8. Hukuk Dairesi 2009/6840 E. , 2010/2555 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tescil
... ile Hazine ve ... Köyü Tüzel Kişiliği aralarındaki tescil davasının kabulüne dair Pazarcık Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 30.06.2009 gün ve 147/586 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili dava dilekçesinde, mevkii ve sınırları belirtilen yaklaşık 30000 m2 yüzölçümlü taşınmazın vekil edeninin zilyet ve tasarrufunda olduğunu açıklayarak vekil edeni adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Hazine vekili, dava konusu taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Davalı ... köyü tüzel kişiliğine dava dilekçesi yöntemine uygun bir biçimde tebliğ edilmesine karşın yargılama oturumlarına katılmamıştır.
Mahkemece, teknik bilirkişi ...’nın 24.2.2009 günlü rapor ve krokisinde A harfiyle gösterilen 24642.22 m2 lik taşınmaz bakımından davanın kabulüne karar verilmesi üzerine hüküm davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik, imar ve ihya hukuksal sebeplerine dayalı olarak TMK. nun 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14 ve 17. maddeleri gereğince açılan tescil isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Dava konusu taşınmazın yapılan kadastro çalışmaları sırasında "çay yatağı" olarak tespit dışı bırakıldığı ve kadastro çalışmalarının 1967 yılında kesinleştiği Pazarcık Kadastro Müdürlüğünce bildirilmiştir. Kural olarak, çay yatağı olarak tespit dışı bırakılan bir yer TMK. nun 715. maddesi gereğince Devletin hüküm ve tasarrufu altında kalan yerlerden olup, imar ve ihyaya muhtaç yerlerden olduğunun kabulü gerekir. Dosyaya yansıyan bilgilere göre, Kartalkaya barajının yapılmasından sonra Aksu çay yatağının ortaya çıktığı anlaşılmaktadır. Kartalkaya barajının hangi tarihte yapımına başlandığı ve hangi tarihte bitirildiği konularında dosyada herhangi bir bilgiye rastlanılmamıştır. Yine, DSİ Genel Müdürlüğü tarafından Aksu çayının sedde kapsamına alındığı dosyadaki bilgilerden anlaşılmakla birlikte seddenin hangi tarihte DSİ tarafından yapılıp bitirildiği konusunda bir bilgide dosyada bulunmamaktadır. Tescili istenen taşınmazın çevresindeki bazı parsellerin hükmen sonuçlandığı, hükmen sonuçlanan dosyalara ait kesinleşmiş kararlar ve tapu kayıtları bulunmakla birlikte hüküm dosyaları getirtilip gözönünde tutulmamıştır. Aynı şekilde komşu diğer parsellerin kadastro tutanak ve ekleri de getirtilmemiştir.
O halde mahkemece yapılacak iş; öncelikle Kartalkaya barajının hangi tarihte tamamlandığı ve DSİ tarafından Aksu çayı çevresinde yapılan sedde çalışmalarının hangi tarihte sonuçlandığı hususlarının DSİ Genel Müdürlüğünden veya görevli ve yetkili Bölge Müdürlüğünden sorulması, barajın yapım tarihine ve seddenin başlama ve bitiş tarihine ilişkin bilgilerin getirtilerek dosya arasına konulması, tescili istenen taşınmaz ve çevre parseller ile Aksu çay yatağını gösterir biçimde birleşik paftanın Kadastro Müdürlüğünden getirtilerek dosyaya eklenmesi, bundan ayrı dava konusu taşınmaza komşu 1081, 1054 ve 1076 parsellere ait hüküm dosyalarının bulundukları yerlerden getirtilerek uyuşmazlığın çözümünde gözönünde tutulması, bu hüküm dosyalarına esas alınan teknik bilirkişi raporlarının dava konusu taşınmaz yönünü ne şekilde gösterdiği üzerinde durulması, yine aynı şekilde tescili istenen taşınmaza komşu görünen 1060, 1065, 1067, 1071 ve 1078 parsel sayılı kadastro parsellerine ait kadastro tutanak ve ekleri ile kadastro sırasında bu parsellere revizyon gören tapu ve vergi kayıtlarının, şayet bunlar hakkında da dava açılmış ve hükmen sonuçlanmışsa yukarıda açıklandığı gibi hüküm dosyalarının getirtilerek belirtildiği biçimde mahkemece değerlendirilmesi, komşu parsellere ait tapu ve vergi kayıtlarının taşınmaz yönünü ne şekilde gösterdiği üzerinde durulması, teknik bilirkişinin rapor ve krokisi eklenmek suretiyle dava konusu taşınmazın tapuda kayıtlı yerlerden olup olmadığının (çifte tapunun önlenmesi için) Tapu Sicil Müdürlüğünden sorulması, ondan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma ile hüküm kurulmuş olması usul ve kanuna aykırıdır.
Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulü ile yerel mahkeme hükmünün açıklanan nedenlerle ve HUMK.nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA, 13.05.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.