8. Hukuk Dairesi 2009/7375 E. , 2010/2539 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil
... ve ... ile ... ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair ...1.Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 19.07.2007 gün ve 484/243 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacılar vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar tüm mirasçıların katılımı ile 10.02.1983 tarihinde Noter huzurunda düzenlenen miras taksim sözleşmesi ve eki ölçekli krokisi kapsamına göre taşınmazların taksim edildiğini, ne var ki; davalı ...’in sözleşme hilafına izale-i şuy’u davası açarak infazını engellemeye çalıştığını açıklayarak 2304 nolu parselin A harfi ile gösterilen bölümünün ve 3296 nolu parselin B harfiyle işaretli kısmının muris adına olan tapusunun iptali ile ... adına, 2304 nolu parselin C harfiyle gösterilen bölümü ile 3296 nolu parselin A harfiyle işaretli bölümünün ortak muris adına olan tapu kaydının iptali ve ...adına tapuya tesciline karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
Davalılar ..., ..., ..., ... ve ... 26.2.2004 günlü oturumda taksim sözleşmesini kabul ettiklerini açıklamışlardır.
Mahkemece, dava konusu taşınmazların Zeytinliova kasabası sınırları içerisinde kaldığı, taksimname krokisinde belirtildiği şekilde ifrazının mümkün bulunmadığı ayrıca taşınmazların değerinin belirlenerek harcın tamamlanması için keşif yapılmasının kamu düzeniyle ilgili olduğu, davacı vekilinin 19.07.2007 günlü oturumda keşif yapılmasını istemediğini, taksimname ekindeki krokinin mevcut haliyle tapuya tescilinin imar mevzuatı yönünden sakıncalı olup olmadığı belirlenemediğinden söz edilerek davanın reddine karar verilmiştir.
Hüküm süresi içerisinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Toplanan deliller tüm dosya kapsamından; ...Noterliğinde düzenlenen 10.02.1983 tarih ve 1287 numaralı “ düzenleme suretiyle miras taksim sözleşmesi kapsamı ve eki olan 1/5000 ölçekli krokinin yöntemine uyun olarak tüm mirasçıların katılımıyla düzenlendiği, dava konusu parsellerin krokileri üzerinde A, B ve C harfleriyle özgülenen kısımların metrekare olarak belirlendiği tartışmasızdır. Dava konusu taşınmazlarla ilgili olarak tapulama tutanakları ve pafta örnekleri getirilmiştir. 2304 nolu parselin 6750 m2 olarak zeytinlik niteliğiyle senetsizden 26.08.1971 tarihinde murisleri ... adına esbit gördüğü ve itirazsız olarak 01.02.1972 tarihinde kesinleştiği saptanmıştır. Yine 3296 nolu parselin 29800 m2 olarak zeytinlik vasfıyla senetsizden 27.05.1972 tarihide miras bırakanları ... adına tesbit görmüş ve itirazsız olarak 19.08.1972 tarihinde kesinleşmiştir. Tapu Müdürlüğünden getirtilen 07.11.2003 tarihli tapu kayıtları dahi tapulama tutanaklarını doğrulamaktadır. Zeytinliova Belediye Başkanlığının 22.03.2005 tarih ve 52 sayılı yazısı ile ekindeki kroki kapsamlarına göre 3296 nolu parselin imar dışı alanda kaldığı ve üç kısma ifrazının mümkün olduğu, buna karşın 2304 nolu parselin ifrazının mümkün olmadığı anlaşılmaktadır. Aynı yer Belediye Başkanlığının 27.05.2005 tarih ve 7 nolu yazısı kapsamına göre... Belediyesinin ilk imar planının 1957 yılında çizildiği ve 01.10.1990 tarihinde yeni imar planı çizilerek son şeklini aldığı açıklanmıştır. Manisa Valiliği Bayındırlık ve İskan Müdürlüğünün 28.09.2005 tarih ve 4118 sayılı yazısı kapsamına göre dava konusu 2304 ve 3296 nolu parsellerin Zeytinliova kasabası sınırları içerisinde kaldığından ifraz durumlarının ilgili belediyeden sorulması şeklinde yanıt alınmıştır. Zeytinliova Belediyesi’nin 07.12.2005 tarih ve 35 nolu yazısı kapsamına göre dava konusu taşınmazların Zeytinliova kasabası sınırları içerisinde, ancak imar planının dışında kaldığı açıklanmıştır. Davacı vekili ise son oturumda talep gibi karar verilmesini, keşif yapılmasını istemediklerini beyan etmiş ve beyanını imzasıyla onaylamıştır. Yukarıda açıklanan tüm konular mahkemenin ve tarafların bilgisi dahilindedir. Uyuşmazlık, belediye sınırları içerisinde kalan ancak imar planı dışında bulunan taşınmazların ifrazının mümkün olup olamayacağı ve ayrıca talep ve itiraz bulunmadığı halde taşınmazların değerlerinin resen tesbiti için keşif yapılmasının zorunlu bulunup bulunmadığında toplanmaktadır.
