11. Hukuk Dairesi 2017/4480 E. , 2017/7291 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 28.01.2014 gün ve 2011/26-2014/18 sayılı kararı bozan Daire’nin 23.11.2015 gün ve 2015/12028-2015/12353 sayılı kararı aleyhinde davalı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkilinin Ondokuz Mayıs Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü"nde yardımcı doçent doktor unvanıyla görev yaptığını, yıllar süren çalışma ve bilgi birikimini her yıl konu ile ilgili olarak girdiği derslerdeki anlatımlarından oluşan ders notlarını esas alıp geliştirerek “İnşaat Mühendisliğinde Malzeme Cilt 1 Malzeme Bilimi" isimli kitabı oluşturduğunu, bu kitabın basımı için 12.05.2006 tarihinde bağlı olduğu bölüm başkanlığına başvurduğunu, başvuru sürecinin devamında geçmiş yıllarda kendisine hocalık yapması nedeniyle tanıdığı ...Üniversitesi"ndeki hocalarından ... ve davalıya 24.05.2006 tarihinde görüş ve önerilerin almak için kitabını sunduğunu, hocalarından ..."ın olumlu görüş bildirmesine karşın davalının kitabı hakkında olumsuz görüş bildirdiğini, buna karşın ... Üniversitesi Yönetim Kurulu"nca 20.9.2006 tarihinde müvekkilinin kitabının ders kitabı olarak bastırılabileceğine karar verildiğini, davalının, 2007 yılında çıkardığı “İnşaat Mühendisliğinde Malzeme Bilgisi” ve 2008 yılında çıkardığı “Yapı Malzemeleri ve Beton” adlı iki kitapta müvekkiline ait kitaptan hukukun izin verdiği sınırların çok üzerinde ve kaynak belirtilmeden yanlış olan kısımlar da dahil olmak üzere birebir alıntılar yaptığını, davalının bu kitapları ders kitabı olarak öğrencilerine zorunlu tutup bundan menfaat temin ettiğini, davalının bu eylemlerinin müvekkilinin eseri üzerindeki maddi ve manevi haklarına tecavüz teşkil ettiğini ileri sürerek fazlaya dair haklar saklı kalmak koşuluyla 5846 sayılı Yasa"nın 68/1-2. maddesi uyarınca sözleşme yapılması halinde ödenmesi gereken rayiç bedelin üç katı tutarı olan 9.000,00 TL maddi tazminat ve aynı yasanın 70. maddesi gereğince 1.000,00 TL olmak üzere toplam 10.000,00 TL maddi tazminat ile 30.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın reddine dair verilen kararın davacı vekilince temyizi üzerine karar Dairemizce bozulmuştur.Bu kez davalı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
1- Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin HUMK 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirini ihtiva etmeyen aşağıdaki bent dışında kalan sair karar düzeltme isteklerinin reddi gerekir.
2- Dava, 5846 sayılı FSEK hükümlerine göre eser sahipliğine dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. ... 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 20/02/2014 tarihli 2012/3 Esas, 2014/118 Karar sayılı kararında davalı ... aleyhine açılan davada yapılan yargılama sonucunda “Sanık hakkında manevi veya mali haklara tecavüz suçundan cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmış ise de, sanığın kullandığı alıntıların eser niteliğinde olmadığı, bu sebeple suçun yasal unsurlarının oluşmadığı, fiilin bu haliyle kanunda suç olarak tanımlanmaması nedeniyle CMK 223/2-a maddesi gereğince beraatine,” karar verilmiştir. Anılan davalı hakkındaki beraat kararının Yargıtay 19. Ceza Dairesi"nce onanmasına karar verilmiş ve ceza mahkemesi hükmü 10/04/2017 tarihinde kesinleşmiştir. Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 74. maddesi (818 sayılı B.K."nun 53) uyarınca ceza mahkemesince verilen, beraat kararı, kusur ve derecesi, zarar tutarı, temyiz gücü ve yükletilme yeterliği, illiyet gibi esasların hukuk hakimini bağlamayacağı açık ise de, ceza hakiminin tespit ettiği maddi olaylarla ve özellikle “fiilin hukuka aykırılığı” konusu ile hukuk hakiminin tamamen bağlı olacağı kabul edilmektedir (Yargıtay HGK. 09.04.2014 tarih, 2013/4-1008 E. 2014/490 K. sayılı ilamı). Bu bakımdan anılan ceza mahkemesi kararı, işbu davanın mahkeme kararı tarihinde henüz kesinleşmemiş olup, Dairemizce yapılan karar düzeltme incelemesinde kesinleşmiş olduğundan kesinleşen ceza mahkemesi kararının işbu davaya etkisinin de tartışılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken mahkemece yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Bu suretle, davalı vekilinin bu yöne ilişkin karar düzeltme isteğinin kabulü ile Dairemizin 23/11/2015 gün ve 2015/12028 Esas 2015/12353 Karar sayılı bozma ilamının kaldırılarak kararın bu değişik gerekçe ile bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair karar düzeltme isteklerinin HUMK 442. maddesi gereğince REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 23/11/2015 gün ve 2015/12028 Esas 2015/12353 Karar sayılı bozma ilamının kaldırılarak kararın bu değişik gerekçe ile BOZULMASINA, ödediği karar düzeltme harcının isteği halinde karar düzeltme isteyene iadesine, 14.12.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.