16. Ceza Dairesi 2020/3316 E. , 2021/2395 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ceza Dairesi
Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma
..., ..., ..., Seral
Ünsal, ..., ... yönünden
21.07.2016,
..., ..., S...yönünden 29.07.2016,
..., ..., ..., T... yönünden 03.08.2016,
... yönünden 04.08.2016,
... yönünden 05.08.2016,
... yönünden 13.08.2016,
... yönünden 15.08.2016
Hüküm : Sanıklar; ..., ..., ...,
..., ..., ...,
..., ..., ...,
..., ..., ...,
..., ..., ...,
... haklarında ayrı ayrı; 5237 sayılı TCK"nın
314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK"nın 62/1, 53,
58/9, 63 maddeleri uyarınca cezalandırılması, belli
haklardan yoksun bırakılması, mükerrirlere özgü infaz
rejimi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanması
yönündeki Adana 2. Ağır Ceza Mahkemesinin
15.11.2018 gün ve 2017/53 Esas - 2018/407 Karar
sayılı kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun
düzeltilerek esastan reddi,
Sanıklar ..., ..., ...,
... haklarında ayrı ayrı; 5237 sayılı
TCK"nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK"nın
62/1, 53, 58/9, 63 maddeleri uyarınca cezalandırılması,
belli haklardan yoksun bırakılması, mükerrirlere özgü
infaz rejimi ve denetimli serbestlik tedbiri
uygulanması yönündeki Adana 2. Ağır Ceza
Mahkemesinin 15.11.2018 gün ve 2017/53 Esas -
2018/407 Karar sayılı kararına karşı yapılan istinaf
başvurusunun esastan reddi
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;
Temyiz edenlerin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebeplerine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
Hükmedilen cezanın süresine göre koşulları bulunmadığından sanıklar ... ve ... ile sanık ... müdafiinin duruşmalı inceleme istemlerinin CMK"nın 299. maddesi uyarınca REDDİNE,
Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
Vicdani kanaatin oluştuğu, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... hakkında Bölge Adliye Mahkemesi Ceza Dairesinin, 5271 sayılı CMK"nın 280/1-e maddesi gereğince duruşma açıp sonucuna göre aynı Kanun maddesinin 2. fıkrası gereğince İlk Derece Mahkemesi hükmünü kaldırarak yeniden hüküm kurması gerekirken, kanun maddesine yanlış anlam yüklenerek duruşma açmaksızın evrak üzerinde İlk Derece Mahkemesince belirlenen hapis cezalarında indirim yapılması aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Silahlı terör örgütüne üye olma suçu temadi eden suçlardan olup yakalanma ile temadi kesileceğinden Bölge Adliye Mahkemesi karar başlığında sanık ... yönünden suç tarihinin “16.08.2016” olarak yazılması ve İlk Derece Mahkemesi gerekçeli karar başlığında sanıklar ... ve ... için suç tarihinin ‘21.07.2016’ olarak belirtilmesi gerekirken‘ 15.08.2016’ olarak yazılması, sanık ... için suç tarihinin ‘05.08.2016’ olarak belirtilmesi gerekirken ‘15.08.2016’ olarak yazılması, sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... için suç tarihinin ‘21.07.2016’ olarak belirtilmesi gerekirken ‘22.07.2016’ olarak yazılması, sanık ... için suç tarihinin ‘04.08.2016’ olarak belirtilmesi gerekirken ‘16.08.2016’ olarak yazılması, sanık ... için suç tarihinin ‘13.08.2016’ olarak belirtilmesi gerekirken‘ 16.08.2016’ olarak yazılması, sanık ... için suç tarihinin ‘29.07.2016’ olarak belirtilmesi gerekirken‘ 30.07.2016’ olarak yazılması mahallinde düzeltilmesi mümkün yazım hataları olarak kabul edilmiştir.
