Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/19387
Karar No: 2015/4488
Karar Tarihi: 31.3.2015

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2014/19387 Esas 2015/4488 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2014/19387 E.  ,  2015/4488 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ADANA 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 09/09/2013
    NUMARASI : 2009/681-2013/486

    Taraflar arasındaki davadan dolayı Adana 2.Asliye Hukuk Hakimliğinden verilen 09.09.2013 gün ve 2009/681 Esas 2013/486 Karar sayılı hükmün bozulmasına ilişkin olan 9.6.2014 gün ve 21714-11281 sayılı kararın düzeltilmesi süresinde davacılar vekili tarafından istenilmiş olmakla, dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü:

    -KARAR-

    Karar düzeltme dilekçesinde yazılı nedenler HUMK"un 440.maddesinde gösterilen dört halden hiçbirine uymamaktadır. Bu nedenle, 6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollamasıyla karar düzeltme isteğinin REDDİNE, davacılardan usulün 442/3. maddesi ve 4421 sayılı Yasa gereğince takdiren 248.00."er-TL para cezası ile 57.60.-TL red harcının alınarak Hazineye gelir kaydına, 31.3.2015 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

    -K A R Ş I OY-

    Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı miras payı oranında tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.
    Davacılar, mirasbırakan anneleri Zekiye"nin 23 ve 314 parsel sayılı taşınmazlarda eşi Mustafa"dan mirasen intikal eden paylarını aynı konutta birlikte oturduğu kızı davalı Derya"ya diğer çocuklarından mal kaçırmak amacıyla ara malik kullanarak satış gösterilmek suretiyle devredildiğini, temlikin bedelsiz ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek eldeki davayı açmışlardır
    Davalı, mirasbırakanın geçimini temin edebilmek ve sağlık harcamaları için paraya ihtiyacı olduğunu, Bağ-kur maaşının yetmediğini bu nedenle taşınmazlardaki payını üçüncü kişiye satış suretiyle devrettiğini daha sonra bedelini ödeyerek üçüncü kişiden satın aldığını, satışın gerçek satış olup mal kaçırma kastının bulunmadığını savunmuştur.
    Mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar, davalının temyizi üzerine, Dairece “...hasta, bakıma muhtaç olan başka geliri bulunmayan murisin paraya ve mal satmaya ihtiyacı olduğu, bu nedenle taşınmazların üçüncü kişiye satıldığı, davalının eşinin annesinden kalan dükkanı satarak dava konusu taşınmazları bedeli karşılığında A.. Ö.. isimli kişiden geri aldığı, mirasbırakanın mal kaçırmasını gerektirecek bir sebep bulunmadığı anlaşılmakta olup, HMK" nun 190., TMK"nun 6. maddeleri uyarınca davacıların muvazaa iddiasını kanıtlayamadığı, bir başka ifade ile temlikin gerçek satış olduğu sonucuna varılmakla…davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru değildir.’’ gerekçesiyle bozulmuş, davacıların karar düzeltme istemi de, sayın çoğunluğun kararıyla reddedilmiştir.
    Bilindiği üzere; uygulamada ve öğretide “ muris muvazaası” olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf- nitelikli)muvazaa türüdür. İrade ve beyan arasında bilerek yaratılan uyumsuzluk şeklinde tanımlanan muvazaa, hukukumuzda, Türk Borçlar Kanununun 19.(BK. 18.) maddesinde düzenlenmiş, anılan madde de “ Bir sözleşmenin türünün ve içeriğinin belirlenmesinde ve yorumlanmasında, tarafların yanlışlıkla veya gerçek amaçlarını gizlemek için kullandıkları sözcüklere bakılmaksızın, gerçek ve ortak iradeleri esasa alınır.” hükmüne yer verilmiştir.
