsi geçen kişinin öldüğünün yargılama sırasında mahkememize bildirilmediği, davacı ...’ün yargılama sırasında öldüğünden habersiz olduğu iddialarının hayatın olağan akışına aykırı olduğu ve talebin iyi niyet kuralıyla bağdaşmadığı, bu nedenle kararın dilekçe sahibi tarafından temyiz etme hakkı bulunmadığı…” gerekçesiyle 13.11.2009 tarih ve 2008/113 Esas, 2008/188 ek kararıyla isteğin reddine karar verilmiştir. Ek kararın mirasçı ... tarafından süresinde temyiz edilmesi üzerine dosyanın Daireye geldiği anlaşılmıştır.
    Dosya arasında bulunan ...’ün nüfus kayıt tablosuna göre 7.8.2006 tarihinde öldüğü ve mahkemece, onamaya esas alınan kararın 16.5.2008 tarihinde verildiği saptanmıştır. Gerçekten yargılama sırasında davacı Mehmet ...’ün öldüğü, ancak yargılama süresince öldüğüne ilişkin dosyaya herhangi bir bilginin sunulmadığı yapılan inceleme ile belirlenmiştir. BK. nun 35. maddesinde "hilafı iki tarafça kararlaştırılmış yahut maslahatın mahiyetinden istidlal olunmuş olmadıkça; hukuki bir muameleden mütevellid temsil salahiyeti, mümessilin yahut temsil edilenin vefatı veya gaiplik hükmünün ilanı veya medeni hakların kullanılması salahiyetinin izaası yahut ikisinden birinin yahut her ikisinin iflas ilan etmesi ile son bulur" denilmiştir. Aynı kanunun 397. maddesinde ise, “hilafi mukaveleden ve işin mahiyetinden anlaşılmadıkça vekalet, gerek vekilin gerek müvekkilin ölümüyle ve ehliyetinin zevali veya iflası ile nihayet bulur” hükmüne yer verilmiştir. Her iki maddenin kapsamından da anlaşıldığı üzere davacı Mehmet ... tarafından Av. ...’a verilen vekaletname ölümün meydana geldiği 7.8.2006 tarihinde son bulmuştur. Aksi de vekaletnamede kararlaştırılmamıştır. Davacı yargılama sırasında öldüğüne göre, mirasçıları belirlenip davaya katılmaları sağlandıktan sonra yargılamanın yürütülmesi gerekirdi. Ölüme ilişkin bir bilgi ve belge dosyaya sunulmadığı gibi, davayı takip eden Av. ...’ın ölümden haberdar olduğuna ilişkin aksini kanıtlayan bir belgeye de rastlanılmamıştır. Verilen hüküm vekalet görevi sona eren Av. ...’a tebliğ edilmiştir. Yapılan açıklamalar karşısında Av. ...’a yapılan tebligatın usulsüz olduğunun kabulü gerekir. Bu tebliğe dayanılarak hükmün kesinleştirilmesi usul ve kanuna aykırı olup, yok hükmünde sayılması gerekir. Red kararını temyiz eden mirasçı ... dışında davacı Mehmet ...’ün gelen nüfus aile kayıt tablosuna göre bir çok mirasçısının bulunduğu görülmüştür. Açıklanan nedenlerle mirasçı ...’ün temyiz isteği yerinde bulunduğundan Bismil Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 13.11.2009 tarih, 2008/113 Esas, 2008/188 sayılı ek kararın kaldırılmasına karar verilip işin esasının ve temyizinin incelenmesine geçildi;
    Davacı – karşı davalı Mehmet ...’ün 7.8.2006 tarihinde yargılama sırasında öldüğü aile nüfus kayıt tablosuyla sabittir. Hüküm ölümden çok sonra 16.5.2008 tarihinde verilmiştir. Ölüm tarihinden sonra yapılan tüm işlemlere ilişkin tebligatlar BK. nun 35 ve 397. maddeleri gereğince vekalet görevi sona eren vekil ...’a yapılmıştır. Bu şekilde yapılan tebligatlar usulsüz olup, mirasçılar davaya katılmadığından ve onların huzuruyla dava yürütülmediğinden ölümden sonra davayı takip eden Av. ...’a da mirasçılar tarafından verilen vekaletname de bulunmadığından verilen hükmün ve onama kararlarının tamamen usulsüz yapılan tebligata dayalı olduğunun kabulü gerekmektedir. Yapılan kesinleşme de bu nedenle maddi yanılgıya dayalıdır. Saptanan bu açıklamalar karşısında Dairenin 20.2.2009 gün ve 2008/6434 Esas, 2009/960 Karar sayılı maddi yanılgıya dayalı onama ilamının da kaldırılmasına, aynı gerekçeyle yerel mahkemenin 16.5.2008 gün 2008/113 Esas ve 2008/188 Karar sayılı kararının bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
    Mahkemece yapılacak iş; ölen davacı – karşı davalı ...’e ait veraset belgesini alıp sunmaları için hükmü temyiz eden mirasçı ... ile davayı takip edecek diğer mirasçılara süre ve imkan tanınması, bozma ilamının tüm taraflara tebliğ edilmesi, taraf teşkili sağlandıktan sonra toplanacak deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir. Ölen davacı – karşı davalı Mehmet ...’ün terekesi elbirliği mülkiyet hükümlerine tabi olup, bir mirasçı tarafından yapılan temyizin sonuçları, diğer mirasçılara da sirayet eder ve tüm mirasçılar bu bozmanın sonuçlarından yararlanır. Mirasçı ..., hükmü tüm mirasçılar adına temyiz etmiş sayılır.
    Hükmü temyiz eden davacı – karşı davalı Mehmet ... mirasçısı ...’ün temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulü ile usul ve kanuna aykırı olan yerel mahkeme hükmünün açıklanan nedenlerle ve HUMK.nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA ve 15,60 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacı-karşı davalı mirasçısı ..."e iadesine 13.05.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi