14. Hukuk Dairesi 2016/1139 E. , 2017/9584 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ: Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 20.08.2014 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 04.06.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi bir kısım davalılar tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava ortaklığın giderilmesi talebine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, bir kısım davalılar muhdesat iddialarının dikkate alınmadığ sebebiyle temyiz etmiştir.
Paydaşlığın (ortaklığın) satış yoluyla giderilmesi halinde dava konusu taşınmaz üzerinde bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçalar (muhdesat) varsa bunların arzla birlikte satılması gerekir. Ancak muhdesatın bir kısım paydaşlara (ortaklara) ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı tespit edilir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunur. Bulunan bu değerin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiği yüzdelik (%.....) oran kurulmak suretiyle belirlenir. Satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesi de bu oranlar esas alınarak yapılır. Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılır.Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmek ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir.
Paydaşlığın (ortaklığın) satış suretiyle giderilmesine ilişkin davalarda taşınmaz üzerinde bulunan bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçaların (muhdesat) kime ait olduğu konusunda uyuşmazlık olup da bunlar üzerinde bazı paydaşların (ortaklar) hak iddia etmeleri ve öncelikle bu uyuşmazlığın giderilmesini istemeleri halinde o paydaşa görevli mahkemede dava açmak üzere HMK"nın 165. maddesi uyarınca uygun bir süre verilmelidir. Mahkemece verilen süre içerisinde dava açıldığı takdirde sonucunun beklenmesi, açılmadığı takdirde o konuda uyuşmazlık yokmuş gibi davaya devam edilmesi gerekir.
Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları iki taraflı, taraflar için benzer sonuçlar doğuran davalar olup, sonuçta kazanan ve kaybeden taraftan söz edilemeyeceğinden yargılama giderleri ve vekalet ücretinin taraflara payları oranında yükletilmesi gerekir.
Somut olaya gelince;
1- Bir kısım davalıların temyiz dilekçelerinde muhdesat iddialarının hangi parsellere ilişkin olduğuna dair açık beyanlarının bulunmaması karşısında, 20.04.2015 havale tarihli inşaat bilirkişisi raporuna göre, dava konusu 289 ada 29 parsel sayılı taşınmazdaki 2 nolu bağımsız bölüm ve 643 ada 121 parseldeki 12 nolu bağımsız bölümün mesken niteliğinde olduğu, 3237 ada 7, 8 ve 9 parsel, 3208 ada 10 parsel ile 3238 ada 2 ve 3 parsel sayılı taşınmazların boş arsa niteliğinde olduğu, 3204 ada 2 parsel, 3205 ada 1 parsel ve 409 ada 55 parsel sayılı taşınmazların üzerinde briket duvarlı basit baraka tarzında oto yıkama-yağlama dükkanının bulunduğu, inşaat ruhsatının bulunmadığı, geçici yapının yaşı ve durumuna göre ekonomik değerinin bulunmadığı anlaşıldığından, dava konusu 289 ada 92 parsel 2 nolu bağımsız bölüm, 643 ada 121 parsel 12 nolu bağımsız bölüm, 3204 ada 2 parsel, 3205 ada 1 parsel, 3208 ada 10 parsel, 3238 ada 2-3 parseller ve 3237 ada 7-8-9 parseller, 409 ada 55 parsel sayılı taşınmazlar yönünden mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler; yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine uygun olduğundan, yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,
2- Dava konusu 3237 ada 18 parsel sayılı taşınmaz yönünden ise; bir kısım davalıların muhdesat iddiası bulunduğundan tarafların muhdesatın aidiyeti konusundaki beyanları alınması, muhdesatın aidiyeti konusunda uyuşmazlık olup da bunlar üzerinde bazı paydaşların (ortaklar) hak iddia etmeleri ve öncelikle bu uyuşmazlığın giderilmesini istemeleri halinde o paydaşa görevli mahkemede dava açmak üzere HMK"nın 165. maddesi uyarınca uygun bir süre verilmesi, mahkemece verilen süre içerisinde dava açıldığı takdirde sonucunun beklenmesi, açılmadığı takdirde o konuda uyuşmazlık yokmuş gibi davaya devam edilmesi, muhdesatın aidiyeti konusunda tarafların uzlaşması veya muhdesatın aidiyetinin tespiti hakkında açılan dava sonucunda paydaş veya bazı paydaşlara aidiyetine karar verilmesi halinde bilirkişilerden yukarıda anlatılan ilkeler ışığında 3237 ada 18 parsel sayılı taşınmazda dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerlerinin ayrı ayrı tespit edildiği, taşınmazın tüm değerinin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiği yüzdelik (%.....) oran kurulmak suretiyle belirlendiği ek rapor alınması, satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesinde de bu oranlar esas alınarak muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılmasna yönelik karar verilmesi gerekirken bir kısım davalıların muhdesat iddiası dikkate alınmadan yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu parsel yönünden bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle bir kısım davalıların dava konusu 289 ada 92 parsel 2 nolu bağımsız bölüm, 643 ada 121 parsel 12 nolu bağımsız bölüm, 3204 ada 2 parsel, 3205 ada 1 parsel, 3208 ada 10 parsel, 3238 ada 2-3 parseller ve 3237 ada 7-8-9 parseller, 409 ada 55 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin temyiz itirazlarının reddine, hükmün bu parsellere ilişkin kısmının ONANMASINA, taşınmaz malın satış bedelinden payına düşecek paranın % 011,38 oranında hesaplanacak onama harcından peşin alınan 27.70 TL’nin mahsubu ile bakiyesinin temyiz edene yükletilmesine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle dava konusu 3237 ada 18 parsel sayılı taşınmaz yönünden bir kısım davalıların temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 20.12.2017 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY
Davacılar ... ve... diğer taşınmaz kayıt maliklerine karşı açtıkları davada paydaşlığın giderilmesini istemişlerdir.Davacılardan ... 03.12.2014 tarihinde davadan feragat ettiğini beyan etmiştir.
Feragat, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir. ( HMK m 307 ) Feragat, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. ( HMK m 311 ) Feragatın hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir. ( HMK m 309/2 ) Davacının davadan feragat etmesi üzerine mahkemece bu davacı yönünden davanın feragat nedeniyle reddine karar vermesi gerekir. Davasından feragat eden davacının davada haksız çıktığı kabul edilerek mahkemece yargılama giderlerinden sorumlu tutulmalıdır.Davalıların temyiz dilekçelerinin 3.maddesinde yazılı temyiz itirazlarının da kabul edilmesi gerektiğini düşünüyorum.