I-Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik yapılan temyiz incelemesinde;
Sanık ... hakkında silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan kurulan mahkumiyet hükmünde 3713 sayılı Kanunun 5/1. maddesi uygulanarak tayin edilen "9 yıl 9 ay" hapis cezasından TCK"nın 62. maddesi uyarınca 1/6 oranında indirim yapılması esnasında sonuç cezanın "8 yıl 1 ay 15 gün" hapis cezası olarak belirlenmesi gerekirken yazılı şekilde "7 yıl 13 ay 15 gün” olarak hatalı hesaplanması suretiyle eksik ceza tayini aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükümlere esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımların kanuni bağlamda
şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla; sanıklar ..., ..., ..., ...,..., ..., ..., ..., ... ile sanıklar ..., ..., ..., ...,...,...,...,...,..., ..., ..., ..., ... müdafilerinin temyiz dilekçelerinde ileri sürdükleri nedenler yerinde görülmediğinden CMK’nın 302/1. maddesi gereğince temyiz davasının esastan reddiyle hükümlerin ONANMASINA,
II-Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... hakkında kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik yapılan temyiz incelemesinde;
a-)Sanık ... yönünden;
Kovuşturma aşamasında kendisinin seçtiği bir müdafii bulunmadığı gibi CMK"nın 156. maddesi uyarınca da hakkında re"sen bir müdafii görevlendirilmeyen sanığın, silahlı terör örgütü üyeliği suçundan yargılanması yapıldığı dikkate alındığında, CMK"nın 150. maddesinin 2 ve 3. fıkraları uyarınca hakkında müdafi görevlendirilmesinin zorunlu olduğu, Anayasanın 36 ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddelerinde teminat altına alınan adil yargılanma ilkesine aykırı olacak ve savunma hakkının kısıtlanmasını doğuracak biçimde kovuşturmada müdafi hazır bulundurulmaksızın hakkında mahkumiyet hükmü kurulmak suretiyle CMK"nın 150/3, 188/1, 197/1 ve 289/1-a-e maddelerine muhalefet edilmesi,
b-)Sanıklar ..., ..., ..., ... yönünden;
Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 20.10.2009 gün ve 2009/1-85/242 sayılı kararında açıklandığı üzere; sanıklardan birisinin savunulmasının diğer sanık yönünden savunmada zaafiyet yarattığı durumlarda menfaat uyuşmazlığı bulunduğunun kabulü gerektiği; sanıklar ... ile ...’ün ve sanıklar ... ile ...’ın karı koca oldukları, sanık ...’ın ve sanık ...’ın kendi adlarına kayıtlı hatların eşleri olan diğer sanıklar tarafından kullanıldığı, sanıklar Ercan ve Murat’ın bu hatları kendilerinin kullandıklarını belirtmeleri ile sanıklar Tuğba ve Fatma’nın da bu hatları kullanmadıklarına ilişkin savunmaları nazara alındığında, aynı avukat tarafından savunulmaları nedeniyle menfaat çatışmasının oluştuğu anlaşılmakla; sanıkların ayrı ayrı müdafiler yerine ortak müdafiler tarafından savunmalarının yapılması suretiyle 1136 sayılı Avukatlık Kanununun 38/1 ve 5271 sayılı CMK’nın 152. maddelerine aykırı davranılması,
c-)Sanık ... yönünden;
Sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Anayasanın 138/1. maddesi hükmü, TCK"nın 61. maddesinde düzenlenen cezanın belirlenmesi ve bireyselleştirilmesine ilişkin ölçütlerle 3/1. maddesinde düzenlenen orantılılık ilkesi çerçevesinde, suçun işleniş biçimi, işlenmesinde kullanılan araçlar, işlendiği zaman ve yer, suç konusunun önem ve değeri, meydana gelen tehlike ile sanığın kasta dayalı kusurunun ağırlığı, güttüğü amaç ve saik de göz
önünde bulundurularak makul bir cezaya hükmedilmesi gerekirken, yalnızca suçun
unsuru olan ByLock isimli programın teşdit sebebi olarak belirtilemeyeceği gözetilmeksizin sanık hakkında yazılı şekilde fazla ceza tayini,
d-)Sanıklar ... ve ... yönünden;
Sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 08.04.2008 tarih ve 9-18-78 sayılı kararında açıklandığı üzere; etkin pişmanlık hükümlerinin amacı, bir yandan terör ve örgütlü suçlarla mücadele bakımından stratejik önemi nedeniyle en etkili bilgi edinme ve mücadele araçlarından olan örgütün kendi mensuplarını kullanmak, diğer taraftan da suç işlemeyi önlemek, mensup olduğu yasa dışı örgütün amaçladığı suçun işlenmesine engel olanları ve işlediği suçtan pişmanlık duyanları cezalandırmayarak ya da cezalarında belli oranlarda indirim yaparak yeniden topluma kazandırmaktır.