Bilindiği üzere ve kural olarak imar planı içerisinde kalan taşınmazların “arsa” niteliği gereğince ifrazının mümkün olup olmadığının belirlenmesi için ilgili belediye İmar İşleri Müdürlüğünden araştırılması zorunludur. Yine 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununun 8.maddesi uyarınca tarım topraklarının hangi miktarlardan küçük olamayacağına ilişkindir. Fakat 8/3 maddesi “…Ancak, çay, fındık, zeytin gibi özel iklim ve toprak istekleri olan bitkilerin yetiştiği yerler ile seraların bulunduğu alanlarda yörenin arazi özellikleri daha küçük parsellerin oluşmasını gerekli kıldığı taktirde, Bakanlığın uygun görüşü ile daha küçük parseller oluşturulabilir…” şeklinde hüküm taşımaktadır. Bundan ayrı, dava dilekçesinde dava tarihi itibariyle harca esas değer belirtilmiştir. Bu değere itiraz olunmamıştır. Yerel mahkemenin mutlak surette taşınmazın değeri belirlenerek noksan harcın ikmali yönündeki düşüncesinde kamu düzeni gerekçesi bakımından hukuka uygunluk yoktur.
Hal böyle olunca, Zeytinliova Belediyesi sınırları içerisinde, ancak imar dışı sahada kalan dava konusu taşınmazlardan 3296 nolu parselin 29.800 m2 olan miktarı ve taksim krokisi ve ekli ölçekli krokideki durum ile yerel belediyenin 22.03.2005 gün ve 52 sayılı yazısı ekindeki kroki de gözönünde tutularak ve taksim krokisine göre eylemli kullanımda dikkate alınarak 3296 nolu parselle ilgili olarak davacıların talepleri doğrultusunda kabul kararı verilmesi, yine belediye sınırları içindeki fakat imar dışı alanda kalan 6750 m2 alanlı 2304 nolu parselin ifrazının mümkün bulunmadığı bildirilmiş ise de; 5403 sayılı Kanunun 8/3.maddesi uyarınca ilgili Bakanlığın uygun görüşü alınarak gelecek yanıta göre bu parselle ilgili olarak bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu gerekçelerle red kararı verilmesi doğru olmamıştır. Kaldı ki açıklanan bu durumlar 3194 sayılı İmar Kanununun 18 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 15. maddesi ile TMK.nun ilgili hükümlerine de aykırılık teşkil etmemektedir. İfraz mümkün olmadığı takdirde 3402 sayılı Kadastro Kanununun 15/2. maddesi gereğince paylı mülkiyet şeklinde hüküm kurulması düşünülmelidir.
Tüm bu nedenlerle davacıların temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulüyle yerel mahkeme hükmünün 2304 nolu parsele hasren belirtilen sebeplerden ötürü HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA ve 13,60 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacılara iadesine 13.05.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.