11. Hukuk Dairesi 2017/3093 E. , 2017/7295 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada ... Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi verilen 11/05/2017 tarih ve 2017/118-2017/222 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi asıl ve birleşen davada davacılar vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 12.12.2017 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan asıl ve birleşen davada davacılar vekilleri Av. ... ile Av...., asıl ve birleşen davada davalı vekilleri Av. ... ile Av. ..., asıl davada ihbar olunanlardan ... vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar vekili asıl ve birleşen davada, müvekkillerinin murisinin davalı banka nezdinde bulunan hesaplarından bilgi ve talimatı olmaksızın sahte talimatlar kullanılmak suretiyle para çekme ve para transfer işlemleri yapıldığını ileri sürerek, asıl davada; davacının Türk lirası hesaplarından usulsüz şekilde çekilen meblağlar için şimdilik 704.864,70 TL"nin, her bir para çekiminin yapıldığı tarihten itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı bankadan tahsiline, davacının Euro hesaplarından usulsüz şekilde çekilen meblağlar bakımından 1.870.968.Euro’nun, her bir para çekiminin yapıldığı tarihten itibaren Devlet Bankalarının Euro cinsinden açılmış bir yıl vadeli mevduata uyguladıkları en yüksek faiz oranında hesaplanacak faizi ile birlikte Borçlar Kanunu"nun 83 maddesi uyarınca fiili ödeme günü itibariyle (T.C. Merkez Bankası Euro efektif satış kuruna göre) Türk Lirası karşılıklarının davalı bankadan tahsiline, davacının ABD Doları hesaplarından usulsüz şekilde çekilen meblağlar için şimdilik 387.680,00 ABD Dolarının, her bir para çekiminin yapıldığı tarihten itibaren Devlet Bankaları"nın ABD Doları cinsinden açılmış bir yıl vadeli mevduata uyguladıkları en yüksek faiz oranında hesaplanacak faizi ile birlikte Borçlar Kanunu"nun 83. maddesi uyarınca fiili ödeme günü itibariyle (T.C. Merkez Bankası ABD Doları efektif satış kuruna göre) Türk Lirası karşılıklarının davalı bankadan tahsiline karar verilmesini, birleşen davada ise daha önce dava konusu yapılmayan 1.009.132,91 TL"nin, usulsüz her bir para çekiminin yapıldığı tarihten itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı bankadan tahsiline davacının davalı banka nezdinde bulunan...nolu ABD Dolan hesabından usulsüz şekilde çekilen ve daha önce dava konusu yapılmayan 10.000.-ABD Doları"nın, usulsüz para çekiminin yapıldığı tarihten itibaren Devlet Bankaları’nın ABD Doları cinsinden açılmış bir yıl vadeli mevduata uyguladıkları en yüksek faiz oranında hesaplanacak faizi ile birlikte Borçlar Kanunu"nun 83. maddesi uyarınca fiili ödeme günü itibariyle Türk Lirası karşılıklarının davalı bankadan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, ortalama 10 yıl geçtikten sonra hesabın başkasına ödendiği iddiasının hayatın olağan akışına uymadığı, hesapların hiç soruşturulmamasının makul bir yaklaşım olarak kabul edilmediğine dair emsal Yargıtay 11. HD 26.11.2015 tarih 2014/17575 E - 2015/12649 K sayılı kararı doğrultusunda 11 yıl sonra ek ve kök davanın açılması nedeniyle MK.nın 2.maddesi göz önüne alınarak kök ve birleşen davaların reddine karar verilmiş; bu karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf talebinde bulunulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, gerek celb olunan SGK cevapları, gerek taraf vekillerinin beyanları, gerekse dava dışı kişilerin yargılanmasına ilişkin ağır ceza mahkemesi duruşma tutanaklarına yansıyan beyanlarla, davacının yönetim kurulu başkanlığını yaptığı dava dışı şirket bünyesinde kayden çalışan ancak bununla birlikte müteveffa ..."ın uzun yıllar boyu (yaklaşık 21 yıl) özel asistanlığı sekreterliğini ve yine özel şoförlüğünü yaptığı anlaşılan dava dışı ... ile ... tarafından davacının davalı bankadaki hesaplarından uzun yıllar boyunca (davacı yan kabulünde olduğu surette 2001 yılında başlayıp çoğunluğu 2008-2010 yıllarında gerçekleşen) davacıya ait şirket işyerindeki kurulu faxlar kullanılarak, davacının bilgisi onayı ve talimatı olmaksızın sahte fax talimatları ile para çekip havale, Eft vb. yapılan işlemlere itiraz edilmediği, bu bağlamda davacı ... ve eşi ... teslimatı açıklaması şerh verilen ve bu surette davacı ve eşinin tatil turu için yapılan ödeme olduğu anlaşılan ...Turizm ve Tic. A.Ş hesabına 28.04.2004 tarihli talimat ve havale ödemesinin de aynı kişilerce ve aynı yöntemle gerçekleştirildiği, usulsüz işlemler yapıldığı iddia edilen hesaplarda bilirkişi raporlarında tespit edilip yer verildiği üzere bizzat davacı tarafından da bu süreçte birçok işlemler yapılıp, bir kısım hesaplarının defalarca sıfırlandığı, dava konusu yapılan işlemlerin bu surette yapılan işlemlerin cüz"i bir kısmını ihtiva ettiği de gözetildiğinde; davacı ile davalı arasında işlemlerin yapılış şekline ilişkin teamülün oluştuğu, işlemlerin yapılış süreci ve davacı vekillerince de üzerinde durulduğu üzere davacının ticari hayattaki konumu ve tecrübesi de dikkate alındığında sahte olduğunu iddia ettiği ve oldukça yüksek tutarlı işlemlerde bilgi sahibi olmamasının taraflar arasındaki ilişkiye ve hayatın olağan akışına aykırı bulunduğu, bu durumda davacı müteveffanın dava konusu özel asistanı ve şoförü tarafından sahte imza ile yapılan işlemlere zımnen icazet verdiğinin kabul edilmesi gerektiği, zira benzer olaylarda Yargıtay kararlarının da bu doğrultuda olduğu, mevcut icazet kapsamında davacının bu yöndeki istinaf neden ve iddialarının yerinde olmadığı sonucuna varılmakla; ilk derece mahkemesi red gerekçesinin ve karara emsal gösterdiği Yargıtay kararı sonuca etkili olmamakla davacı vekilinin asıl ve birleşen dava yönünden istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 mad. uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı asıl ve birleşen davada davacılar vekili temyiz etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak davacılar vekili tarafından yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK"nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK"nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına ve HMK"nın 353/(1)-b)-2) maddesi gereğince yerel mahkeme kararı kaldırılarak karar verilmesi gerekirken, yukarıdaki şekilde hüküm tesisi doğru değil ise de bu yanlışlığın sonuca etkili bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz itirazının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, takdir olunan 1.480,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı bankaya verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 31,40 TL temyiz ilam harcının temyiz eden asıl ve birleşen davada davacılardan alınmasına, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesi gönderilmesine kesin olarak 14/12/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.