Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2010/21324 Esas 2011/1541 Karar Sayılı İlamı

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı tarafından iflasın ertelenmesine karar verilen borçlu şirket aleyhinde, iş mahkemesince hüküm altına alınan 8.618.YTL işçi alacağının tahsili için 26.06.2009 tarihinde ilamlı takip başlatılmıştır. Borçlu şirket vekili, bu alacağın İİK.nun 179/b maddesi gereğince iflasın ertelenmesinden 1 yıl öncesinde doğmadığından takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, takip konusu iş mahkemesi ilamında hüküm altına alınan 250,00.YTL"nin işçi alacağı niteliğinde olduğu, ıslah ile istenen ve hüküm altına diğer kısmın ise, işçi alacağı vasfında olmadığı, adi alacak niteliğinde olduğu gerekçesiyle 250,00.YTL işçi alacağı ve ferileri yönünden takibin iptaline karar verilmiştir.
İİK.nun 179/6.maddesinde; "Erteleme kararı üzerine borçlu aleyhine 6183 Sayılı Kanuna göre yapılan takiplerde dahil olmak üzere hiçbir takip yapılamaz ve evvelce başlamış takipler durur..." Aynı maddenin 3.bendinde ise; "206.maddenin birinci sırasında yazılı alacaklar için haciz yoluyla takip yapılabilir." Yine İİK.nun 206/1.maddesinde; "İşçilerin, iş ilişkisine dayanan ve iflasın açılmasından önceki 1 yıl içinde tahakkuk etmiş ihbar ve kıdem tazminatları dahil alacakları ile iflas nedenleriyle iş ilişkisinin sona ermesi üzerine hak etmiş oldukları ihbar ve kıdem tazminatları bakımından haciz yolu ile takip yapılmasının mümkün olduğu" düzenlenmiştir.
İİK.nun 206.maddesinde yazılı bulunan "iflasın açılmasından önceki bir yıl" ifadesiyle belirlenen sürenin, iflasın ertelenmesinde "erteleme kararının verildiği tarihten önceki bir yıl" ve sonrası olarak kabulü gerekir.
İİK.nun 206/1.maddesinde öngörülen alacağın tahakkuk tarihi (somut olayda ilam tarihi) 28.05.2009 olup, iflasın ertelenmesi tarihinden(04.03.2008"den) sonraki bir tarihtir. Bu durumda, açılan davalar birbirini tamamlayan davalar olup, alacaklı söz konusu istinadan ilamda hükmedilen tüm alacak kalemleri için yararlanma hakkına sahiptir. Mahkemece istemin tümden kabulü yerine kısmen kabulüne karar verilmesi isabetsizdir.   
SONUÇ :Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 22/02/2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.