8. Hukuk Dairesi 2010/814 E. , 2010/2556 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Katkı payı Alacağı
... ile ... aralarındaki katkı payı alacağı davasının reddine dair ...Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 25.10.2005 gün ve 176/835 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı ... vekili, evlilik birliği içinde edinilen 2060 ada 19 parselde 4 no.lu bağımsız bölümün davalı adına tapuya kayıtlı bulunduğunu, bedelinin vekil edeni tarafından ödendiğini açıklayarak, tapu kaydının iptali ile vekil edeni adına tesciline; iptal tescile ilişkin istekleri kabul edilmediği takdirde ise 30.000 TL katkı payı alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... vekili, uyuşmazlık konusu taşınmazın alımına davacının katkısının bulunmadığını açıklayarak, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, muvazaa hukuki nedenine dayalı davanın ispatlanamadığı gerekçesiyle reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, mal rejiminden kaynaklanan alacak isteğine ilişkindir. Olayları anlatmak taraflara hukuki niteleme hakime aittir. Davacı koca davalı kadın adına kayıtlı taşınmaz mal üzerinden katkı payı alacağı isteğinde bulunmuştur. Mahkemece hatalı niteleme ve yazılı gerekçe ile hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Taraflar 29.1.1973 tarihinde evlenmiş, yurtdışında .. Sulh Hukuk Mahkemesinin 20.6.1998 tarihinde kesinleşen hükmü ile boşanmalarına karar verilmiş, Kadıköy 1.Aile Mahkemesinin 2003/535 Esas, 2004/435 Karar sayılı tenfiz kararının 30.4.2004 tarihinde kesinleşmesi ile evlilik birliği son bulmuştur. Başka mal rejimi seçilmediğinden tarafların evlendiği 29.1.1973 tarihinden mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar 743 sayılı MK.nun 170. maddesi uyarınca “mal ayrılığı” rejimi geçerlidir. Eşler arasındaki mal rejimi TMK.nun 225/2. maddesi uyarınca boşanma davasının açıldığı tarih itibariyle sona ermiştir.
Dava konusu 2060 ada 19 parselde 16/380 arsa paylı B. Blok 4 no.lu bağımsız bölüm 19.12.1990 tarihinde davalı ... adına satın alma suretiyle tescil edilmiş, yargılama safhasında 12.3.2004 tarihinde intifa hakkı üzerinde bırakılarak dava dışı tarafların müşterek çocukları Tarkan Öztürk’e satış suretiyle devredilmiştir. Dava konusu taşınmazın edinim tarihinde eşler arasında 743 sayılı MK.nun 170. maddesi hükmü uyarınca mal ayrılığı rejimi geçerli olduğundan uyuşmazlığın Borçlar Kanunu’nun genel hükümlerine göre çözüme kavuşturulması gerekir. Buna göre, eşlerin birbirlerinin mal varlıklarının edinilmesine katkılarının kanıtlanması durumunda, taşınmazın dava tarihindeki değeri üzerinden katkı oranında alacak hakkı doğar. Somut olayda davacı ... 1973 yılından itibaren, davalı ... Öztürk ise 1980 yılından itibaren yurtdışında çalıştığını ileri sürmektedir. Mahkemece yapılacak iş; iddia ve savunma çerçevesinde taraf delillerinin toplanarak, tarafların evlenme tarihinden taşınmazın edinildiği tarihe kadar olan zaman dilimindeki eşlerin çalışmalarına ve gelirlerine ilişkin tüm belgeler getirtilerek dosya arasına konulması, gerekirse bunların Türkçe tercümeleri yaptırılmak suretiyle bu süre içindeki toplam gelirlerinin ayrı ayrı belirlenmesi, tarafların konumları, sosyal statüler gözetilerek herbirinin ayrı ayrı kişisel harcamalarının hesaplanması, ayrıca buna ek olarak davalı kocanın 743 sayılı MK. nun 152. maddesi uyarınca aileyi geçindirme yükümlülüğü uyarınca yapması gereken harcamaların da kişisel harcamalarına eklenerek toplam gelirlerinden ayrı ayrı düşürülmesi, davalı tarafın savunmasında ileri sürülen ve edinilen sair taşınmazların edinme tarihleri ve malik bilgilerinin de nazara alınması, bundan sonra dava konusu taşınmazın edinme tarihi itibarıyla eşlerin herbirinin ayrı ayrı yapabilecekleri toplam tasarruf miktarının bulunması, davacının toplam tasarruf miktarı karşısındaki katkı oranının tespiti, bulunan bu oranın taşınmazın dava tarihindeki sürüm değeri ile çarpılarak katkı payı alacağı miktarının saptanması gerekmektedir. Dairenin kararlılık kazanmış bu uygulaması ve kanun hükümleri gözardı edilerek, eksik araştırmaya dayanılarak yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru bulunmamıştır.
Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle usul ve kanuna aykırı bulunan hükmün HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA ve 15,60 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine 13.05.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.