17. Hukuk Dairesi 2015/7098 E. , 2018/3778 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün temyizen tetkiki taraf vekillerince talep edilmiş, davalılar ... ve ... vekilince de duruşma istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 03.04.2018 Salı günü taraflardan gelen olmadı. Temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, davalıların sürücüsü, maliki ve zorunlu trafik sigortacısı olduğu aracın müvekkilinin kullandığı motorsiklete çarpması sonucu müvekkilinin malul kaldığını, yüzünde sabit iz oluştuğunu, müvekkilinin deri elbise giyim imalatında makineci olduğunu, ameliyat olduğunu, uzun süre iş ve gücünden kaldığını, ömür boyu çalışamayacağını, tedavisi için sürekli hastaneye gidip geldiğini, evine pansumancı geldiğini, tedavi için ilaç aldığını, elem çektiğini beyanla, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL ameliyat, tedavi, ilaç, pansuman, yol vs. masrafı, ömür boyu çalışamayacak olması nedeniyle 2.000,00 TL maddi tazminat ile 10.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalılardan (davalı ... şirketi sadece maddi tazminattan poliçe limitiyle sorumlu) müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiş, ıslah dilekçesiyle geçici-sürekli işgöremezlik, yol gideri ve tedavi gideri taleplerini toplam 90.889,93 TL’ye yükseltmiştir.
Davalılar davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulü ile, yol masrafı 157,50 TL ile kazanç kaybı 88.264,00 TL olmak üzere toplam 88.421,50TL maddi tazminatın kaza tarihi olan 15/04/2004 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte (davalı ... şirketi yönünden dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle ve poliçe limitiyle sınırlı olmak üzere) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davacının tedavi gideri taleplerinin reddine, 10.000,00TL manevi tazminatın davalılar ... ve ..."dan kaza tarihi olan 15/04/2004 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından katılma yoluyla, davalı ...Ş. vekili, davalılar ... ve ... vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, mahkemece her ne kadar tedavi gideri bakımından davalıların sorumluluğunun 6111 sayılı Yasa kapsamında sona erdiği gerekçesiyle tedavi gideri talebi reddedilmiş ise de, tedavi gideri bakımından önce kusur indirimi yapılıp daha sonra ödeme mahsup edildiğinde davacının bakiye tedavi gideri alacağının kalmayacağının anlaşılmasına dava zamanaşımının dolmamış olmasına göre, davacı vekili ile davalılar ... ve ... vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
2918 sayılı KTK.nun 109/1. maddesinde "Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve her halde, kaza gününden başlayarak 10 yıl içinde zamanaşımına uğrar." denilmektedir. Aynı kanunun 109/2. maddesinde ise, "Dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve Ceza Kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş ise, bu süre maddi tazminat talepleri için de geçerlidir." hükmüne yer verilmiştir.
Somut olayda; davaya konu trafik kazası 15.4.2004 tarihinde gerçekleşmiştir. Davacının ceza dosyasına göre hayati tehlike geçirecek ve 45 gün işten güçten kalacak şekilde yaralandığı olayda ceza zamanaşımı süresi 765 Sayılı TCK"nin 459/2. ve 102/4. maddelerine göre 5 yıldır. Olayda gelişen durum bulunmayıp, dosya kapsamında alınan hesap bilirkişi raporu uyarınca dava 7/8/2014 tarihinde ıslah edilmiş olup, davalı ...Ş. vekili süresi içerisinde ıslah zamanaşımı itirazında bulunmuştur. Mahkemece hükmün gerekçesinde davacının maddi zararının, mahkememizce aldırılan kusur, maluliyet ve hesap raporları sonucunda belirlenebilir hale geldiği, bu tarihten önce davacının maddi zararının tespit edilme imkanının bulunmadığı, bu itibarla hesap raporunun tebliği ile ıslah dilekçesinin sunulduğu tarih arasındaki süre dikkate alındığında ıslahla arttırılan kısmın zamanaşımına uğradığından bahsedilemeyeceği, aksi taktirde uzun süren yargılama süreci nedeniyle davacının mağduriyetinin söz konusu olacağı, kaldı ki usul hukukunda derhal uygulama ilkesinin geçerli olduğu, yargılama sırasında yürürlüğe giren 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Yasasının 107. maddesinde yer alan belirsiz alacak davası müessesesinin de bu mağduriyetlerin engellenmesi amacıyla yürürlüğe girdiği, dava tarihi itibarıyla 6100 Sayılı HMK"nun yürürlükte bulunmamasının belirsiz alacak davasını düzenleyen 107. maddenin davada uygulanmasına engel teşkil etmeyeceği, yukarıda da değinildiği üzere usul hükümlerinin, HMK"nun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla derdest olan tüm davalar yönünden uygulanmasının kanuni bir zorunluluk olduğu, eski usul yasası döneminde yürürlükte bulunmayan ancak yargılama sırasında yürürlüğe giren bir müessesenin işbu davada uygulanmayacağını iddia etmenin usul hükümleri yönünden geçerli olan derhal uygulama ilkesiyle bağdaşmayacağı, bu itibarla ıslahla arttırılan kısım yönünden davanın zamanaşımına uğramasının söz konusu olmadığından bahsedilmiştir. Oysa ki dava 10.4.2009 tarihinde 1086 sayılı mülga HMUK döneminde kısmi alacak davası olarak açılmış olup, 5 yıllık ceza zamanaşımı süresinin dolmuş olmasına göre, dava davalı ...Ş. yönünden ıslah zamanaşımına uğramış olmaktadır. Bu durumda mahkemece ıslah edilen kısım yönünden davalı ...Ş.’nin ıslah zamanaşımı itirazının kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
3-Kabule göre de, zorunlu trafik sigorta şirketi olan davalı ...Ş. manevi tazminattan sorumlu olmadığı halde, harcın tamamından tüm davalılarla müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulması da doğru değildir.
4-Bozma neden ve şekline göre davalı ...Ş.’nin poliçe limitiyle ilgili sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekili ile davalılar ... ve ... vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalı ...Ş. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı ...Ş. lehine BOZULMASINA, (4) nolu bentte açıklanan nedenlerle bozma neden ve şekline göre davalı ...Ş.’nin poliçe limitiyle ilgili sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, duruşmada vekille temsil olunmayan davalı ... AŞ yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, aşağıda dökümü yazılı 8,20 TL kalan harcın temyiz eden davacıdan alınmasına, aşağıda dökümü yazılı 5.042,38 TL kalan harcın temyiz eden davalılar ... ve ..."dan alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ... AŞ"ye geri verilmesine 3.4.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.