7. Ceza Dairesi 2017/12754 E. , 2018/821 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5411 sayılı Kanuna muhalefet
HÜKÜM : Hükümlülük
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
O yer Cumhuriyet Savcısının 01.06.2016 havale tarihli dilekçesiyle temyiz isteğinden vazgeçtiği görülerek yapılan incelemede;
I-Katılanlar ..., ... ve ... vekillerinin temyiz taleplerinin incelenmesinde;
Hükmü temyize hakkı bulunmayan ve tefhim edilen hükmü yasal süresinden sonra 03/06/2016 tarihinde temyiz etmiş bulunan katılanlar vekillerinin temyiz talebinin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK.nun 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
II-Sanıklar ..., ... ve ... müdafileri ve katılan banka vekilinin temyiz taleplerinin incelenmesinde ise;
Sanıklar ... ve ... hakkında hüküm kurulurken 5237 sayılı TCK.nun 61/5. maddesi uyarınca zincirleme suç hükümleri uygulandıktan sonra sırasıyla şahsi sebeplere ilişkin hükümler ile taktiri indirim maddelerinin uygulanması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde temel ceza üzerinden TCK.nun 39. maddesi gereği indirim yapıldıktan sonra zincirleme suç hükümlerinin uygulanması sonuca etkili görülmediğinden bozma nedeni yapılmamıştır.
Dairemizin 20/10/2015 tarih ve 2015/18079 Esas ve 2015/22187 Karar sayılı ilamının 3 numaralı fıkrasında mahkeme tarafından hükme esas alınan bilirkişi raporunda belirtilen banka zararı miktarı hususunda tereddüt oluştuğundan bahisle bozma kararı verilmesi üzerine mahkemece bozma ilamına uyularak aynı bilirkişi heyetinden alınan iki adet ek raporun dosya içerisine alındığı; 11/03/2016 havale tarihli talimat cevabı ekindeki ek raporda toplam zimmet miktarının 8.074.774,37 TL olduğu belirtilmesine rağmen mahkemece hükme esas alındığı belirtilen 13/05/2016 havale tarihli talimat cevabı ekindeki ek raporda toplam zimmet miktarının 8.431.644,74 TL olarak belirtildiği, aynı raporda sanığın hesaplardan çekilişini yaptığı miktarlara itibar edildiği belirtilmesine rağmen, her iki rapor arasındaki miktar artışının ikinci raporda 1...4. ve 5. başlıklarda yapılan hesaplamalarda mudilerin hesaplarından yapılan usulsüz işlemlerin 31.08.2009 tarihi itibariyle hesaplanan risk tutarlarının esas alınmasından kaynaklandığı, banka zimmet miktarının hesaplanmasında risk tutarları yerine sanığın uhdesinde kalan miktarın esas alınması gerektiği, dolayısıyla gerçek zimmet miktarının sanığın da lehine olduğu anlaşılan ve 11/03/2016 havale tarihli raporda belirtilen 8.074.774,37 TL olduğu gözetilmeden yazılı şekilde fazla cezaya hükmedilmesi,
Yasaya aykırı, katılan banka vekilinin ve sanıklar müdafilerinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden ve bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK.nun 322. maddesi uyarınca; hükmün 8. fıkrasının 1.bendinde ""sanık ..."ın tek başına sebebiyet verdiği ve bilirkişi tarafından hesaplanan bankanın zararı olan"" ibaresinden sonra gelen ""8.431.644,74 TL"den"" ibaresinin hükümden çıkartılarak "8.074.774,37 TL"den"" ibaresinin eklenmesi, devamında ""bakiye kalan"" ibaresinden sonra gelen ""5.711.833,52 TL"nin"" ifadesinin çıkartılarak yerine ""5.354.966,15 TL"" ifadesinin eklenmesi, aynı fıkranın 2. bendinde nispi harç tutarı olan ""390.175,35 TL"" ifadesinin çıkartılarak yerine ""365.797,738 TL"" ifadesinin eklenmesi, aynı fıkranın 3. bendinde yer alan ""5.711.833,52 TL"" ifadesi yerine ""5.354.966,15 TL"" ifadesinin eklenmesi ve nispi vekalet ücretinin çıkartılarak yerine ""118.749,66 TL"" ifadesinin eklenmesi ve hükmün diğer yönlerinin aynen bırakılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, kararın niteliğine ve tutukluluk tarihine göre sanık ..."ın tutukluluk halinin devamına, 25/01/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.