10. Hukuk Dairesi 2018/765 E. , 2018/899 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, 01.07.2011 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanması istemine ilişkindir.
Mahkemece, uyulan bozma ilamı sonrası konusu kalmayan dava hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına dair karar verilmiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dosya kapsamı incelendiğinde, bir önceki bozma ilamımızda, davacı isticvap edilerek, ihtilaf konusu 12.05.1992 - 13.04.2004 tarihleri arasındaki dönem yönünden talebinin açıklattırılması, bu dönemin iptalini talep edip etmediği, iptalini talep etmesi durumunda, 1479 sayılı Kanun kapsamında, kendi nam ve hesabına bağımsız çalışmanın tereddütsüz belirlenmesi ile davacının Kuruma yapmış olduğu tahsis başvuru tarihleri dikkate alınarak, 1479 sayılı Yasa’nın 35. maddesi çerçevesinde prim borcunun bulunup bulunmadığı yönünde değerlendirme yapılması hususları belirtilmiş olup, uyulan bozma sonrası, davacı, ilgili dönemlerde çalışmadığını, çalışma süresini dondurduğunu, ihtilaflı dönemin iptalini istemediğini, bu dönemde sigortalı olmadığını, prim borcunun tamamını ödediğini belirtmiş, mahkemece, davacının 5400 hizmet günü ve 58 yaşını doldurması nedeniyle 02.02.2015 tarihli tahsis talebine istinaden 01.03.2015 tarihinden itibaren 5510 sayılı Yasa’nın 4/1-b maddesi nazarında yaşlılık aylığı bağlandığından bahisle, konusu kalmayan dava hakkında, karar verilmesine yer olmadığına dair karar verildiği anlaşılmış ise de, söz konusu hüküm yerinde görülmemiştir.
Mahkemece, davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına şeklinde karar verilebilmesi için, uyuşmazlık konusu çekişmenin ortadan kalkması, başka bir anlatımla; her iki tarafında davanın esası hakkında karar verilmesinde hukuki yararının kalmamış olması gerekir.
Belirtilen açıklamalar ışığında dava konusu olaya dönüldüğünde, gerek davacının ihtilaf konusu dönem yönünden iptal talebinin olmaması, gerek de
01.07.2011 tarihinden itibaren aylık bağlanmasına yönelik talebi dikkate alındığında, söz konusu taleplerin hiçbirinin Kurumca karşılanmadığı ve bu kapsamda davanın konusuz kalmadığı belirgin olduğundan, mahkemece, her bir talep yönünden değerlendirme yapılıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 13.02.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.