TCK’nın 221/4. fıkrasının 2. cümlesinden yararlanabilmek için; failin yakalandıktan sonra bilgisi ölçüsünde örgüt içerisindeki konumuyla uyumlu şekilde kendisinin ve diğer örgüt üyelerinin eylemleri, örgütün yapısı ve faaliyetleriyle ilgili yeterli ve samimi bilgi vererek suçtan pişmanlığını söz ve davranışlarıyla göstermesi gerekmektedir. Bu bilgi maddenin üçüncü fıkrasında aranan, örgütü çökertecek nitelikteki bilgi değildir. Verilen bilginin önemi cezanın belirlenmesinde dikkate alınmalıdır (Dairemizin 12.05.2015 tarih, 2015/1426 E. 2015/1292 K. 26.10.2015 tarih, 2015/1565-3464 K.).
TCK’nın 221/4. fıkrasının 2. cümlesi kapsamında etkin pişmanlıkta bulunulduğunun kabulü halinde bu suçtan dolayı verilecek cezada 1/3’ten 3/4’e kadar bir indirim yapılacağı öngörülmektedir. Buna göre belirlenen cezadan en az 1/3, en fazla 3/4 oranında bir indirim yapılacaktır. Bu iki sınır arasında yapılacak indirim, verilen bilginin niteliği, örgütün yapısı ve faaliyetleri çerçevesinde işlenen suçlarla ya da diğer örgüt mensuplarının tespiti ile ilgili olmak üzere elverişlilik derecesi, ceza soruşturması ya da kovuşturmasının hangi aşamasında etkin pişmanlıkta bulunulduğu gibi kıstaslar nazara alınarak mahkeme tarafından takdir ve tayin edilecektir.
Bu açıklamalar ışığında, somut olay değerlendirildiğinde; silahlı terör örgütüne üye olduğu ve TCK’nın 221/4-2. cümlesinde öngörülen etkin pişmanlık şartlarını taşıdığı anlaşılan sanıkların 7. celsede etkin pişmanlık kapsamında beyanda bulundukları anlaşılmakla sanıkların detaylı olarak etkin pişmanlık kapsamında beyanlarının alınarak, ByLock tespit ve değerlendirme tutanaklarında sanıkların arkadaşı olarak ekli kişilerin sanıklara sorulması, dosya kapsamı ve delillere göre, soruşturma ve yargılama aşamasında örgütte kaldığı süre ve konumu itibarıyla, örgütün yapısı, faaliyetleri ve diğer örgüt mensupları ile ilgili verdiği bilgilerin, niteliği ve faydalılık derecesi ile yargılama sürecinde etkin pişmanlıkta bulunulan aşama gözetilerek dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun bir indirim yapılması gerekirken yeterli ve hukuki gerekçe gösterilmeksizin TCK"nın 221. maddesinde yazılı etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı, sanıklar..., ..., ..., ..., ..., ..., sanıklar..., ..., ..., ..., ..., ..., ...
, ... müdafileri ve sanıklar ..., ... eşlerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı CMK"nın 302/2. maddesi uyarınca BOZULMASINA, atılı suç için kanun maddelerinde öngörülen ceza miktarı, mevcut delil durumu ve bozma nedeni gözetilerek tutuklu sanıkların tutukluluk halinin devamına, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304. maddesi uyarınca dosyanın, Adana Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesine kararın bir örneğinin bilgi için Adana 2. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 29.03.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.