    Muvazaa, tarafların üçüncü kişileri aldatmak amacı ile kendi gerçek iradelerine uymayan ve aralarında hüküm ve sonuç doğurmayan görünüş yaratmak konusunda anlaşmalarıdır. Muvazaada gizli işlem şekle bağlıysa ve bu gizli işleme ilişkin irade açıklamaları şekle uygun yapılmamışsa, görünüşteki işlem yapılırken yasaların öngördüğü şekle uyulmuş olması, gizli işlemdeki şekle aykırılığı gidermez. Bu durumda, görünüşteki işlem tarafların gerçek iradelerini yansıtmadığından sonuç doğurmayacağı gibi, gizli işlem de şekle aykırılıktan dolayı geçersizdir. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarih, ½ sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere, miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tesbiti ve buna dayanılarak oluşturulan tapunun iptalini isteyebilirler.
    Muris muvazaası davalarında, miras bırakanın temlik yapmaktaki gerçek irade ve amacının ortaya çıkarılması esastır.
    Somut olayda; mirasbırakan Z.. T.."in 14.05.2009 tarihinde öldüğü, çocukları olan davacılar ile davalının mirasçı olarak kaldığı, mirasbırakan Zekiye"nin eşi Mustafa"dan mirasen intikal eden 828 ada 314 parsel sayılı taşınmazdaki (5/20) payı ile 1469 ada 23 parsel sayılı taşınmazdaki (5485/103560) payını Adana 4. Noterliğinden verilen 28.01.2003 tarih,1928 sayılı vekaletnama gereğince yetkili vekili D.. S.. tarafından A.. Ö.."e 02.05.2006 tarihinde 21.000,00TL bedelle satıldığı, A.. Ö.."in söz konusu payları 12.06.2006 tarihinde 31.000,00 TL bedelle davalı D.. S.."e satış suretiyle devrettiği kayden sabittir.
    Davalı Derya"nın kabulüne göre, 1976 yılından itibaren anne ve babası ile birlikte 23 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki iki katlı evde yaşadıkları, tanık beyanlarına göre de, anne ve babanın maddi desteği ile davalının eşine ticari taksi alındığı, emekli olmasının sağlandığı, 2002 yılında baba Mustafa"nın ölümünden sonra da anne Zekiye"nin davalı kızı ile birlikte yaşamaya devam etiği, davacıların anneleri ile görüşmelerinin davalı Derya tarafından engellendiği davacıların annelerini bir kez polis aracılığıyla görebildikleri, maddi ve manevi bağ kurabilmelerinin bizzat davalı tarafından engellendiği saptanmıştır.
    Davaya konu edilen pay devirlerinin yapıldığı 2006 yılında mirasbırakan Zekiye 80 yaşında olup 2003 yılında davalı Derya"ya verdiği vekaletname kullanılarak, Zekiye yetkili vekili sıfatıyla davalı tarafından A.. Ö.."e satış suretiyle pay temliki yapılmış, beş ay sonrada aynı payları davalı devralmıştır. Mirasbırakanın zorunlu ihtiyaçları ve sağlık giderleri nedeniyle pay satışının yapıldığı savunulmuş ise de; Bağ-Kur maaşı ve sosyal güvencesi olan Zekiye"nin oturduğu evini ve tüm mal varlığını satmasını gerektirir yaşlılık hastalıkları dışında hastalığı ve çok paraya ihtiyacı olduğu kanıtlanamadığı gibi satış bedelinin ne şekilde harcandığı da ispat edilememiş satışa rağmen taşınmazları davalı ve mirasbırakan kullanmaya devam etmişlerdir.
    Yukarıda belirtilen ilkeler, tanık beyanları tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; mirasbırakan Zekiye ve eşi Mustafa"nın yıllarca birlikte yaşadıkları davalı ve ailesine baktıkları, maddi destekte bulundukları, 2002 yılında baba Mustafa"nın ölümünden sonra davalı Derya"nın davacı kardeşlerinin anneleri Zekiye ile görüşmelerini engellediği, mirasbırakanın Bağ-Kur emeklisi olup sağlık güvencesinin bulunduğu, 2003 yılında mirasbırakanın davalıya verdiği vekaletname kullanılarak, 2006 yılında dava konusu taşınmazlardaki payların dava dışı Ahmet"e satıldığı, işlemin yapıldığı 2006 yılında mirasbırakanın 80 yaşında olduğu tüm mal varlığını satmasını gerektirir bir ihtiyacı olmadığı gibi ev hanımı olan davalının payları alabilecek gelirinin de bulunmadığı, temliklerin ölümden sonra duyulduğu, mirasbırakanın birlikte yaşadığı kızını kayırmak için ara malik kullanarak davacı çocuklarından mal kaçırmak kastıyla tüm malvarlığını bedelsiz ve muvazaalı olarak davalıya devrettiği açıktır.
    Belirtilen bu nedenlerle; davacıların karar düzeltme talebinin kabulü ile, Dairenin bozma kararının kaldırılarak mahkeme kararının onanması görüşünde olduğumuzdan sayın çoğunluğun görüşüne katılamıyoruz.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi