3. Hukuk Dairesi 2013/20231 E. , 2014/4698 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/06/2013
NUMARASI : 2009/623-2013/267
Taraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hükmün temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması davacı vekili tarafından istenilmekle; taraflara yapılan tebligat üzerine duruşma için tayin olunan günde gelen olmadığından işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00’e bırakılması uygun görüldü.
Belli saatte dosyadaki bütün kâğıtlar okunarak, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dilekçesinde; müteahhit olan müvekkilinin, satın aldığı arsada inşaat yapabilmek amacıyla başvurduğu davalı kuruma 12.285 TL ödemek zorunda kaldığını, davalı kurumca başvuru üzerine arsa üzerindeki enerji nakil hattının iptal edildiğinin bildirildiğini, ancak iptal tarihi ile müvekkilinin satın alma tarihi arasında arsanın satım suretiyle birden fazla el değiştirdiğini, davaya konu bedelin ise sadece müvekkilinden talep edildiğini, ayrıca müvekkilinin paydaş haline geldiği tarihte tapu kayıtlarında herhangi bir kısıtlayıcı kaydın da yer almadığını öne sürerek; fazlaya ilişkin hakkı saklı kalmak üzere 12.285 TL nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalı taraftan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkili kurumun, davaya konu arsa üzerinde inşa edilen enerji nakil hattı nedeni ile gerekli kamulaştırma işlemini yaparak o tarihteki malikine irtifak bedelini ödediğini, sonradan ihtiyaç kalmaması nedeni ile enerji nakil hattının kaldırıldığını, bu durum nedeniyle irtifak şerhinin kaldırılmasını talep eden taşınmaz malikinin, müvekkili kurumca ödenilen irtifak bedelini iade etmesi gerektiğini, öte yandan irtifak şerhinin iddia edilenin aksine sicile tescil edilmiş olduğunu savunarak, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; davacı tarafın satın aldığı taşınmazın ifraz edildiği 297 sayılı parsel üzerinde irtifak hakkı kurulduğu, ödenilen irtifak bedelinin ifraz olunan parsellere m2 miktarları esas alınmak suretiyle yansıyacağı, davacı tarafın ancak maliki bulunduğu parsele isabet eden irtifak bedelinden daha fazla bir ödeme yapmışsa bunun iadesini isteyebileceği, fazla ödemenin yapılıp yapılmadığının tespitinin uzmanlık gerektirdiği, ancak davacı vekilinin 21.05.2013 tarihli oturumda tapu kayıtları üzerinde yapılan bilirkişi incelemesinden sonra dosyanın tamamlandığı, bundan sonra başkaca yapılacak herhangi bir işlem kalmadığı yönündeki beyanı ile bilirkişi incelemesi yapılmasını istemediği, bu sebeple uyuşmazlığın çözümünün mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
6100 sayılı HMK. nun 266. maddesinde; "Mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. Hâkimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgiyle çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişiye başvurulamaz." hükmü yer almaktadır.
Somut olayda, davanın karara bağlanabilmesi için özel ve teknik bilginin gerekli olduğu, başka bir deyişle davada bilirkişiye başvurulmasının gerekli olduğu mahkemenin de kabulündedir. Buna göre, mahkeme; bilirkişi incelemesi yaptırılmasına taraflardan birinin talebi üzerine karar verebileceği gibi, kendiliğinden (resen) de karar verebilir.
Hal böyle olunca, mahkemece; davacı vekilinin beyanı gözetilerek, davanın karara bağlanabilmesi için kendiliğinden bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmesi, bilirkişi giderlerini ise taraflardan birinin veya ikisinin ödemesi yönünde ara kararı tesis edilmesi ve ortaya çıkacak sonuca göre uyuşmazlığın esası hakkında hüküm tesis edilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve bozma nedenine göre şimdilik diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacı tarafa iadesine, 25.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.