Vergi usul kanununa muhalefet - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2017/8616 Esas 2017/6190 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Ceza Dairesi
Esas No: 2017/8616
Karar No: 2017/6190
Karar Tarihi: 02.10.2017

Vergi usul kanununa muhalefet - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2017/8616 Esas 2017/6190 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen bir vergi usul kanununa muhalefet davasında, sanığın \"2006 takvim yılında sahte belge düzenlediği\" iddia edilip kabul edilmiştir. Ancak, mahkeme kararında bu suçun maddi konusunun fatura olduğu ve faturaların Vergi Usul Kanunu'nun öngörülen şartlarını taşıyıp taşımadığının dosyada yer alan asılları ya da onaylı suretleri ile tespit edilmesi gerektiği belirtilmiştir. Ayrıca, temel cezanın belirlenmesi sırasında Kanun'un öngördüğü ceza alt sınırı gözetilmemiş ve bazı gerekçelerde yanlışlıklar yapılmıştır. Kararda bahsedilen kanun maddeleri ise şöyledir: 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 227. maddesi, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 230. maddesi, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 53. maddesi.
11. Ceza Dairesi         2017/8616 E.  ,  2017/6190 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Vergi usul kanununa muhalefet
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    1-Sanığın "2006 takvim yılında sahte belge düzenlediğinin" iddia ve kabul olunduğu olayda; sahte fatura düzenleme suçunda, suçun maddi konusunun fatura olması, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu"nun 227. maddesinin 3. fıkrasındaki ""Bu Kanun"a göre kullanılan veya bu Kanun"un Maliye ve Gümrük Bakanlığına verdiği yetkiye dayanılarak kullanma mecburiyeti getirilen belgelerin, öngörülen zorunlu bilgileri taşımaması halinde bu belgeler vergi kanunları bakımından hiç düzenlenmemiş sayılır"" şeklindeki düzenlemeye göre de, faturaların Vergi Usul Kanunu"nun 230. maddesinde öngörülen zorunlu bilgileri içermesinin gerekmesi, dosya içerisinde herhangi bir fatura aslı ya da onaylı suretinin bulunmadığı, buna karşılık suça konu faturaların Adli Emanetin 2012/134 sırasında muhafaza edildiğinin belirlenmesi karşısında, gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi bakımından; suça konu faturalardan kanaat oluşturacak kadar asılları veya onaylı suretleri dosya içerisine konulup duruşmada incelenerek, kanunda öngörülen şekil şartlarını taşıyıp taşımadıklarının tespit edilmesi, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
    2-Kabule göre de;
    a) Suç tarihi itibariyle 213 sayılı Kanun"un 359/b-1 maddesinde öngörülen temel cezanın alt sınırının 18 ay olduğu gözetilmeden ve teşdit uygulanmasına ilişkin bir gerekçe gösterilmeden temel cezanın 18 ay yerine 3 yıl olarak belirlenmesi suretiyle fazla ceza tayini,
    b)Düzenlenen son fatura tarihini gösterir "11.12.2006" olan suç tarihinin, gerekçeli karar başlığında "2006-2011" şeklinde yanlış olarak gösterilmesi,
    c)5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan haklardan sanığın sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar uygulanması gerektiğinin gözetilmemesinin Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas-2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 02.10.2017 gününde oybirliği ile karar verildi.






    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.