
Esas No: 2016/178
Karar No: 2017/9610
Karar Tarihi: 20.12.2017
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/178 Esas 2017/9610 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ:Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 15.01.2009 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 12.11.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi bir kısım davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Dava, ortaklığın giderilmesi isteğine ilişkindir.
Davacılar vekili, 8195 ada 5 parsel sayılı taşınmazda ortaklığın satış suretiyle giderilmesini talep etmiştir.
Bir kısım davalılar ve davalı belediye davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, Davanın Kabulü ile; ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmiştir.
Hüküm, Bir kısım davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları iki taraflı, taraflar için benzer sonuçlar doğuran davalardır. Bu davalarda davalı da davacı gibi aynı haklara sahiptir.
Paydaşlığın (ortaklığın) satış yoluyla giderilmesi halinde dava konusu taşınmaz üzerinde bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçalar (muhdesat) varsa bunların arzla birlikte satılması gerekir. Ancak muhdesatın bir kısım paydaşlara (ortaklara) ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı tespit edilir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunur. Bulunan bu değerin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiği yüzdelik (%...) oran kurulmak suretiyle belirlenir. Satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesi de bu oranlar esas alınarak yapılır. Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılır.
Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmek ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir.
Somut olaya gelince;
Dava konusu taşınmaz üzerinde muhdesatlar mevcut olup, muhdesatın aidiyeti konusunda bir ihtilaf bulunmadığına göre, mahkemece Hükümde, taşınmazın toplam bedeli üzerinden, bedelin ne kadarının arza ne kadarının muhdesatlara isabet ettiği yüzdelik oran kurulmak suretiyle gösterilip bu oranlar doğrultusunda muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşlara, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara dağıtılmasına karar verilmesi gerekirken, bu usule uyulmadan arsa payından düşen bedel ve muhtesattan düşen bedel toplanıp toplamı üzerinden paydaşların alacağı bedelin belirlendiği, muhtesata düşen oran ayrıca gösterilmediği ve dağıtımın bu tabloya göre yapıldığı; muhdesatlara ilişkin oranlamanın açıklanan yönteme uygun şekilde yapılmadığı ve hükümde açıkça gösterilmediği anlaşılmakla;
Mahkemece, mahallinde yeniden keşif icra edilip, uzman bilirkişilerden yukarıda açıklanan yönteme uygun şekilde muhdesat oranlaması yapılması istenerek bilirkişilerden açık, denetime uygun rapor alınması, satıştan elde edilecek gelirin bu oranlara göre paylaştırılması ve bu hususun açıkça hükümde gösterilmesi gerekir; belirtilen hususlar gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeplerle kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle Bir kısım davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, 20.12.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.