Abaküs Yazılım
11. Ceza Dairesi
Esas No: 2017/10464
Karar No: 2017/6189
Karar Tarihi: 02.10.2017

213 sayılı VUK"ya aykırılık Sahte belge düzenlemek - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2017/10464 Esas 2017/6189 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Sanık, 213 sayılı VUK’a aykırılık suçundan (sahte belge düzenlemek) mahkum edilmiştir. Sanık hakkında vergi suçu raporu düzenlenen ancak kamu davası açılmayan \"Yasal Defter ve Belgeleri İbraz Etmeme\" suçundan zamanaşımı süresi içerisinde dava açılabileceği görülmüştür. Sanıkın bahse konu şirketle fiilen bir ilgisi bulunmadığı, sahte fatura düzenlemek suçlarında suçun maddi konusunun fatura olması, Vergi Usul Kanunu’na göre faturaların öngörülen zorunlu bilgileri taşıması gerektiği anlatılmıştır. Yeterli delil bulunmadığından sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, hükümsüzdür. Ayrıca, sanığın haklardan yoksunluğunun, Anayasa Mahkemesinin iptal kararına göre değerlendirilmesinde zorunluluk bulunmaktadır. Kararda geçen kanun maddeleri; 213 sayılı VUK, Vergi Usul Kanunu’nun 227. maddesi ve 230. maddesi, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 53. maddesi'nin 1. fıkrasının (c) bendi ve 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi’dir.
11. Ceza Dairesi         2017/10464 E.  ,  2017/6189 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : 213 sayılı VUK"ya aykırılık (Sahte belge düzenlemek)
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    Sanık hakkında vergi suçu raporu düzenlenen ancak kamu davası açılmayan "Yasal Defter ve Belgeleri İbraz Etmeme" suçundan zamanaşımı süresi içerisinde dava açılabilmesi mümkün görülmüştür.
    1-Sanık hakkında "2006 takvim yılında sahte fatura düzenlemek" suçunu işlediğinin iddia ve kabul olunduğu olayda; sanığın bahse konu şirketle fiilen bir ilgisinin bulunmadığı, bir tanıdığı vasıtasıyla kısa bir süre içerisinde devretmek üzere yardım amaçlı şirketin kuruluşuna rıza gösterdiğinden bahisle üzerine atılı suçlamaları kabul etmemesi, sahte fatura düzenlemek suçlarında suçun maddi konusunun fatura olması, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu"nun 227. maddesinin 3. fıkrasındaki ""Bu Kanuna göre kullanılan veya bu Kanun"un Maliye ve Gümrük Bakanlığına verdiği yetkiye dayanılarak kullanma mecburiyeti getirilen belgelerin, öngörülen zorunlu bilgileri taşımaması halinde bu belgeler vergi kanunları bakımından hiç düzenlenmemiş sayılır"" şeklindeki düzenlemeye göre de, faturaların Vergi Usul Kanunu"nun 230. maddesinde öngörülen zorunlu bilgileri içermesinin gerekmesi, vergi tekniği raporunda herhangi bir fatura bilgisinden bahsedilmediği gibi, sahteliği iddia edilen faturaların da dosya içerisinde bulunmadığının anlaşılması karşısında, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespit edilmesi bakımından; öncelikle suça konu fatura asıllarından kanaat oluşturacak sayıda temin edilip dosya arasına konulması, incelenerek kanunda öngörülen şekil şartlarını taşıyıp taşımadığının tespit edilmesi, sahte olduğu iddia olunan faturaları kullanan şirketler yetkilileri hakkında dava açılmış olup olmadığının araştırılması, açıldığının tespiti halinde getirtilerek incelenmesi mümkünse birleştirilmesi, mümkün olmadığı takdirde, bu davayı ilgilendiren delillerin onaylı örneklerinin dava dosyasına intikal ettirilmesi, faturaları kullanan şirket yetkilileri veya kişiler de dinlenerek sözü edilen faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak kimden aldıkları ve sanığı tanıyıp tanımadıklarının sorulması, fatura ve diğer belgeler üzerindeki imza ve yazıların sanığa ait olup olmadığı yönünden de tespit yapıldıktan sonra sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
    2-Kabule göre de; 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan haklardan yoksunluğunun, sanığın sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar uygulanması gerektiğinin gözetilmemesinin, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 02.10.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.






    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi